Chapter 23-The Sacrifice

2.3K 159 160
                                    



Ruhu 7 parçaya bölmekten mi bahsediyordu ben mi yanlış duyuyordum?

Konuşmamızı bölen açık ve koyu kahverengi tüyleri olan son derece iyi beslenmiş bir baykuşun cama yaklaşması oldu.

Ve içimde büyümesine engel olamadığım korkuyla parmaklarımın titrememesine özen göstererek hayvanın ayağındaki mektubu çözdüm.

"Kimden?" Diye sordu Tom.

"İki tane gelmiş." Dedim Tom Marvolo Riddle yazısını gördüğümde ona uzatıp.

Derin bir nefes alıp yatağıma oturdum ve mektubu açtım.

'Merhaba Evelina,

Bu yaz sana 1 hafta boyunca bizim malikanemizde toplanacağımızı söylemiştim...Cevabın pek belli değildi ama yine de tekrar sormak istedim...Aynı Riddle'a sorduğum gibi.1 hafta olmasa da umarım 2 gün kalabilirsiniz.Çok memnun olurum.

James Avery'

Derin bir nefes alıp mektubu buruşturdum.

Tom ise parşömeni komidine bıraktı.

"Gidecek miyiz?" Diye sordum daha demin ki ruhumuzu bölme seansını unutmaya çalışıp.

"Öyle görünüyor."

"Ciddi misin?" Yüz ifadesine baktım.Ciddi gibiydi.

"Tabi," Bana bakmadan dolabına yürüyüp kapağı gıcırtıyla açtı."Bizim için yararlı bir aile ziyareti olabilir."

"Neden?"

"Averyler güçlü bir aile, biliyorsun ve ben onların üzerinde, seninle daha sonra da görüşmek isteyecekleri bir izlenim bırakmanı istiyorum. Kimlerin bizim için faydalı olacağını bilemeyiz."

"Pekala." Dedim başımı sallayıp."Bence benim yerime sen konuşmaları yap." Dedim alaylı bir şekilde."Sana bayılırlar."

"Sana da bayılırlar." Dedi "Kendin ol, ilginç bir şekilde insanları etkileyebiliyorsun."

İki gün sonra Averylerin malikanesinin kapısında dikilirken de içimden kibarlığıma omuz silkmek ve Tom'a yetimhaneye geri dönmek istediğimi söylemek istiyordum. Yani, evet arkadaşlarımı özlemiştim ve eğleneceğimizden emindim ama yine de yine birbirimize soğuk olacaktık.

Derin bir nefes alıp kapının tokmağını vurdum. Büyük kapı yavaşça açılırken yeşillerini yüzümde gezdiren Tom'a gülümsedim. Karşılık vermek yerine kapıya döndü.

Ellerini arkasına bağlamıştı ve omuzları gibi kendisi de gergindi. Onun küçük hareketlerini anlayabilmek yüzüme bir gülümseme yayılmasına neden olurken kapı açıldı.

"Hoşgeldiniz!" Kapıyı açan kişiyi önce görmeyip başımı sese çevirdiğimde kapıyı zorla kendine çekmeye çalışan buruşuk yüzlü ev ciniyle göz göze geldim.

"Değerli misafirler, sizi bekliyor genç efendimiz." Kapı sonuna kadar açıldığında ev cini aceleyle, başı neredeyse yere değecek kadar eğildi ve ben biraz tereddütle içeri girene kadar başını kaldırmadı. Sonra diğerinden daha hızlı olarak kapıyı kapattı. "Pelerinlerinizi ve çantalarınızı alabilirim, küçük bey ve küçük hanım."

Üzerimdeki maun rengi yazlık pelerinimi çıkartırken biraz daha özenerek hazırlandığım için Merlin'e yüzlerce kez teşekkür ettim. Genelde ev cinlerinin hizmet edeceği türde bir insan değildim çünkü.

"Lütfen, beni takip ediniz, küçük bey ve küçük hanım. Genç efendimiz salonda bekliyor sizi."

Tom ile kısa bir bakışı paylaştıktan sonra cinin peşine takıldım ve Tom beni arkamdan takip ederken geçtiğim geniş koridordaki resimlere göz gezdirmeye çalıştım.

Diary Of Evelina MortezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin