Rota-Vitreus
İyi okumalar
Medyada şarkı"Ne elması?"diye sordum.
"Bilmemezlikten gelme."diye bağırdı Meriç.
"Ne bilmemezliği benim bir şeyden haberim yok."diye bağırdım ben de.
"Alın şunu."diyerek adamlarına beni gösterdi Meriç. Yanında ki adamlar yanıma geldi ve kollarımdan tuttu. Pars önüme geldi ve kulağıma eğildi.
"Elmas'ın yerini söylemelisin. Yoksa bunların elinde sana yazık olur."diye fısıldadı sadece benim duyabileceğim şekilde.
"Ben elmas falan bilmiyorum. Bilsem niye söylemiyeyim."dedim ben de aynı ses tonuyla.Geri çekildi ve gözlerime baktı.
"Doğru söylüyorsundur umarım."dedi tekrar yaklaşarak ve devam etti.
"Seni burdan kurtaracağım ama bir şartla."dedi.
"Ne fısıldaşıyorsunuz siz?"diye bağırdı Meriç.
"Elmasın nerde olduğunu söylemesi gerektiğini söylüyordum."dedi Pars.
"İyi, tekneye girin. Teknede konuşun." dedi Meriç.Korumaların elinden kurtuldum ve Pars'ın peşine düştüm. Teknenin içine girdik ve koltuğa oturduk. Burası aynı ev gibiydi. Televizyon, yatak, buzdolabı herşey vardı.
Korumalar yanımızdaydı.
Pars onlara bakıp:
"Çıkın."dedi sert ses tonuyla.
"Abi böyle istedi."dedi baştaki koruma.
"Başlarım abine. Çıkın dedim size."diye bağırdı Pars.Korumalar korkup dışarı çıktı.
Teknenin içinde sadece ben ve Pars kalmıştık. Pars bana döndü.
"Evet. Seni burdan kurtarırım ama bir şartım var."dedi.
"Neymiş şartın?"dedim.
"Benimle geliceksin."dedi.
"Nereye?"diye sordum.
"Ben isteyene kadar benim evimde kalıcaksın."dedi.
"Sebep?"
"Sebep şu ki eğer sen geri evine dönersen. Aynı gün tekrar yakalanırsın."dedi.
"Polise giderim."dedim.
"Gidemezsin çünkü heryerde adamları var."dedi.
"Meriç senin amcan değil mi? Sen niye bana yardım ediyorsun?"diye sordum.
"Çünkü doğru söylediğini anladım. Ben birinin gözlerinden doğru söyleyip söylemediğini anlarım."dedi.
"Hmm tamam. Senle gelirim ama özgürüm. "Dedim.
"Hayır."dedi net sesiyle.
"Neden?"diye sordum.
"Benle geldiğin an , benim himayemdesin. Sen seç. Amcamın himayesinde mi olmak istersin benim himayemde mi?"diye sordum.
"Sana güvenmiyorum."dedim.
"Haklısın. Ben de olsam ben de güvenmezdim. Kal o zaman amcamla."dedi ve ayağa kalktı.Teknenin içinden çıktı. Ben de arkasından çıktığımda herkes bize dönmüştü. Meriç yanımıza geldi ve Pars'a döndü.
"Öğrendin mi bişey?"diye sordu Pars'a.
"Söylemiyor bişey."dedi.
"Tamam o zaman söyleyene kadar bizle beraber kalır."dedi Meriç.Korumalar beni aldılar ve ormanlık alana geri soktular.
Geldiğimiz evin yanından geçip anayola girdik ve anayolda ki park edilmiş lüks bir arabaya bindik.Pars, Meriç ve bir kaç koruma tekne de kalmışlardı. Biz bir süre arabayla yolculuk yaptıktan sonra lüks bir villaya geldik. Arabadan inip villaya girdik. İki katlı bir villaydı ama alt kata inen bir merdiven vardı.
Aşağıya inen merdivenlerden aşağıya indik. Burada üç kapı vardı. En sağdaki kapıdan içeri girdik. Burası depo gibi bir yerdi. Ağzım açık kalmıştı çünkü içerde iki bölüm vardı.
Bir yerde kaslı adamlar dövüşüyorlardı her yerleri kan içindeydi. Bir yerde de insanlar kollarından asılmıştı işkence ediliyorlardı. Yanımıza genç ve güzel bir kadın geldi.
"Bu mu Orospu?"diye sordu beni göstererek.
"Bana mı dedin?"diye sordum.
"Farah sensen evet sana dedim."dedi.
"Sensin lan orospu. Sürtük."diye bağırdım. Herkes yanımıza toplanmıştı.
"Duydunuz mu bana sürtük dedi."diyerek kahkaha attı etrafındakilere bakarak.Yanıma geldi ve:
"Seni küçük cadı benle böyle konuşmaya nasıl cürret edebilirsin?"diyerek tokat attı.
"Durumlarımız eşit değil söyle şunlara bıraksınlar beni."dedim.
