Kitabın kapağını açmaya uzandım. Uzandım uzanmasına ama açılmıyordu. Kitabın kenarında değişik sarmallar vardı ve kapağı kaldırmamı engelliyorlardı.
Kitabın etrafını incelemeye başladım ve arka kapağın ortasında, sarmalların birleştiği yerde içine birşey koyulduğunu düşündüğüm bir oyuk gördüm. Kitap bu şekilde açılıyor olmalıydı.
Belki o oyuğa kolyem giriyordur düşüncesiyle kolyemi çıkarttım ve elması oyuğun yanına koydum. Tam uyuyordu.
Derin bir nefes aldım ve elması yerleştirdim. Kitabı aldıktan sonra ışıldamayı kesen elmas tekrar ışıldamaya başlamıştı.
Kitabı düz haline çevirdim ve birşey olması için bekledim. Kitabın kenarındaki sarmallar yavaşça geriye çekilmeye başladı.
Tanrım.. bu bir düzenek değildi.. bir büyüydü. Bu şahit olduğum ilk büyüydü ve çok ilginçti.. ama bir o kadar da güzeldi.
Bir an acaba ben de büyücü olsaydım nasıl olurdu diye düşünmeden edemedim. Heralde babam benden iyice uzaklaşırdı. Bu düşünceyi kafamdan attıktan sonra yavaşça kapağı kaldırdım.
Bu.. bir kitap değildi. Bir günlüktü.
En son sayfaya gidip tarihe baktığımda ikinci yaş günümde son sayfanın yazıldığını gördüm. Bir daha başka birşey yazılmamıştı.
Yazı stilinden anladığım kadarıyla bu günlük anneme aitti ama anneme ait olan bir günlük neden buradaydı ki? Bir de üstünde benim adım yazıyordu ve benim kolyemle açılıyordu. Sanki biri bu günlüğü bulmamı istemiş gibiydi..
Günlük benim doğduğum günden başlıyordu. Daha da meraklandım ve okumaya başladım.
--
Günlüğü bitirmiştim.. ve söyleyecek söz bulamıyordum. Bunu benden niye saklamışlardı? Tanrım babamdan nefret ediyordum.
Günlükte benim bir büyücü olduğum yazıyordu. Annem doğduğum günden güçlerim mühürlenene kadar olan zamanda başımızdan geçenleri yazmıştı.
Daha önceden öğrendiğime göre böyle bir durumda benim öldürülüp annemin de sürgün edilmesi gerekiyordu ama öyle olmamıştı..
Ana Kral Adrian Moretti benim anında ölmemi istemişti ama annem ilk çocucuğunun bu şekilde elinden kayıp gitmesine göz yumamamıştı. Babam ise bu olayda gayet rahat ve kabul etmeye hazır durumdaydı. Çünkü bu dünyaya gözlerimi açtığım ilk günden beri benden nefret ediyordu. O.. bir haine babalık ediyordu. Bu dünyada istenmeyen birşey onun kızı olmuştu. Bir büyücü..
Babam , her ne kadar inanamasam da, anneme olan sevgisinden dolayı onu sürgün etmeye göz yumamamış ve karısının da yalvarışları üzerine Kral Adrian'la bir anlaşma yapmıştı.
Benim güçlerim mühürlü kaldığı ve benden gizlendiği sürece yaşamaya devam edebilirdim ama karşılığında babamın da Krala hizmet etmesi gerekiyordu.
İşte o günden beri de babam bu odadan etrafa ülkesindeki büyücülerin öldürülmesiyle ilgili emirler yağdırıyordu. Hiç birine acımıyordu çünkü büyücülerden nefret ediyordu. Öz kızı da onlardan biri olarak doğduğu için..
Daha sonra saraya bir büyücü çağrılmış ve benim güçlerimin mühürlenmesi sağlanmıştı. Bu büyücü mührün kolyeme bağlanmasını sağlamıştı.
Bu yüzden kolyeyi hep takıyordum. Çünkü eğer mühür kaldırılırsa kolyeyi takan kişi güçleri ele geçirecekti. Kolye de hep üstümde olursa yanlışlıkla mührün kaldırılması gibi bir durum olduğunda güçler yanlış ellere geçmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühürlü Kalp
Исторические романыBir prenses düşünün. Olduğu şey yüzünden dışlanmış , kendi ailesi tarafından bile zarar görmüş. Yapayalnız. Ve o bir arayış içinde. O bir ev arıyor, ait olduğu yeri arıyor. Bir de bir kolyesi var , mühürlü. O mührü kırmalı.. ama bu kırılması gereke...