Chapter 22-The Prophecy

2.4K 177 93
                                    


Gözlerimi açtığımda yetimhanenin rahatsız yataklarından birinde yatıyordum.Vücudum o kadar bitkindi ki gerçek anlamda hareket etmem imkansızdı.Alnımdaki ter damlalarını hissetmeme rağmen soğuktan titriyordum.

Tom uyandığımı fark ettiğinde bir heykel gibi oturduğu yatağından kalkmış,bu geceye kadar dayanmam gerektiğini söylemişti.Sonrasında, bilincimi açık tutabilmek için saçma sapan şeylerden bahsetmiş ve bunun bir işe yaramadığını fark ettiğinde okkalı bir küfür savurup komidini tekmelemişti.Ve ben,bunların hiçbirine en ufak bir tepki bile veremeden öylece yatmıştım.

Zaten bir süre sonra acıdan bayılmış,hiçbir şey hissedemez olmuştum.

"Bu olmamalıydı." Diye tekrar etti Tom.

Kendi kendine konuşuyor, odada bir ileri bir geri gidiyordu.

"Tom..." Sesimi duyduğumda göz kapaklarımı hafifçe aralamıştım.Oda karanlığa bürünmüştü.Tek ışık kaynağı camdan içeriye giren ay ışığıydı.

Tom gözlerindeki endişeyi gizlemeye çalışmadan bana döndü.

"Sen..." Dudaklarım iradem dışında hareket ediyordu.

"Ben?" Dedi Tom yatağımın başucunda yere çömelirken.Ben bir süre sessiz kalınca devam etti. "Lina?"

"Bana sarılm..." Sanki bir rüyayı sayıklıyor gibiydim. "...Anı...seviy..."

Tom ne dediğimi anlamamış gibi bir süre sessiz kaldı.

"Sana sarılmamı mı istiyorsun?" Diye sordu sonunda.

"Seni..."Diyebildim çok kısık bir sesle."Hisset...tiyoru..."

Kelimelerim kesik kesik ve anlamsız da olsa Tom'u harekete geçirmişti.

Ben daha ne yaptığını anlayamadan beni yavaşça kenara kaydırıp yatakta yanıma oturmuş, elimi tutmuştu.

"İyileşeceksin,Lina."Demişti Tom kendine söz verir gibi."Seni kaybetmeyeceğim."

"Yat..."

Ve Tom, bir emirden çok bir yalvarış gibi fısıldadığım kelimeyi tereddüt etmeden kabullenmiş ve belki de hayatında ilk defa,kendisi değil başkası istediği için bir şeyi yapmıştı.

"Uyu şimdi..."Demişti kısık bir sesle."Sabaha iyileşeceksin."

O sabah vücudumun sarsılmasıyla uyandığımda, hiç uyanmamış olmayı dilemiştim.Londra için fazlasıyla sıcak olan bir yaz gününde titreyerek ölecektim.

Tom.

Onun sıcaklığından eser yoktu.Ya da etrafıma sardığı kollarından.

Gözlerimi yavaşça araladım.Işık canımı acıtmıştı.Kendi göz kapaklarımı yeniden kapamamak için zorladım.

Odayı dolduran tek ses dişlerimin birbirine her çarpışında çıkardığı gıcırtıydı.

"Lina."

Soğuk bir el alnıma dokunurken nefes almaya çalıştım.Tom, endişeli suratını yüzüme yaklaştırmış, ben sesine cevap olarak boş bakışlarımı yeşillerine diktiğimde hafif aralık dudaklarından kesik bir nefes vermişti.

Elini yanağıma indirip kaşlarını çattı.

"Nasıl hissediyorsun?" Eliyle, kasılan elimi gevşetti ve madalyonun yakıp,iz çıkarttığı elime baktı.

Tom yeşil gözlerini yavaşça yaramdan ayırıp hızla ayağa kalktı.

"Bu olmayacak!" Bağırışı yerimde daha şiddetli titrememe neden olurken, odada yalnız olmamıza rağmen bana bağırmadığını fark ettim.

Diary Of Evelina MortezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin