TESADÜF |Kim Taehyung|

45. Bölüm

  Uzun bir zamandır burada bekliyordum, belki bir saat belki üç saat olmuştur. İnmeye korkuyordum.

Ama artık inmeliydim diye düşünmeye başladım. Aptal kafam! Neden saatlerce burada beklerim ki.

Taehyung da gelmemişti zaten, o fazlasıyla koymuştu. Hemen geliyorum demişti ama yok...

Yangın merdiveninin kapısından çıktım. En üst kattaydım ve kimse yoktu şimdilik.

Merdivenlerden yavaşça aşağı inmeye başladım. Bir iki kat inince bizim olduğumuz kata gelecektim.

Ama adım sesleri duyunca durdum. Yine aynı kişi olamazdı değil mi?!

Tam geri dönüp yukarı çıkıyordum ki ayağım kaydı. Allahhhh! Gittim ben! Öldüm vallaha öldüm!

Havada geriye doğru düşüyordum. Ama tahmin ettiğim gibi olmadı. Merdivenlere düşüp yuvarlanmadım. Birisinin kucağına düştüm.

"Sen sabahtan beri nerdesin Jennie?! Araya araya götümü yırttım!"

Bunu diyen arkamdan beni tutan Taehyung'tu.

Merdivenlerde doğru düzgün durunca ona döndüm ve kocaman sarıldım. Burnumu boynuna dayandım ve bir süre öyle durdum.

"Asıl sen neredeydin? Ya ölseydim?"

Bana sardığı kollarını çekip eliyle yüzümü kavradı.

"Aradım ama bulamadım sevgilim. Özür dilerim... Kast ettiğin adam sanırım buraya geldiğimde kapıdan çıkıyordu. Yakalayıp patakladım ama o mu değil mi bilmiyorum"

"Yangın merdivenindeydim. Aish! Yoruldum..."

"Cidden özür dilerim tatlım, iyisin sen değil mi?"dedi endişeyle.

"İyiyim birşeyim yok, gel, bize gidelim"

"Olur, eve erkek atıyorsun ama"

"Eve attığım erkek sevdiğim çocuk ve benim sevgilim. Ben bir mahsur göremiyorum kkkkk"

"Haklısın kkkkkkk yemek var mı?"dedi merdivenlerden inerken.

"Bilmiyorum ama abur cubur almıştım onları yiyebiliriz"diyip gülümsedim.

"Sen de benim gibi abur cubur seviyorsun ya, bu huyunu seviyorum işte"

Bizim olduğumuz kata gelmiştik. Kapıyı açıp içeri geçtim.

"Kkkkkkkkkk hadi gel"diyip kapıyı Tae'nin arkasından kapattım.

"Aish! Çok yoruldum!"

Aldıklarımı tabağa koydum ve koltuğa Taehyung'un yanına oturdum.

"Hadi hepsini yiyelim!"

Suga
▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪

Derin bir nefes alıp telefonu elime aldım. Artık bunu yapmalıydım. Konuşmayı sürekli o başlatamazdı ya.

Ben: Selam

Soo Ah: Selammmm naber?

Ben: Herzamanki gibi uykuluyum senden naber?

Soo Ah: Kkkkkk her zamanki gibi dans ediyorum

Ben: Cidden güzel dans ediyorsun, nasıl yapıyorsun bunu? Ben o kadar iyi değilim.

Soo Ah: Sen de iyisin dansta ama eksiklerin var sadece. Önceden anlatmıştım ya zaten, küçüklükten beri dans ediyorum.

Ben: Gerçekten iyisin