Hala Jimin'e söyleniyordum. 1-0 öndelerdi ve sorumlusu Jimin'di.
Jimin:'' Bana küstün mü?''
Asya:'' Hayır ama dikkatimi dağıtma ve gol at.''
Jimin:'' Öpücük verirsen atarım.''
Jungkook:'' Pehh, öpücük için bile olsa atamazsın.'' aralarındaki gerilimi hissettiğimde Jungkook'a döndüm. Ve ölümcül bakışlar attım.
Simre:'' Yine mi kavga edeceksiniz. Bıktım sizin abi kardeş kavgalarınızdan.'' ona göz devirip önüme döndüm. Jimin kulağıma doğru sessizce fısıldadı.
'' Bekle, senin için gol atacağım.'' orta sahadan ilerleyip son anda Jungkook'tan kurtulup topu kaleye gönderdiğinde nefesimi tuttum. Gol olduğunda yutkunarak bakakalmıştım. Jungkook'ta öyle.
''Gooool, öpücüğüüm nerede?''
Jungkook:'' Vay be! Hyung öpücük için imkansızı başardı.'' Jimin koluna vurunca acıdan inleyip kolunu tuttu. Jimin kafasını önüme sarkıtıp bana bakıyordu. Gözlerini büyüterek bana baktığında kaçmak için ne yapabilirim diye düşündüm. Öpmek istememden değil. Simre dikkatini bana vermiş bir şekilde ellerini çenesine dayamıştı. Filmde çekmiyorduk burada... Nefesimi tutup gözlerine baktım. Zaferde ışıldıyorlardı yanağına uzanıp öpücük kondurdum, ardından utanarak önüme döndüm.
'' Bu ne? Bu minikti ve neden yanağım?''
'' Özellikle belirtmedin hem öpücük öpücüktür.'' homurdanıp oyun kolunu eline aldı.
***
Berabere bir maçtı, 1-1 bitmişti. İddia geçerli değildi ama yinede yemeğe gidecektik. Jungkook, Jimin'le uğraşırken bende Simre'yle ilgileniyordum. Evde benden kaçıyordu. Polenler yüzüne yine alerjisi tutmuştu ve semptomlar daha da ilerlemesin diye ilacını vermeye çalışıyordum. Ama içmemek için diretiyordu.
''Simre, şuraya gel! Bu ilaç içilecek! Jungkook tut şunu alerjisi kötüleşecek.'' dediğim üzerine Jungkook atıldığı gibi Simre'yi belinden tutup kaçmasını engelledi.
'' İçmek istemiyorum. Sen onun tadını biliyor musun? İğrenç! Jungkook bana bunu nasıl yaparsın?'' yanaklarını kıstırıp zorla ilacı ağzına tıktım. Yüzünü ekşiterek bana bakıyordu.
''Onu yutmazsan seni döverim. Yut onu hemen!'' yüzünü somurtup yuttu.
'' Yeter ya bıktım senden.'' kaşımı kaldırıp ona baktım.
'' Bıktıysan gidebilirim. Ama benim evim.'' bu artık aramızda olan bir şakaya dönmüştü.
''Ben mi gideyim yani? Katiyen gitmem.'' kaşlarını kaldırıp ellerini belinde birleştirerek bana meydan okuyordu.
'' Sus anneye cevap verilmez.''
''Benle yaşıt anne mi olurmuş?'' mutfağa yönelip bolca su içiyordu. Ödül olsun diye dolaba yöneldim. Ve benim gizli çikolata zulamdan özel olanlardan bir tane alıp ona uzattım.
''Al bu moralini düzeltir ve şurubun tadı gider.'' gözlerini kırpıştırıp elimdeki çikolatayı kaptı.
''Bende istiyorum.'' Jungkook peşinden gidip çikolataya sulanıyordu. Simre'de bir parça alıp ağzına attı. Vermez diye düşünmüştüm ama vermişti. Bende aşağıya inip biraz çalışmaya karar verdim. İşten gelen maillere bakacaktım.
''Asya telefonun çalıyor.'' Simre'den telefonumu alıp açtım.
'' Alo?'' Stajyer arıyordu. Ve maile bakmamı söylemişti. Projede ki eklemeler için bilgileri yollamışlardı. Yani beklediğim önemli iş. Aşağıya inip koltuğa oturdum ve bilgisayarı açtım. Bir kaç polikinlik daha eklenmişti ve organ bağışı için minik bir merkez. Bu cidden beni etkilemişti, önemli bir yerdi ve bunun için güzel bir plan yapmam gerekirdi. Geriye yaslandım ve düşünmeye başladım. Gözümün önünde kahve kupası belirdiğinde irkilip arkamı döndüm. Simre bana kahve getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Regulus
AcakRegulus :Aslan takım yıldızı'nın en parlak, gece vakti gökyüzünün en parlak yıldızlarından biridir. Ben bunu BTS ile aynı kefeye koyuyorum. Ve bir diğer anlamı da genellikle şansdır.