15.Bölüm

26 6 0
                                        

Camda yansıyan güneş ışıkları kirpiklerimin arasından içeri süzüldüğünde uykumdan uyanmıştım. Yerimden doğrulup gerindikten sonra saçlarımı arkaya attım ve banyoya doğru ilerledim. Aynadaki yansımama baktığımda yorgun ve şişmiş olan gözlerim tahmin ettiğimden daha da zorlandığımın sinyallerini bana veriyordu. Gözlerimin içine sabit bir şekilde baktım ve bir cevap aradım. O benim sadece idolüm müydü? Yoksa sevdiğim kişi miydi?  Eğer sadece hayransam neden bu kadar gerçek bir acı vardı?  Tam boğazımda bir düğüm vardı. Kalbim ve beynim arasında ki bir kaza gibi aradaki bağlantıyı sağlayamıyordum. Ya kalbim karar verecekti ya beynim. Orta yolu bulamıyordum ve bu beni delirtecek bir öfkeye sürüklüyordu. Ona gerçekten değer veriyordum ama ne?  Cevap bulamadım ve yüzüme buz gibi suyu çarptım, iliklerime kadar titremiştim. Ama biraz daha iyi hissettirmişti. Havluyu alıp odaya girdim yatağın üstüne atıp aşağıya indim. Kimse yoktu yoksa gitmişler miydi?  Geç mi kalmıştım ? Son kez göremezsem daha kötü olacaktı..  Duvardaki saat gözüme takıldı ve saat 6 mı?  Sadece iki saat mi uyumuştum... Stres zihnimi ele geçirmişti gergindim, verandaya çıktım ve salıncağa oturdum. Sallanmıyordum, gerçi kendimi sallayacak gücü hissetmiyordum. Çok güzel bir iki hafta geçirmiştim. Ve her güzelin olduğu gibi bunun da bir sonu vardı. Ve o son bugündü. Bense saatler öncesinden uyanmıştım. Vücudumun her zerresi bitkindi. Dün geceden dolayı değil. Ruhani bir doyumsuzluktu bu. Sessizliği dinlemeye başladım. Sahilden gelen dalga seslerini hafif rüzgarın çıkarttığı uğultuyu. Bunlar bile kasvetimi dağıtmaya yetmemişti. Kendimi ayağa kaldıracak gücü bulup piyanonun başına geçtim. Ve onunla konuşmaya başladım.

"Uzun zamandır seninle konuşmuyorduk... Ve uzun zamandır tuşlarınla parmaklarım buluşmadı. Neden bilmiyorum ama notaların sesi bana iyi gelecek gibi hissediyorum. Sence ne yapmalıyım Ariel?  Bana cevap veremezsin değil mi? " iç çekip piyanonun kapağını kaldırdım. Bembeyaz klasik bir duvar piyanosuydu. Çalmasam bile görüntüsüne aşıktım. Profesyonel olmasam da çalabiliyordum.  Parmaklarımı klavyede gezdirdim ve aklımda şuan geçen notları tuşlamaya başladım. Iu- Ending  Scene sözlerini mırıldanıyordum. Tuşlara hafif basıyordum ki fazla ses çıkartmasın. Gözlerimi kapattım ve devam ettim...

-Jimin'in ağzından-

Tüm gece uyuyamamıştım. İçimdeki huzursuzluğu anlayamamıştım. Buradan ayrılmak istemiyordum. Sanki yıllardır aradığım ev sıcaklığını bulmuş gibiydim. Kendi evimde gibi hissediyordum. Aslında sürekli seyahat ettiğimizden yer değiştirmeye alışmıştım ama şuan bu çok zor geliyordu. Gittiğimde sanki bir şey eksilecekmiş gibi hissediyordum. Banyoya girdim ve solgun yüzüme baktım. Güçlü olmam gerekiyordu, ama şuan çok zayıf duruyordum. Aklım Asya'da kalmıştı, dün gece onu bırakıp gitmek istememiştim. Parmağımı minik bir bebek gibi kavradı ve öylece uykuya daldı. Sanki güvende olduğunu hissetmek istiyordu. O uyuduğunda biraz onu izleme şansı yakalamıştım. Neden böyle davrandığımı bende anlamıyordum. Bir şey beni ona doğru çekiyordu kuvvetli bir şey. Beni üzen bu muydu?  Buradan gidecek olmam mı? 
Kulağıma dolan piyano sesliyle sessizce aşağıya yöneldim. Dikkatlice biraz daha basamak inip oturdum. Oradaydı ve minik parmakları tuşları okşuyordu. O kadar narin dokunuyordu ki ses hem güzel hem de kısık çıkıyordu. Sesi ise çok karmaşıktı. Yani duygu olarak, hissederek söylüyordu sanki bir durumun içinden kendini kurtarmaya çalışıyordu. Büyülenmişçesine onu izliyordum. Şarkı bittiğinde sessizce durdu. Hiç bir şey yapmıyordu, sadece duruyordu.

Jimin:" Çok güzel bir sesin var. " alkışlayarak yanına doğru ilerledim. İrkilerek arkasını döndü.

Asya:"Sen ne zamandır oradasın?"

Jimin:"Biraz oldu. Daha iyi misin?"

Asya:"Evet teşekkür ederim. " soğuk davranıyordu ve biraz keyifsiz gibiydi.  Ona ne olduğunu soramadan yanımdan kalktı.

RegulusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin