Kolera-Hırçınlar
Medyada şarkıSaçımı yaptırmıştım. Dalgalı ve yana atıktı. Çok abartılı bir şey istememiştim. Makyaj olarak kırmızı bir ruj ve siyah far, rimel ve eyeliner şürmüştüm.Elbisemi de giydiğimde küpemi ve kolyemi de taktım ve kabinin aynasında kendimi süzdüm. Mütüşlü olmuştum. Ben neymişim be. Fıstık gibi oldum valla.
Kendimi övmeyi bırakıp dışarı çıktığımda Sarp'ın gözleri bana döndü. Ağzı O şeklini almıştı.
"Gece boyunca kolundan çıkmamam gerekecek."dedi gülerken.
"Müthiş olmuşsun. Prensesler gibi.."dedi beni süzerken.
"Teşekür ederim."dedim.
Tam 5 saattir saç yapıyorduk. Bu saça niye bir saat harcar ki insan. Ve Sarp bu 5 saattir beni bekliyordu.
Saat akşam 7 olmuştu biraz geç gidicektik herkes gidince gitmeye karar vermiştik. Ama saçım erken yapıldığı için bozulmaması için çok geç gitmemeliydik.
"Kaçta başlıyacak parti?"diye sordum.
"8'de"dedi.
"Biz de 8:10'da orda olalım. Yoksa benim saçım bozulacak."dedim
"Tamam istersen arabayla biraz turlayalım."dedi.
"Çok iyi olur valla. Ben heyecandan ölücem şimdi."dedim.
"Heyecan yapma rahat ol."dedi.Arabaya binip dolaşmaya başladık. Gece arabayla çarşıda dolaşmayı çok seviyordum. Çarşıdaki ışıklar çok hoşuma gidiyordu. Değişik bir huy benimki de.
Saatin 8 olduğunu gördüğümde telaşlandım.
"Sarp saat 8. Çabuk sür."dedim.
"Tamam telaşlanma 5 dakikaya ordayız. Ama sen saçına dikkat et."dedi ve gaza bastı. Çok hızlı sürüyordu. Cidden saçımın bozulmasından korkuyordum.
5 saat lan bu boru mu? Benim vaktim kıymetlidir.
Saate baktığımda 8:5 olduğunu gördüm. 5 dakikada gelmiştik cidden. Telefonumun kamerasını açıp saçıma baktığımda bozulmamıştı.
Sarp arabadan inip benim kapıma geldi, açtı ve elini uzattı. Onun elini tutup arabadan indim. Koluna girdim ve yürümeye başladık büyük salonun önüne gelince derin bir nefes aldım.
"Sakin ol. Mutluymuş gibi davran."dedi.
Ben de kafamı ona çevirdim.
"Mutluyum zaten."dedim ve önüme dönüp gülümseyerek devam ettim:
"Kimse beni üzemez. Hiçbir orospu çocuğu beni üzemez."dedim kısık sesle ama Sarp duymuştu ve hafiften kıkırdadı. Kapıdan içeri girdiğimizde merdivenlerle karşılaştık. Aşağıya inen merdivenlerle.
"İnşallah düşüp rezil olmam amin. Beni sıkı tut Sarp."dedim.
Merdivenlerden inmeye başladığımızda herkes tek tek görüş açımıza girmeye başladı.
Pars, Çağrı, Alaz, babam ve Aybars.
Aybars'ın burda ne işi vardı?
Ve babamın?
Tek tek herkesin gözü bize dönmeye başlamıştı.
Pars'ında dahil. Onunla göz göze geldiğimizde şaşkın gözüküyordu. Ondan gözlerimi çekip Alaz'a baktım. Kaşlarını çatmıştı ama şaşkın olduğu her haliyle belliydi. Ondanda gözlerimi çektiğimde babama baktım. Babam bana değil Sarp'a bakıyordu. Aybars'a baktığımda o bana bakmıyordu. Önündeki masaya bakıyordu çok dağınık görünüyordu.
Onlara bakmayı bırakıp merdivenlerden inmeye devam ettik.
Merdivenlerden inme işlemi bittiğinde Pars, Çağrı ve babamın olduğu masaya yürüdük. Yanlarında iki tane bizim yaşlarımızda yakışıklı vardı. Masaya vardığımızda.
"Merhaba."dedim gülümseyerek tek tek herkese bakarken.
Herkes merhaba dedi.
Sarp bana sandalye çekti. Teşekkür ettim ve oturdum o da yanıma oturdu.
"Oo siz hayırdır?"dedi Çağrı imayla.
"Hiiç"dedim yüzümden gülümsememi eksik etmeyerek.
İki çocuktan biri bana elini uzatıp:
"Ben Eray. Sizin isminizi çok duyduk. Bahsedilenden daha güzelmişsiniz."dedi.
"Teşekürler. Ben de Farah."dedim samimi bir şekilde. Yanındaki çocuk hiç bana bakmıyordu bile. Onu umursamayıp babama döndüm.
"Ee babacım nasılsın bakalım görüşmeyeli?"dedim.
"Farah eğer bu partiyi mahvetmeye geldiysen derhal burdan git."dedi.
İçten bir kahkaha atıp ona döndüm.
"Ah babacım sen de teşekkür edeceğine ne diyorsun. Partiye bir ışıltı kattım işte."dedim.
"Baba Aybars niye burda?"diye sordum.
Tam ağzını açmıştı ki Pars sözünü kesti.
"Ee görüşmeyeli nasılsın Farah?"dedi. Yüzünde alaycı bir gülüş vardı. Ona iddialı bir bakış yolladım.
"İyiyim Pars sen nasılsın? Orospusuz hayatından memnun musun?"dedim sinirli bir şekilde.
Herkes şaşkın bir şekilde bize bakıyordu.
"Çok memnunum. Biliyor musun bir ara pişman olmuştum orospusuz hayat yaşamaktan. Ama şuan haklı olduğumun tekrar farkına vardım."dedi.
Kelimeleri kalbimi delip geçiyordu.
"Hmm peki. O zaman sana kendi orospularınla mutluluklar."dedim ve ayağa kalktım. Sarp'a dönüp:
"Aybars'ın yanına gidicem gelirim."dedim.
"Ben de geleyim mi?"diye sordu Sarp.
"Gerek yok."deyip göz kırptım.
Gülümseyip önüne döndü.
Yanlarından ayrılıp bir masa ötesine Aybars'ın olduğu masaya gittim. O kadar dalgındı ki yanına oturan beni farketmemişti.
"Yakışıklım."diye seslendim.
Anında kafası bana döndü.
"Rüyada mıyım?"dedi şaşkınlıkla.
"Hayır yakışıklım rüya değil."dedim.
Aybars ayağa kalktı ve kolumu tutup beni de kaldırdı. Herkes bize bakıyordu. Kolumu olabildiğince sıktı ve sürüklemeye başladı. Elbisem uzun olduğu için ve topuklu ayakkabı olduğu için tökezliyordum ama Aybars tekrar kaldırıyordu. Çok sinirliydi. Muhtamelen 1 hafta ona haber vermediğim için kızmıştı. Kolum acımaya başlamıştı artık.
"Aybars kolum-"diyemeden Aybars"Kes sesini"diye bağırdı hem de baya yüksek sesle.
Kapıdan çıkınca beni arka bahçeye sürükledi. Arka bahçede kimse yoktu. Beni duvara fırlattığında neye uğradığımı şaşırdım. Hıçkırarak ağlıyordum.
"Bana nasıl haber vermezsin lan nasıl? Benim ne kadar meraklandığımdan haberin var mı senin? Ben evde meraktan ölürken sen kimlerle sürtüyordun söylesene? Pars mı? Sarp mı? Yoksa Alaz mı? Söylesene hangisiyle birlikteydin? Peki hiç beni düşündün mü? Hayır, aklına bile gelmedim."diye bağırdı.Benim gözlerim akmıştı. Heryerim dağınıktı en çok da içim abim dediğim kişinin bana böyle söylemesi Parsınkinden daha çok kalbimi acıtmıştı. Ben duvara dayanmış oturarak ağlıyordum. Aybars ise bana bağırmakla meşguldü.
"Yeter."diye bağırdım kısık çıkan sesimle.
"Yeter. Senin benim ne çektiğimden haberin var mı? Görmüşsün Alaz'ı. Onun geldiğinden sonra benim nasıl iyi olmamı beklersin ki. Alaz ya Alaz. Hayatımı mahveden adam. Sevdiğim adam. Sadece intikam almak istedim. Biraz düşünürsem belki onun beni mahvettiği gibi ben de onu mahvederim dedim. Ama sen ne yapıyorsun? Sen gelmiş burda orospu damgası vuruyorsun. Tıpkı o Pars denen piç herif gibi. Bazen gerçekten orospu olduğumu düşünüyorum."dedim kafamı öne eğerek.
Aybars yanıma gelip elini yüzüme uzattı. Hemen geri çekildim.
"Aybars bir süre görüşmeyelim olur mu? Benim bu olayları sindirebilmek için süreye ihtiyacım var."dedim.
Derin bir nefes çekip bana baktı.
"Pekala. Ama beni çok meraklandırma olur mu?"dedi yumuşak sesiyle.
Biraz önceki sinirli halinden eser yoktu.
"Hadi içeri gidelim."dedi.
"Sen git benim hava almam lazım."dedim.
"Kendine dikkat et."deyip uzaklaştı.
Yorulmuştum cidden, her şeyden yorulmuştum.
Bir süre sonra ayağa kalktım. İlerlerken ağzıma bir şey kapatılmasıyla çırpınmaya başladım. 2 dakika sonra gözlerim kapandı ve son duyduğum şey Pars'ın:
"Hayatıma girdin artık güzelim çıkamazsın."Bölüm sonu
Oy ve vote
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAH
Teen FictionYaklaştı ve dudaklarımın hizasına geldi. Ben altında gözlerimi kapatmıştım ve titriyordum korkudan. "Korkuyorsun."dedi hayal kırıklığıyla. "Korkuyorum."dedim. Sinirle üstümden kalktı ve yumruklarını sıkıp duvara yumruğunu geçirdi. "Korkma allahın be...