Nefsinden habersiz olan Nefsi ammare seviyesindeki insanlar bilinç siz bir şekilde yaşıyorlardı. Te kaygıları dünyaydı ve dünyalık şeyler elde edebilmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Nefislerini tanımadıkları gibi yüce yaratıcıyı da tanımıyor ve bilmiyorlardı. Bu konuda ağır bir gaflet içerisindeydiler. Bu insanların kimi zamanla nefsin ve şeytanın hilelerini öğrenerek kurtuluşa eriyor kimi ise sadece nefsin heva ve heveslerine uyarak isyan içerisinde ölüp günahkarlar içerisinde ki en dip noktada yerlerini alıyorlardı. Celaleddinin bir insanın sorgulamadan nasıl yaşayabildiğine aklı bir türlü almıyordu. Bir hayat boyunca sadece arzu ve istekler için yaşamak akla mantığa sığacak bir şey değildi. Nefsini tanımaya başlaması içerisindeki gel git lerin nedenlerini yavaş yavaş ortaya çıkarmaya başlamıştı. Artık farklı bir pencereden bakıyordu hayata, insanların dünyaya neden bu kadar bağlı olduğunu daha iyi anlıyordu. Hayatını yüce yaratıcıdan habersiz insanlar gibi geçirmek istemiyordu. Daha çok anlamak istiyordu, daha çok öğrenmek istiyordu ve daha çok düşünmek istiyordu. İnsanı farklı kılan değerleri daha çok önemsemek ve tüm hayatını yalnızca ve yalnızca ALLAH için yaşamak istiyordu.