"Neden böyle bişey yapayım?"diye sordu.
"Korkak olmadığını kanıtlamak için."dedim.
"Bırakın."diyerek emir verdi korumalara.Korumalar kollarımı bıraktı.
Kadın üstüme gelmeye başladı. Ben de onun üstüne gittim.Üstüme koştu ve bir yumruk attı ben kafamı çevirerek yumruktan kurtuldum ve çelme taktım. Yere düştü tam üstüne çıkacakken bacağımı çekti ve beni yere düşürdü.
Herkes tezahürat yapı yordu.Üstüme çıktı ve yumruk atmaya çalıştı. Yumruğunu havada tuttum ve kolunu çevirdim. Kolundan kırılma sesi çıktığında yüksek sesli inledi.
"Söyle bakayım kim orospu?"dedim.
"Sensin."diye bağırdı.
Kolunu biraz daha çevirdim.
"Kim orospu?"diye bağırdığımda arkamdan bir bağırma sesi geldi.
"Farah bırak Arzu'yu."dedi Pars.
"Bırakmıyorum."diye bağırdım.Tekrar Arzu denen kıza döndüm ve kolunu biraz daha kıvırdım.
"Kim orospu?"dedim daha yüksek sesle.
"Sensin."dedi kısık sesle. Artık yorulmuştu ve konuşamıyordu.
"Beni tanımıyorsun. Orospu benim diyene kadar bırakmıyacağım. İyi düşün kolunun kopmasını istemiyorsan de şunu."dedim.
"Farah bırak dedim sana."diye bağırdı arkadan Pars.
"Bırakmıyorum."diye bağırdım daha yüksek sesle.Birisi kolumdan tuttu ve beni Arzu'nun üstünden kaldırdı. Ben çırpınıyordum.
"Bıraaaak. Ağzına sıçıcam o orospunun bıraaaaak. Bırak beni orpspu çocuğuuu piiiç"diyerek çığırdım.
"Tamam sakin ol."diyerek kulağıma fısıldadı.Beni kucağına alıp yürümeye başladı. Kendimi ne ara bu kadar kaybettim bilmiyorum ama sesim kısılmıştı. Hiçbir şey olmamışken bana orospu demesi sinirimi bozmuştu. Arada sinir krizleri geçirebiliyordum.
Sırtım yumuşak bir yerle buluştuğunda gözlerimi açtım.
Bir odadaydık. Sadece oda da Pars ve ben vardık. Parsla yalnız kalmaktan korkmuyor değildim. Pars bana baktı.
"Kızı öldürüyordun."dedi.
"Senin her zamanki yaptığın şey."dedim kısık sesimle.
"Sesin kısılmış. Niye bu kadar bağırdın?"dedi yumuşak sesiyle.
"Bıraksaydın sen de. Öldürseydim onu orda."dedim.
"Bu kadar vahşi olduğunu bilmiyordum."dedi bana yaklaşarak. Burun buruna geldiğimizde dudağını yaladı.Dudaklarıma baktı. Vücudum titriyordu korkudan. Yaşadıklarım aklına geldi.
Gözlerimi sımsıkı kapattım.
"Korkuyorsun."diye fısıldadı.
"Korkuyorum."diye fısıldadım ben de gözlerimi açarak.Sinirle geri çekildi. Elini yumruk yaptı ve duvara yumruğunu geçirdi. Kapı açıldı ve Meriç içeri girdi.
"Arzu'yu sen mi o hale getirdin?"diye kükredi Meriç.
"Evet."dedim net sesimle.
"En iyi dövüşçümüzdü lan o bizim kolu kırılmış. Her tarafı mosmor kızın."diye bağırdı.
"En iyi dövüşçünüz olduğu için mi benden dayak yedi?"dedim alayla.
"Evet bundan sonra en iyi dövüşçümüz sensin. Onun yerine sen dövüşüceksin."dedi.Pars yanımıza geldi ve Meriç'e döndü.
"Bunu yapamazsın."dedi Pars.
"Neden miş o?"diye sordu Meriç.
"Adamlar öldürür kızı."dedi Pars.
"Bana ne? Sana ne? Ölürse ölür. Elmasın yerini bilmiyor madem bir işe yarasın. Ki elmasın yerini bildiğine eminim."dedi Meriç.Pars elimi tuttuğunda şaşırdım.
"Farah benimle geliyor."dedi Pars.
"Hayır."dedi Meriç'de diğer elimi tutarken.İkisi de iki yandan çekiştirirken başım döndü ve gözlerim karardı.
Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAH
Fiksi RemajaYaklaştı ve dudaklarımın hizasına geldi. Ben altında gözlerimi kapatmıştım ve titriyordum korkudan. "Korkuyorsun."dedi hayal kırıklığıyla. "Korkuyorum."dedim. Sinirle üstümden kalktı ve yumruklarını sıkıp duvara yumruğunu geçirdi. "Korkma allahın be...