R-36

12 3 0
                                    

Duvara vuran gece lambasının ışığına bakarak düşünmeye başladım. Buraya bir kaç günde olsa dinlenmek ve düşünmek için gelmek istemiştim. Peşimizde olan adam kimdi? Oldukça zeki biriydi ve beni şaşırmıştı. Acaba hasta ile iş birliği içerisinde miydi? Emin olamıyordum. Simre huzursuzca nefesini verdiğinde ona döndüm.

'' Neden uyuyamadın?''

'' Bilmiyorum garip bir his var içimde.'' 

'' Jungkook'dan ayırdığım için mi?'' ikimizde kıkırdamaya başlamıştık. 

'' Onunla uyumak istiyorsan mesaj at ve çağır. İzin veriyorum.''

'' Sorun olmaz mı?'' 

'' Hayır.'' telefonumu heyecanla alıp, ona mesaj attığında saniyeler içerisinde odanın kapısı açılmıştı. Yerimden kalktım ve kapıya yöneldim. 

'' Bu jestimi unutmazsınız artık.'' tam çıkacakken cama yöneldim. İstemsizce dışarı baktım, herhangi bir şey yoktu. 

'' Ne oldu?'' Simre bana düşünceyle baktığında

'' Hiç sadece bir an bakmak istedim.'' odadan çıktım ve aşağıya inmeye başladım. Mutfağa girip su ısıtmaya başladım. Kendime kahve yapacaktım.

Simrenin Ağzından-

Geldiğimiz yer o kadar güzeldi ki. Ve geçirilen zaman da o kadar değerliydi. Biz yine de işimizden zaman bulabilirdik. Ama onların bu boşluğu paha biçilemezdi. Yatakta durmuş düşüncelere dalmıştım. Buraya asıl geliş amacımız ne bilmiyordum. Asya bir andan ortaya fikir atmıştı. Nedensiz bir şey olmadığına emindim. Ona sormak istiyordum ama cevap vermeyip geçiştirebilirdi... 

Camdan baktığımda bir insan silüeti gördüğüme emindim. Ama çok karanlıktı ve ayırt etmek güçtü. Yaşlı adamada benzemiyordu. Ormandaydık ve herhangi bir hayvan olabilir diye düşünmüştük. Biraz ürkütücüydü ama yanımda Asya ve üyeler varken güvendeydim. Neden bilmiyorum ama benim minik arkadaşıma olan güvenim kendimden daha fazlaydı. Bu zamana kadar bilmediğim bizim için sayısız koruma yöntemleri vardı. Ev için bu kadar düşündüğünü bilmezdim. En ince detayına kadar düşünmüştü ve evdeki detaylar bizimle alakalıydı. Kişisel olarak normalde kimseye bu denli bağlanmayan biriydim. Dışarıdan soğuk biriydim ama içimdeki ateşi görebilen nadir bir insandı o. Buraya da beni korumak için getirdiğini düşünmüyor değildim. Sıkıntıyla nefesimi verdiğimde yerinde kıpırdanarak bana döndü. Uyumamıştı ve bana bakıyordu. Neden uyumadığımı sorduğunda yalan söylemedim. 

  '' Bilmiyorum garip bir his var içimde.'' bana merakla baktığında yüzünü bir kasvet aldı. O da derin bir düşünce içerisindeydi bunu loş ortamda bile anlayabiliyordum.   

  '' Jungkook'dan ayırdığım için mi?''  söylediği şeyle gülmeye başladık. Aslında bununla bir ilgisi yoktu. Ama tabi ki beni rahatlatan kolların arasında olmayı isterdim. 

  '' Onunla uyumak istiyorsan mesaj at ve çağır. İzin veriyorum.'' bu biraz şaşırtıcıydı. Dediğini dinleyip Jungkook'a mesaj attım. Mesajı görür görmez odaya daldı. Sanki hazır da bekliyordu... Jungkook geldiğinde Asya yatağından kalktı ilk kapıya yöneldi fakat aniden dönüp cama yaklaştı. Perdeyi hafifçe aralayıp dışarı baktı ve rahatlamış bir yüzle geri döndü. Odadan çıktıktan sonra Jungkook'un yüzünde kocaman bir sırıtışla yanıma geldi. Yorganı kaldırıp yanıma uzandı. Bense oturur pozisyona geçtim ve sırtımı yatağın başlığına dayadım. Dizlerimi kendime çekerek Jungkook'a baktım. O an yerinde doğruldu ve yüzümü ellerinin arasına alarak bana baktı.

''Bir şey mi oldu?''

'' Bilmiyorum sadece garip hissediyorum.''

'' Ne için?''

RegulusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin