Hidra-Ölüme İnat ( müthiş şarkı dinlemenizi tavsiye ederim.)
Medyada şarkı"Geldim."dedim başımı öne eğerek.
Yanını işaret etti.
Yanına gidip oturdum ve yatak başlığına yaslandım.
Benim kafam yere eğikti.
Çenemde bir el hissettim.
"Bana bak."dedi yumuşak sesiyle. Kafamı hayır anlamında salladım.
"Güzelim zorluk çıkarma bana bak."dedi.
Yüzümü kaldırıp ona baktım. Gözleri doluydu benimde gözlerim doluydu.
"Biraz önce dediğim şeyler ciddi değildi. Ben böyle şart koyabilecek kadar şerefsiz biri değilim."dedi. Gözümden bir damla yaş aktı.
"Arkanı dön."dedi yumuşak sesiyle.
Ben cidden Pars'ı çözemiyorum. Bir iyi oluyor bir kötü.
Arkamı döndüm. Ellerini tişörtümün eteklerine getirdiğinde hemen elini tuttum.
"Korkma bir şey yapmıycam."dedi.
Elimi çektim. Ne yapacaktı çok merak ediyordum.
Arkadan tıkırtı geldiğinde kafamı arkaya çevirdim. Pars çekmeceden bir şey çıkardı. Yanıma koyduğunda koyduğu şeyin krem olduğunu gördüm.
Ellerini tekrar tişörtümün eteklerine getirip tişörtümü yavaşça sıyırdı. Sonra ellerini sütyenimin kopçasına getirip açtı. Sütyen yere düşünce direkt ellerim göğüslerimi kapatmak için birleşti.
"Sakin ol bakmıyorum."dedi.
Yanımdaki kremi alıp sırtıma acıtmadan sürmeye başladı.
"Neden böyle yapıyorsun? Neden bir iyi olup bir kötü oluyorsun?"dedim yorgun çıkan sesimle.
"Ben buyum Farah. Buna alışman lazım. Çok çabuk duygu değişimlerim oluyor birden sinirlenip sonra gülebiliyorum. Ya da bir iyi olup bir kötü olabiliyorum."dedi.
Bıkkınca nefes verdim.
"Alışabileceğimi hiç sanmıyorum."dedim.
Krem sürme işi bitince Pars gözlerini kapatıp giyin dedi.
Hemen sütyenimi ve tişörtümü giydim.
"Açabilirsin."dedi. Gözlerini açtığında beni kendine çevirdi.
"Alışmak zorundasın bir süre burda duracağını söylemiştim. Zorluk çıkartma. Sana kötü davranmak istemiyorum güzelim."dedi.
"Neden peki?"diye sordum.
Sorum cevapsız kaldı.
Gözlerini kaçırdı. Düşündüğüm şey olamazdı değil mi?
Benden hoşlanıyor olamaz?
"Düşündüğüm şey değil demi?"dedim şaşkınlıkla.
Gözlerini kaçırıp duruyordu ayrıca yutkunuyordu. Bu hoşlandığı anlamına mı geliyordu?
Hızla yataktan kalkıp kapıya gittim.
"Nereye gidiyorsun?"dedi kırgınlıkla.
"Biraz düşünmem lazım."dedim ve odadan çıktım. Derin bir nefes aldım. Böyle bir şey nasıl olabilirdi ki? Ben ondan nefret ediyorken o nasıl benden hoşlanabilir?
Kesinlikle benim burdan kaçmam lazım. Hemen odama çıktım. Camı açıp dışarıyı izlemeye başladım. Demir parmaklıklar olduğu için rahat nedes alamıyordum. Kendimi hapisanede gibi hissediyordum. Yandan bir iç çekiş sesi duyduğumda oraya döndüm. Pars'da penceresinden bana bakıyordu kafamı 'ne' anlamında salladım. Gülümseyip etrafa bakmaya başladı. Ama yapmacık bir gülümsemeydi.
"Benden nefret ediyorsun."dedi bana bakmayarak.
"Evet. Senden nefret ediyorum."dedim kısık çıkan sesimle. Acı bir gülümseme geçti yüzünden.
"Tabi. Tecavüzcü psikopat birinden kim nefret etmez ki."dedi.
"Anladığın şeyi kafandan sil öyle bir şey yok yanlış anladın sen. Yani benim senden hoşlandığımı falan düşündüysen rahat olabilirsin öyle bir şey yok. "Dedi.
"Tabi. Öyle bir şansın yok zaten. Sözlün var senin."dedim.
"Doğru. Ben sözlümü seviyorum."dedi. O anda içimde bir şey koptu. Çok kötü hissettim. Ona karşı bir şey hissetmememe(kafam karıştı lan bu böyle mi yazılır?) rağmen niye böyle oluyor?
Samimi olmayan bir şekilde gülümsedim.
"Peki sen? Sen seviyor musun Aybars'ı?"diye sordu zorlanarak.
"Çok. Çok seviyorum onu."dedim. Ona döndüğümde gözlerindeki kırgınlığı hissettim.
"Tabi sevmesen niye çıkasın ki?"dedi.
"Hera kızmıyor mu? Yani sözlüsünün evinde bir kız var kızmaz mı?"diye sordum.
"Umrumda mı sence onun söyledikleri?"dedi.
"Seviyorsan umrunda olması lazım."dedim.
