Jungkook'un ağzından-
Kendime engel olamayıp buraya sürüklenmiştim.En son kendimi buraya koşarken bulmuştum. Evin önünde bir kaç tur attıktan sonra sahile doğru gitmeye karar verdim. Anlaşılan onu göremeyecektim. Okyanusa döndüm ve gözlerimi kapattım, dalgaların ve rüzgarın uyumunu dinliyordum. Keşke o burada olsaydı. Uzaktan görsem bile bana yeterdi. O kadar zorluğun üstesinden gelmişken bunun üstesinden gelemiyordum. Arkamı döndüm ve gitmeye başladım,ileride bir kız kumsala oturmuş dizlerini kendine çekmiş bir şekilde duruyordu. Çok tanıdık... Bu kadar sarıya yakın kumral başka kim olabilirdi ki. Onu bulmuştum ama neden bu haldeydi? Sessizce yaklaştım ve hıçkırdığını duydum. Ağlıyordu, kalbime bir hançer saplanmış gibi acıyordu. Korkarak ve tedirgince seslendim ona,
Jungkook:'' Simre.'' ayağı kalkarak bana döndü ve hüzünle baktı.
Jungkook:'' Sen ağlıyor musun?'' dediğimde yutkundu ve bana doğru gelmeye başladı. Bu beni heyecanlandırmıştı. Boynuma atladığında şaşkınlıktan dondum. O kadar sıkı sarılıyordu ki. Korkmuş, üzgün, özlem büyün duyguları hissedebiliyordum. Kendimi toparlayıp ona sıkıca sarıldım. Onu kendimden uzaklaştırıp bana bakmasını sağladım.
Simre:''Ben çok özür dilerim, korkmuştum. Seni çok özledim.'' dediği şeyle beynimde yankılanmalar oldu. Seni özledim... ÖZLEDİM... ÖZLEDİM... BENİ ÖZLEMİŞ Mİ... Onu omuzlarından tutup doğrudan gözlerinin içine baktım. Duyduğumdan emin olmak istiyordum.
Jungkook:'' Ne dedin? Beni özledin mi?''
Simre:'' Evet hemde çok.'' kalbim o kadar hızlı atıyordu ki. Onu ağlarken görmeye karşı koyamıyordum. Göz yaşlarını sildiğim de kendimi kontrol edemiyordum. Çekimi etrafına alınmıştım. Ellerim yanaklarından çenesine kaydığında kendime çektim ve yumuşakça öpmeye başladım. Bunu beklemiyordu ve donmuştu. Bir süre sonra hala boynumda olan ellerini sıkılaştırıp gözlerini kapattığında. Artık benim olduğunu anlamıştım. Alnını alnıma dayayıp gözlerine baktım, parlıyorlardı. Elinden tuttum.
Jungkook:'' Artık benimsin.'' utanarak gülümsedi.
Simre:'' Sende benimsin.''
Jungkook:'' Çok vaktim yok ama bir kahveni içebilirim.''
Simre:'' Olur.''
Jungkook:'' Asya nasıl?''
Simre:'' Gittiğinde görürsün.'' sesi çok içten geldiğinde kötü olduğunu anlamıştım.
Asya'nın ağzından-
Elimde nutella kavanozum ve pijamamla oturmuş drama izliyordum. Simre'nin gideli biraz olmuştu. Bahçe kapısı açıldığında geldiğini anladım ve bakmadım diziyi izlemeye devam ediyordum.
Jungkook:'' Biz geldik.'' ha bu ses. Arkamı döndüm ve elimdeki kaşıkla kalakaldım. Simre ve Jungkook el eleydi.
Asya:'' Hava almaya diye çıktın ve ...'' ellerini göstererek şaşkınlığımı korudum.
Jungkook:'' Hmm bazı şeyler oldu.''
Asya:'' Belli belli.'' iç çekerek önüme döndüm. Ben burada böyleyken sevgili yapmak he. Birde el ele yastığı alıp kafalarına fırlattım.
Simre:'' Sakin ol. Kıskandı galiba.''
Simre:'' Ben sana kahve yapayım sende onunla ilgilen.''
Jungkook:'' Tamam.''
Asya:'' Ne fısırdaşıyorsunuz orada siz?''
Jungkook:'' Hiç.'' yanıma gelip oturdu. Bende dik dik baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Regulus
RandomRegulus :Aslan takım yıldızı'nın en parlak, gece vakti gökyüzünün en parlak yıldızlarından biridir. Ben bunu BTS ile aynı kefeye koyuyorum. Ve bir diğer anlamı da genellikle şansdır.