Soğuk.
Hissettiğim tek şey. Soğuk..
Gözlerimi açamıyorum.
Kıpırdayamıyorum.
Sert bir zeminde yatıyorum..
Neredeyim?
Bir uğultu var.
Ürpertici bir rüzgar esiyor.
Rüzgarın geldiği yöne bakılırsa.. yerin altında bir odada olmalıyım.
Anladığım kadarıyla yerin altındayım ama odanın tavanı yerin çok az üstünde bitiyor.
Muhtemelen odanın tavanının dışa bakan bir yerinde bir çatlak var ve soğuk hava oradan içeri sızıyor.
Bir hücredeyim.
Ben.. bir mahkum muyum?
Neden hiçbir şey hatırlayamıyorum?
Hafızam bana ihanet ediyor.
Sanırım soğuk yüzünden körelen acı hissim soğuğa alıştıkça ortaya çıkmaya başlıyor.
Aahh!! Bu hissettiğim acı hiçbir şeyle boy ölçüşemez.
Niye bu kadar yara almış olabilirim?
Lanet olsun yaralarımı bile görebilecek gücüm yok çünkü gözlerimi bile açamıyorum.
Bunu bana kim yaptı acaba?
Daha kim olduğumu hatırlamazken bunları düşünmem çok saçma..
Nedense değer verdiğim birileri varmış ve şu an bana ihtiyaçları varmış gibi hissediyorum.
Yüzüm.. ıslandı. Bir yerden su sızıyor olmalı. Hayır.. Ağlıyor muyum? Niye ağlıyorum!
Lanet olsun herşey çok karışık.
Kimim ben?
Nerdeyim?
Bana bunların yapılmasını hakkedicek ne yaptım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühürlü Kalp
Historical FictionBir prenses düşünün. Olduğu şey yüzünden dışlanmış , kendi ailesi tarafından bile zarar görmüş. Yapayalnız. Ve o bir arayış içinde. O bir ev arıyor, ait olduğu yeri arıyor. Bir de bir kolyesi var , mühürlü. O mührü kırmalı.. ama bu kırılması gereke...