"Ben kimsenin dediği şeyleri umursamam."dedi sert sesiyle.
"Babanın yanındayken öyle demiyordun ama."dedim. Canıma susadığım kesindi.
Gözlerini ışık hızıyla bana çevirdi. Her böyle yapışında bana şiddet uyguluyordu. Korkmadım değil yani ama başka odalarda olduğumuz için o gelene kadar ben kapıyı kilitleyebilirdim. Tabi kapıyı kırmazsa.Çok sert bakıyordu. Hayatımda hiç onun kadar sert bakan birini görmemiştim.
"Bana babamla ilgili hiçbir şey söyleme."dedi tehditkar sesiyle.
"Aybars sana ne yaptı? Niye bu kadar düşmansın ona? Aybars senin babanın neyi oluyor?"diyerek soruları sıraladım.
"Kes sesini ve zıbar. Yarın işlerimiz var bir yere gidicez."dedi.
"Nereye?"diye sorduğumda öyle sert bir bakış attı ki susmamı sağladı.
Kafamı camdan çekip pencereyi kapattım. Kendimi yatağa atıp gözlerimi kapattığım an günün yorgunluğuyla uyku beni içine çekti.🐱🐱🐱🐱
Gözlerimi iğrenç bir kokuyla açtım. Evet kokuyla da uyanabiliyorum ben. Ama öyle böyle değil cidden çok iğrenç koku. Ayağa kalkıp odanın kapısını açtım ve odadan çıktım. Salona girdiğimde Pars ve Sarp vardı yere bakıyorlardı. Önümde koltuk olduğu için baktıkları yeri göremiyordum. Biraz ilerledim ve koltuğun yanına geldim. Gözlerimi yere indirdiğim an başım dönmeye başladı. B-bu bir cesetti. Gözlerim şokla açıldı. Pars ve Sarp beni yeni farketmişlerdi.
"B-bu ne?"dedim korkuyla.
"Farah sakin ol."dedi Pars bana yaklaşırken.
"Pars, bu kim?"diye bağırdım.
Çoktan gözümden bir damla yaş akmıştı. Gözüm kararıyordu ve kokudan midem bulanıyordu.
"Farah sakin olur musun?"dedi Sarp'da yaklaşarak.
"Sarp o ölmüş."dedim.
"Şşh Farah tamam anlatıcaz."dedi.
Ben oldum olalı ölülerden korkmuşumdur ve şuan bir ölüyle aynı evdeyim.
"Sarp-"cümlemi bitiremeden gözlerim karardı ve Sarp'ın kucağına bayıldım.🕛🕧🕐🕜
Gözlerimi konuşma sesleriyle açtım. Sarp ve Pars konuşuyorlardı ama benim uyandığımı görünce sustular.
Sarp anında yanıma gelip yatağa oturdu. Hastane odasındaydım.
"İyi misin Farah?"diye sordu.
"Değilim. Midem bulanıyor."dedim ve devam ettim.
"Anlatıcak mısın artık?"dedim.
"Bunu sana Pars'ın anlatması daha doğru olur."dedi ve Pars'a baktı. Pars yavaş adımlarla yanıma geldi. Sarp yataktan kalktı ve kapıyı açıp çıktı. Pars biraz önce Sarp'ın kalktığı yere oturdu. Yavaşça yutkundu ve derin bir nefes aldı.
"Anlatmayı düşünüyor musun?"diye sordum sinirle.
"O adamı ben öldürdüm."dedi aniden.
Gözlerim şokla açıldı.
"Sana söylemiştim Farah ben bir katilim."dedi.
Sertçe yutkundum gözümden bir damla yaş aktı.
"Şşh."dedi ve yüzüme dokunacakken kendimi çektim.
"Dokunma bana."dedim. Bir an afalladı benden böyle bir tepki beklemediği belliydi.
"O pis ellerinle bana dokunma."dedim.
"Bana alışman lazım güzelim. Ben buyum. Değişmem ben."dedi.
"Ne bekliyorsun şimdi benden kollarına atlayıp ay hiç sorun yok birini öldürdüğün ellerle bana dokunabilirsin dememi mi bekliyorsun?"dedim sinirle.
"Sana dokunmak istemiyorum Farah."dedi sinirle.
Bir an afalladım. Sonra devam etti.
"Ben zaten bu kirli ellerimle senin masumluğunu bozmak istemiyorum. Ama zorundayım. Kendi menfaatim için senin o güzel kalbinin masumluğunu bozmak zorundayım. O güzel yüzüne dokunmak zorundayım. Kendim gibi senide karanlık yapmak zorundayım. Peki sen karanlık olmaya hazır mısın Farah?"Bölüm sonu
Uzun bir aradan sonra yine burdayım.
1 bin olmuşuz. İnşallah dahada büyürüz.Bir şeyden bahsetmek istiyorum kitap kapağı tasarımı yapıyorum. Eğer isteyen varsa söyleyebilir.
Burayada istek bir örnek kapak bırakıyorum.
Eğer istiyorsanız dmden yazmanız yeterli
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAH
Teen FictionYaklaştı ve dudaklarımın hizasına geldi. Ben altında gözlerimi kapatmıştım ve titriyordum korkudan. "Korkuyorsun."dedi hayal kırıklığıyla. "Korkuyorum."dedim. Sinirle üstümden kalktı ve yumruklarını sıkıp duvara yumruğunu geçirdi. "Korkma allahın be...