Bölüm 11

2.7K 134 22
                                    

Annemin sözleri beynimde yankılandı.

Bu senin güçlerini ilk keşfedişin değil..

"Bu.. Bu da ne demek oluyor?" diye zar zor konuşabildim.

Annem umutsuzca iç çektikten sonra anlatmaya başladı.

"Daha önce de güçlerini keşfetmiştin ama kolyendeki mühür bunu unutmanı sağlamıştı. Bu sefer niye böyle oldu bilmiyorum. Yani gücün her büyücü olduğundan haberin olduğunda bunu unutmanı sağlayacak bir büyüyle birlikte mühürlenmişti. Bu sayede krallığın varisi olmaya ve.. yaşamaya devam edebildin-"

"Nasıl yani? Hayatımın bir bölümünü benden öylece çekip aldınız mı!" diye annemi kesip çıkıştım.

"Büyücü olduğunu ilk keşfettiğinde daha sekiz yaşındaydın. Dün gibi hatırlıyorum. Çocukluğun verdiği saflıkla bunu gelip hemen heyecanla bana ve babana söylemiştin. Mührü yapan büyücü böyle bir şey olduğu takdirde kolyenin bunu sana unutturacağını bize söylemiş olduğundan endişelenmedik ve sadece bunun yayılmasını önlemekle yetindik ama Jelena o sırada daha altı yaşında olduğu halde bu olayı asla unutamadı. O yüzden sana karşı bu şekilde davranıyor. Senin kraliçe olmanı istemiyor. Bunun kendi hakkı olduğunu ve senin.. senin.." diye uzaklara dalmış bir şekilde geçmişi hatırlayarak konuşan annem cümlesini tamamlayamadı ve başını öne eğdi.

"Benim ölmem gerektiğini düşünüyor." diye cümlesini tamamladım.

Annemse sadece başını sallamakla yetindi.

Demekki bu olay olduğunda bu kadar küçük olduğum için anılarımda bir boşluk da hissetmemiştim. Sonuçta bu anılarımın yerinde başka anılar da olsa onları hatırlayamazdım. Dokuz yıl uzun bir süre öncesiydi.

"Ne zamandır biliyorsun?" diye sordu annem bana bakmamaya devam ederek.

"İki yıl önce doğumgünü balomdan sonra öğrendim." Diye kısaca ve soğuk bir şekilde cevap verdim.

"Mühür zayıflamış olmalı.." diye kendi kendine konuştu. Sonra aniden kafasını kaldırıp bana baktı.

"Sonucu ne olursa olsun mührü kırmalısın Irina. Yoksa mühür zayıflamış olsa da kolye gene anılarını silecek." diye endişeyle konuştu.

"Ne yani? İki yıl boyunca olan herşeyin bir anda aklımdan silinme tehlikesiyle mi karşı karşıya olduğumu söylüyorsun! Bu delilik! Nasıl-" diye sinirle konuşurken bu sefer beni kesen annem oldu.

"Kolyendeki mührü sadece onu yapan büyücü ve onun soyundan gelenler bozabilir. O kişiyi bulmalısın. Adı Fabian Ricci. Nerede yaşadığını bilmiyorum. Onu bulmak için sarayı terketmelisin Irina." Konuşurken önüme gelip ellerimi tutmuş ve bana endişeyle bakmıştı.

Ellerini itip ayağa fırladım.

"Nasıl yani! Şimdi benden bütün hayatımı, sevdiğim kişileri, herşeyi geride bırakıp şu an dünyanın herhangi bir yerinde olabilicek bir adamı aramaya çıkmamı mı istiyorsun? Hemde herşeyi bir anda unutup ortada kalabilme tehlikesine sahipken!" diye bağırdım. Sesimi istemsiz bir şekilde yükseltirken kendimi durduramamıştım.

Annemin gözleri dolmaya başlarken ağlamamak için kendini zor tuttuğu anlaşılan titrek bir sesle bana bağırmaya başladı.

"Beni de anlamalısın Irina! Sadece seni korumaya çalışıyorum. O Brandon denen askerle ne yaptığını bilmediğimi mi sanıyorsun? Güçlenmeye çalıştığının ve aslında burada olmak istemediğinin farkındayım. Babanın senin ve Brandon olayının üstüne gitmesini ben engelledim. Babana sarayda hesap veren kim varsa önce bana geliyor. Seni sevmediğimi ve savunmadığımı zannediyorsun ama baban sana ve Anastasia'ya kızarken sessiz kalmamın nedeni gücün onda olduğunu sanmasını istemem. Ben bütün çocuklarımı seviyorum ve onları korumak için mücadele ediyorum. Hayatımın sonuna kadar da bu böyle olacak. Bebekliğinde sırf öldürülmemen için güçlerinin mühürlenmesi fikrini bile ben ortaya attım. Bana karşı birazcık sevgin ve saygın varsa bütün bu olanlardan sonra Fabian denen büyücüyü bulmak için hemen sarayı terkedersin. Senin sürekli anıların siline siline dolaşan boş bir insana dönüşmeni istemiyorum. Benim için nereyi yönettiğin veya da ne kadar güç elde ettiğin önemli değil, sadece sen önemlisin!" diye bağıran annem sonunda gözyaşlarını artık tutamayıp ağlamaya başladı.

Mühürlü KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin