Belli belirsiz bir ağrıyla gözlerimi açtığımda evdeki odadaydım ve başımda Jimin, Namjoon ve Tae vardı. Ensemi tutarak doğruldum ve etrafıma baktındım. Uyandığımı farkedip başıma toplandıklarında, etrafa bakınarak konuştum.
'' Simre nerede? '' Jimin yüzüme bakmayıp saçlarını karıştırdığında onu tutup bana bakmasını sağladım. Cevap vermeyerek bana donuk bir şekilde baktığında hışımla kalkıp diğerlerine sordum ama hiç biri cevap vermiyordu.
'' Namjoon hyung, Simre nerede?'' Tae'ye döndüm.
'' Sen söyle lütfen nerede?'' gözlerini kaçırdığında aşağıya ilerledim. Diğer herkes buradaydı. Buranın sahibi ve polisde dahil. Jungkook kendini sıkıyordu ve olanları anlatıyordu. Diğerleri donmuş birer heykel gibi duruyorlardı. Başımı avuçlarımın arasına alarak olanları hazmetmeye çalıştım. Ne yani bu olanla rüya değil miydi? Suga'nın kolundan çekiştirdiğimi farkettiğimde aynı soruyu ona da yönelttim. Fakat diğerlerinde farksızdı. Hiç kimse bana cevap vermediğinde bağırdım.
'' BİRİ ARTIK BANA CEVAP VERSİN! SİMRE NEREDE? NEDEN BURADA OLDUĞUM HALDE BANA BİR ŞEY SÖYLENMİYOR?'' Suga oturduğu yerden kalkıp bana sarılarak yatıştırmaya çalışıyordu. Orta boylarda ve ağzın da sigara olan polis bana bakarak konuştu.
'' Hanımefendi sakin olun onu bulmak için uğraşıyoruz.'' polis memurunun umursamaz tavrı beni sinirlendirmeye yetmişti. Bu ne rahatlıktı?
'' Çalışıyor musun?Ağzında ki keyif sigaranla burada ifade alarak ne yapabilirsin? Herkes çadırlarda ve uyuyordu.'' Suga beni susturmaya çalışıyordu.
'' Bana emir veremezsiniz. Şuan kötü hissettiğinizin farkındayım. Fakat sesinizi yükseltirseniz nezarette bir gece geçirmek zorunda kalırsınız.'' bana savurduğu tehditle artık asla susmazdım.
'' Sen kimi tehdit ettiğini sanıyorsun! Yanındaki çalışanlara üstünlüğün olabilir ama burada mağdur olan benim. Ve yetkini böyle ego tatmin etmek için kullanamazsın! Kanunları ve yasaları senin kadar iyi biliyorum. Ve evet sana emir verebilirim. Nedeni ise şuan ki umursamaz tavrınız. Bu işi beceremeyecek veya sevmeyecekseniz polis olmayacaktınız.'' sigarasını eline eline alıp üzerime doğru ilerlediğinde bende kendimi Suga'dan kurtardım. Gözlerini kıstığında konuşmaya başladı.
'' Şuan hiç bir görgü tanığı veya delil yok.'' ona dehşetle güldüm.
'' Yok mu? Benimle dalga mı geçiyorsun? Görgü tanığı benim. Beni baygın buldukları yerde Simre elleri ve kolları bağlı olarak duruyordu. Ağzındaki bezi çıkarttığımda bana kaçmamı söylediğinde enseme aldığım darbeyle bayıldım. Ve delil mi?'' hızla dışarı çıktım ve sabah ki kamerayı almak için ilerledim. Ağaca tırmanıp aldım ve geri döndüm.
'' Bunu dün şüphelendiğim için ben taktım. Gece tam o noktada biri dolanıyordu. Sabah baktığımda evi ve ormanın bir bölümünü çok net görüldüğü bir köşe.''
'' Siz tam olarak kimsiniz?''
'' Senden daha iyi bir koruma olduğum kesin. Ama yine de şüpheleniyorsan ki öylesin araştırabilirsin. Çünkü hiç bir suçum yok. Ta ki arkadaşımı koruyamamak dışında.'' salonda turlamaya başlamıştım. Hala tam olarak bir duygunun ya da düşüncenin emin olmadığı bir noktadaydım. Hala inanamıyordum. Kolumdan tutulup durdurulduğumda,
'' Asya, lütfen sakinleşir misin. '' Jimin'e baktığımda gözleri şişmişti. Onu öyle görmek beni daha da parçalarken sadece gözlerinin içine bakıp nefesimi verdim.
'' Nasıl sakin olabilirim Jimin. Onu koruyamadım. Ya size de bir şey olursa?'' İçeri giren polis memuruna baktığımda, korku bedenimi sarmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Regulus
RandomRegulus :Aslan takım yıldızı'nın en parlak, gece vakti gökyüzünün en parlak yıldızlarından biridir. Ben bunu BTS ile aynı kefeye koyuyorum. Ve bir diğer anlamı da genellikle şansdır.