R-32

11 3 0
                                    

Jungkook arabaya geri döndüğünde, keyifli bir şekilde bana gülümsedi ve kahvemi uzattı. Ardından kaşları havalandı.

'' Ne oldu?''

'' Hiç bir şey.'' geçiştirmeye çalışarak kahveyi aldım. Yanlış da görmüş olabilirdim. Düşünmem gerekiyordu. Arabayı çalıştırarak hastahaneye sürdü. Kısa süre içinde varmıştık. İçeri girdiğimizde fısırdaşmalar duydum. Herkes bir Jungkook'a bir bana bakarak şoke olmuş surat ifadesi takınıyordu. Asansöre yönelip direkt odama çıkmak istiyordum.

'' Neden bu kadar gerginsin? Birlikte göründüğümüz için memnun değil gibisin.''

'' Tabi ki değilim. O hemşireleri çok iyi tanıyorum. İmza alma bahanesiyle gelip sana yaklaşmaya çalışacaklar. Odamdan ayrılırsan eğer bacaklarını kırarım. Bana bakıp kahkaha atmaya başladı.

'' Komik mi?''

'' Komik. Beni kıskanıyorsun.''

'' Beni sinirlendirme. Düş önüme.'' kapı açıldığında hala sessizce gülüyordu. Odamın önüne gelip kapıyı açtım. Polis memuru yanında hastayla duruyordu.

Asya'dan-

Elimi camdan dışarı çıkartmış rüzgarla oynuyordum. Jimin'in benle gelmesine aslında sevinmiştim. Tüm gün onunla olabilecektim. Kafamı çevirip onu izlemeye başladım. Odaklanmış bir şekilde araba kullanıyordu.

'' Bana öyle bakarsan odaklanamam.'' gülümseyip kafamı çevirdim. Aniden elimi yakalayıp sabitledi. Diğer elimlede tutarak ellerini incelemeye başladım. Nefesini verip bana döndü.

'' Bunu hep dramalarda görüyordum. Muhteşem bir hismiş.''

'' Hmm bu özel olayı benim sayemde yaşamak bir onur olmalı.''

'' Yaa, bende Jimin'in. Park Jimin.''

'' Evet ve ben ne yaptım da sana sahibim.'' yol boyunca şarkı eşliğinde gittik. Otoparka arabayı bırakıp indiğimizde, gözlüğünü taktım. Ve ilerlemeye başladım. Hyung Jae beni görür görmez selamlamıştı.

'' Günaydın Sunbea.'' ardından durdu ve Jimin'e döndü.

'' Jimin değil mi?'' ağzını kapatarak onu durdurdum.

'' Evet bağırmasana.''

'' Ama neden sizinle?'' Jimin gözlüğünü çıkartarak elimi tuttu. Bu cesaret nereden Jimin bey.... Hyung Jae gözlerini fal taşı gibi açarak ağzını kapattı.

'' Yok artık sunbea.''

'' Ben onun erkek arkadaşıyım. Ve bu yüzden onunla geldim. Yeterli mi?'' yutkunarak cevap verdi.

'' Evet.'' asansör gelmeden gözlüğünü geri taktım.

'' Gerek yok Asya.''

'' Gerek var, çıkartmayacaksın.''

'' Elini bırakmam o zaman.'' nefesimi verip onayladım. Asansör geldiğinde bindik ve yukarı çıktı. Ofise girdiğimiz an bir sessizlik oldu. Ardından çığlık duydum. Ve adını bilmediğim makyajlı kız Jimin'e doğru koştu.

'' Haa Jimin. Büyük hayranınızım.'' ardından gözleri ellerimize kayınca durdu.

'' Nasıl yani sevgilin Asya mıydı?'' ona şeytanice gülerek elini daha da sıkı tuttum. Jimin'in ne diyeceğini bekliyordum.

'' Evet, Asya benim kız arkadaşım. '' kız bir kere daha yıkılırken ofise doğru ilerledim. Kapımı kapattıktan sonra tuttuğum kahkahayı serbest bıraktım.

RegulusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin