O sefer kurtulamayacağıma emindim.
Tavan aramıza çökmeden önce gördüğüm son şey Tom'un öfkeden kızaran gözleriydi.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.Şuan hiçbir şey olmamış gibi arkamı dönüp,malikaneden uzaklaşmalı mıydım...yoksa kalıp,Tom'un diyeceklerini mi dinlemeliydim?Gerçi bir şey diyecek miydi yapacak mıydı orası ayrı bir konuydu...
"T-T-Tom?" Diye kekeledim bir adım enkaza adım atıp.
Cevap gelmedi.
Yerden zar zor,duvardan destek alıp kalkmaya çalışan Bellatrix'i gördüğümde kalbim endişeyle çarpmaya başladı.
Yutkundum.Nefes aldığım her saniye zaman ilerliyordu ve kaçmam bir o kadar da zorlanıyordu.
Ama zaten neden kaçayım ki?Tom beni öldürmek istese bunu çoktan yapardı.Buna bir sürü fırsatı olmuştu.Ama onun yerine gelip benimle sonsuzluğunu paylaşmak istemişti.Hortkuluk yapmıştık.Sırlarımızı paylaşmıştık.Beraber uyumuştuk.Beraber olmuş gibi olmuştuk...Orası çok garip her neyse...Yani Tom'un bir kıza en yakın davranacağı aşamaları ben yaşamıştım.Neden beni öldürmek istesin ki?
Kalmaya karar verdim.
Bellatrix,yerde yuvarlanan asasını hızlıca kavrayıp bana doğrulttuğunda gözlerim fal taşı gibi açıldı.
"SEN KİM OLUYORSUN HA?!"
Bir adım geriledim.Bu yaşadığım şoktan sonra en son isteyeceğim şey şuan kavga etmekti.
"SANA SÖYLÜYORUM!"
Soğuk bir el boğazımı kavrarken gözlerimi acıyla kapattım. Boğazıma yaptığı baskı o kadar ağırdı ki ellerimle onu itmeye mecalim yoktu.Ve sonra birden elleri saçlarımı kavradı ve geriye doğru çekerken basit bir refleksle çığlık attım.
"CEVAP VERSENE!DİLİNİ Mİ YUTTUN?!"
Cevap vermedim ve vermeyecektim.Sinirlenmek istiyorsa,sinirlenebilirdi.En azından benim kadar güçlü olmadığını biliyordum.
"SENİ SÜRTÜK!" Diye tekrar bağırdığında uzaktan bir ses geldi.
"Bella."Dedi emir veren soğuk bir ses.
İkimizde sese döndük.Tom,öfkesini başkasından çıkarmaya meyilli görünüyordu.Saçları hafif dağılmış,pelerini azıcık tozlanmıştı ve öfkeden kızaran gözleri Bella'nın üstündeydi.
"Bırak onu."
Gevşeyen el,saç diplerimden çıktı ve ensem derin bir nefes aldı derken başımı sertçe zemine ittiğinde burnumun yere çarpmasıyla parmaklarıma kanlarım damladı.İnlemeden,ayağa kalkmaya çalıştım.
Bellatrix'in uzaklaşan adımlarını duyduğumda huzursuzca yerimde kıpırdandım ve kanı pelerinimin koluna sileceğim anda Tom,bileklerimden nazikçe kavradı ve sonra eli aşağıya parmaklarımın arasına kaydı.Önden ilerleyip,yavaşça beni malikanenin bir oda kadar sayılacak büyüklükteki banyosuna götürdü.Başımda hafif bir dönme vardı ama gıkımı çıkarmadan onu takip ettim.
Elimi bırakmadan,musluğun önüne vardık.Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum.Tam arkamda,bir eli belimdeyken diğer elini göremiyordum ve açıkçası bu beni çok rahatsız ediyordu.Ne yapacaktı yani?Kafamı musluğa mı geçirecekti?Aynanın içine mi sokacaktı beni?Evet tekrar hoş geldin paranoyaklığım.
Diğer elide musluğa doğru gittiğinde yerimde sıçradım.
"Korkuyor musun?" Diye sordu Tom musluğu açarken.
"Korkmalı mıyım?" Aynadan masum sayılabilecek bir ifadesizlikle ona baktım.
Cevap vermedi.Elini suyun altında tuttuktan sonra hafifçe eğildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diary Of Evelina Mortez
FanfictionEvelina Mortez 1937 yılında Hogwarts'a başlayacaktı.Ancak kim bilebilirdi ki Tom Riddle ile aynı dönemde okuyacağını?Bu ne kadar Evelina'nın günlüğü olsa da anlattığı kesinlikle kendi hikayesi değildi. Tom Riddle'ın idi.