R-21

19 5 0
                                    

Işıklara geldiğimizde yan yana durmuştuk. Camdan ona göz attığımda, artık mutlu bir Simre görüyordum. Her şey araba mı diyeceksiniz? Tabi ki hayır. Ama bir hayaline ulaşmıştı ve kendi çabasıyla o anlamadan ona yardım edecektim. Faturalar ve ek giderler konusunda çünkü anlattırarak yardım edersem rahatsız olabilirdi. Bende olurdum açıkçası, nedeni ise kendim yapmak istemem olurdu. Çünkü emeğinin karşılığını aldığında o haz hiç bir şeye değişilemeyecek kadar güzeldir. Siyah beyaz iki zıt kutup ama içinde aynı olan karakterlerimiz vardı bizim. Ben bizi böyle düşünüyordum. Aynı anda hem o kadar zıt olup aynı anda aynı olabiliyorduk. Bir insan hayatında başka ne isterdi ki. Evet, aşk, para, huzur. Ama bundan öte bir şey var. Hepsi geçebilir, hepsi bitebilir ama arkadaşlık, dostluk bitmemeli. Gözlerinde kendi yansımamı görmek bana o kadar huzur veriyor ki. Paha biçilemez bir değer bu. Çünkü ben hayatımı kolay kazanmadım. Geçmişimde derin yaraları tamir ederek ilerledim. Ve hiç bir zaman beni yarı yolda bırakmadı. Bazen bir anne gibi kızdı, kavga etti. Bazen bir baba gibi sahip çıkıp korudu. Bazen de bir sevgili gibi kıskandı. Ve bana kardeşten öte oldu. Ona karşı bu kadar samimi olmasaydım hayalimdeki evi inşa ederken ona bir oda ayırmazdım. Odayı geçtim evimin kapısından geçirmezdim. Ve bizim ileride çocuklarımızı evlendirmek gibi komik planlarımız bile vardı. Özeldik ve bunu korumaya devam da edecektik. Son kez ona gururla bakıp, ışığın yeşile dönüşüyle arabayı sürmeye devam ettim. Sonunda istediğim noktaya varıp yavaşça park ettim. Simre'nin de park etmesini bekledim. Şuan az ileride bir köpek kafesi vardı. Kore'de bu tarz değişik temalarla dolu kafeler vardır. Hayvanlarla oynamak için içecek almak koşuluyla gibi... Bu kafede isterseniz köpek sahiplenebiliniyor diye duydum. Yani araştırdım, ben de köpek almak istiyordum ve buraya bir gelmek istedim. Çünkü genelde sahiplenmeden taraftardım.

Simre:"Neredeyiz?"

Asya: "Birazdan görürsün." oda benim kadar çok hayvan seviyordu. Bu fikre bayılacağına emindim. Kafenin önüne geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim.

"Hoş geldiniz." bizi acayip sempatik bir hanımefendi karşıladı. İçerisi bir sürü yavru köpekle doluydu ve onları seven bir sürü kişiyle. Tereddütsüz kadına yöneldim.

Asya: "Merhabalar, ben köpek sahiplenmek istiyorum. Ve burayı duydum. Yardımcı olabilir misiniz?"

"Aaa tabi ki önce biraz köpeklerle vakit geçirmeniz gerek. Sizi seçmesini bekleyin. Ve iki şartımız var. Birincisi herhangi içecek almanız gerek
İkincisi gerçekten bakabilecekseniz almanız. Ve hayvanlara değer verenleri iyi anlarım. Bir saat sonra görüşelim."

Asya: "Teşekkür ederim." Simre'ye döndüğümde bana şok olmuşçasına bakıyordu.

Simre:"Çığlık atmamak için zor duruyorum. Her yerde köpek var mıncırmak istiyorum. Ve ve ve sen köpek alacaksın. Yaşaaasııın. " ona gülümseyerek baktığımda kendini kaybetmek üzereydi.

Asya: "Hadi içecek bir şeyler alalım." başıyla beni onayladığında ilerledik. İçeceklerimizi aldığımızda Simre kendini artık rahat bıraktı ve gözüne kestirdiği köpeklerle oynamaya başladı. Bende etrafa göz gezdirdim. Her köpekle ilgilenen biri vardı. Biraz daha baktım ve ileride camın dibinde köşede patilerinin üstüne bir yavru duruyordu. Bunca kalabalık arasında yalnızdı. Ona doğru yaklaşmaya başladım. Yavaşça yanına oturdum. Bana baktı ve tekrar patilerinin üstüne kafasını koydu.

Asya: "Merhaba güzel şey neden yalnızsın?" beni gözleriyle takip ediyordu. Yavaşça elimi ona uzattım. Ve sevmeye başladım.

Asya: "Kimse seninle ilgilenmedi mi? Ama sen çok güzelsin bak bana hıı." bembeyaz ve buzul gözlü bir husky cinsi köpekti. Bu cinse bayılıyordum. Karakteristik bir yüz hatları vardı. Sert ve dikkat çekici. Vücutları da çok atletik olurdu. Hala ilgisini çekememiştim. Cebimden az önce aldığım ödül mamasını çıkarttım. Ve açtım, avucuma koyup ona uzattım. Bir kaç saniye gözümün içine baktı.

RegulusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin