Meczup

30 4 11
                                    

Talebeler önlerinde rahle üzerindeyse çalıştıkları kitaplar.
İlim talebeleri, bilim talebeleri, sonsuz derya'nın
Su katreleri...
Yüzlerde edep, öyle bir edep ki pür dikkat molla sını dinliyor.
Başını kaldırmadan göz göze gelmeden, sesini yükseltmeden ve duyduğu her kelimeyi nakış nakış zihnine nakşeden talebeler. Dersler bittiğinde hepsi aynı edeple doğruluyor. Konuştukları Kur'an üzerine sünnet üzerine ve öğrenmek üzerine.
Bilgiden sıyrılıp bilmek üzerine!
Mevlana bir çok ilim adamıyla tanışma fırsatı bulmuş her birinden bir birinden değerli bilgiler öğrenmişti.
Bütün bilmeler bir tek bilmek üzerine inşa edilmişti.
Vardığı sonuç yine Allah'ı bilmekten öteye varmıyordu.
O Allah ki her bilmenin ötesinde ve o Allah ki tüm bilmelerin merkezinde!
Mevlana Celaleddin birgün DımAşk sokaklarında dolaşırken meczup birine denk gelir.
Farklıydı kıyafeti, harekerleri, konuşması tanıdığı hiç kimseye benzemeyen biri
Kalabalık içinden ansızın karşısına çıkar elini tutar defalarca öper ve ortadan kaybolur. Mevlana Celaleddin yaşadıkları karşısında şaşkınlığını uzun süre üzerinden atamaz.
Kim bu zat esrarengiz garip davranışlarıyla nereden geldi ve neden birden kalabalığın içinde kayboldu diye düşünür durur.
O yüz o meczup insan bir türlü aklından çıkmaz
Şam sokaklarını defalarca dolaşır ondan bir iz bir eser bulabilmek için fakat nafile bir daha göremez ve şekilde günler haftalar bir birini kovalar.
Üzerinde garip bir tesir kalmıştır. Ne olduğunu anlayamadığı.
Unutmadığı ve içinden atamadığı...

ŞEMSİN GİDİŞİ #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin