Bölüm 23

2.4K 124 43
                                    

Odada daha fazla içlikle durmanın anlamsız olduğunu düşünerek elbisemi aldım ve hızla üstüme geçirdim. Hançerimide kılıfıyla birlikte bacağıma düzgünce bağladıktan sonra aynanın karşısına geçip saçımı yapmaya koyuldum.

Saçımın önlerinden iki tutam aldıktan sonra onları örüp sanki tacım varmış gibi duracak şekilde kafamın üstünden yuvarlak şekilde doladıktan sonra saç iğneleriyle tutturdum ve kalan hafif dalgalı saçlarımı açık bıraktım.

Kendime biraz daha yapacak iş ararken aslında kafamın düşüncelerle dolmaması için kendimi meşgul etmeye çalıştığımı farkettim.

Dalgın bir şekilde cam kenarına yürüyüp sokaktan geçen insanları izlemeye başladım. Bazıları işlerine koşuşturuyor, bazıları sevgilileriyle cilveleşerek geçiyor, bazıları arkadaşlarıyla gülüşüyor.. Herkes kendi hayatını yaşıyor. Büyüyor, iş sahibi oluyor, evleniyor.. Peki ben ne yapıyorum? Hayattaki amacımı kaybetmişim gibi.. Nereye ait olduğumu hissedemiyorum artık, içim sıkılıyor..

Ustayla konuşup şu büyücüyü bulmalı, sonra da saraya dönmeliyim çünkü ait olduğum yer orası.. değil mi?

Sıkıntılı bir nefes verdikten sonra yavaşaça arkamı döndüm ve kapının yanındaki duvara kollarını önünde kavuşturmuş bir şekilde yaslanmış duran Leon'la karşılaştım.

"Saçlarını öyle taç gibi yaptığın için emirlerini uygulayacağımı sanıyorsan yanılıyorsun." diye düz bir şekilde konuştu ama ben sesindeki gizli alayı duymuştum.

Normalde bu yoruma karşılık pis bir şekilde sırıtıp cevabı yapıştırırdım ama kendimde o enerjiyi bulamadım.

"Yani saçlarımı açarsam emirlerimi uygulayacak mısın?" dedim alaycı bir tonda konuşarak ama o alay ne gözlerime ne de dudaklarıma yansıdı.

"Bir sorun mu var?" diye sordu Leon birkaç adımda karşıma gelerek.

Yakınlığımızdan rahatsız olmuş bir şekilde birkaç adım gerileyip sırtımı cama yasladım.

"Bir sorun var." dedi ve rahatsız bir nefes verdi.

"Hayır, herşey iyi durumda merak edilecek birşey yok." dedim ve ona inandırıcı bir şekilde gülümsedim ve inanmasını umdum.

"Brandon'la kavga ettiğinizi duydum."

İnanmamış..

"Bazı ağır laflar ettiğini de duydum."

Tanrım.. Brandon'ın o ve benim hakkında söylediklerini duyduysa çok sinirlenmiş olmalı..

Brandon'ın ima ettikleri aklıma geldiğinde yanaklarımın kızardığını hissettim ama sonra hemen toparlandım.

"Önemli birşey değil. Küçük bir tartışmaydı. Bran-" diye birşeyler uyduruyordum ki otoriter bir şekilde bana doğru bir adım atınca cümlem yarıda kesildi.

"O yüzden mi onu kovdun ve bir daha karşına çıkmamasını istedin?" diye sertçe sordu.

O kimdi ki beni sorguya çekiyordu? Zaten kavgayı dinlemesi de hiç hoş değildi. Karşısında dimdik durdum ve işaret parmağımı suçlarcasına suratına doğrulttum.

"Demek odamı dinliyordun Leon? Hiç hoş bir davranış değil. Ayrıca beni sorgulama hakkına da sahip değilsin, Brandon'la aramızda ne geçtiyse seni ilgilendirmez. Odama da izinsiz daldığını görmezden geldim sanma!" diye sitem ettim.

Leon bir anda iyice önüme geldi ve kollarını sertçe kafamın hemen arkasındaki cama bastırdı. Artık o ve cam arasında kapana kısılmış haldeydim.

Mühürlü KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin