Medyada MELİH
(Biraz genç oldu)Dudaklarından ayrılıp
"Seni istiyorum benim ol"dedim.
"Hı?"diye sordu.Kulağına yaklaşıp fısıldadım.
"Seni arzuluyorum. Benim ol."
Dedim.Şaşırmış gibiydi. Gözlerini gözlerimden çekti ve yere bakmaya başladı.
"Yapamam."dedi.
"Neden?"diye sordum.
"Yapamam işte."dedi.
"Tamam."dedim ve geri çekildim. Arkamı döndüm tam gidecekken kolumu yakaladı.Ona döndüğümde belime sıkıca sarıldı. Bu kızın derdi neydi cidden.
"Özür dilerim. Seni çok seviyorum ama dahâ çok erken."dedi.
"Önemli değil güzelim hazır olduğun zaman yaparız."dedim.Ondan ayrılıp tekrar odaya çıktım. Yatağın bir köşesine fırlattığım resmi alıp yatağa uzanarak bakmaya başladım.
Resim elimden kaydı ve göğsümün üstüne düştüğünde resmin arkasında bir yazı olduğunu gördüm. Hemen üstümden alıp resmin arkasındaki yazıya baktım.
"Seni seviyorum sevgilim lütfen bunun için beni affet. Ve bana bir söz ver iki çocuğunu da birbirinden ayırmıyacaksın. Beni üzdün ama çocuğumu üzme o kadının çocuğunu benim çocuğumdan çok sevme. Ve çocuklara gerçekleri anlat. Düşman olmasınlar birbirlerine. Elveda sevgilim.
Elveda ilk aşkım."Gözlerim dolmuştu. O yazıyı orda kaç defa okudum kaç saat baktım o yazıya bilmiyorum.
Güneş doğmuştu aşağıdan tıkırtılar geliyordu. Annem eceliyle ölmemişti annem intihar etmişti. Hep o babam olucak şerefsiz yüzünden.
Ayaklandım ve odadan hızla çıktım. Evden çıkacağım sırada mutfaktan çıkan Farah beni gördü.
"Nereye gidiyorsun?"diye sordu.
"İşim var."dedim.
"Bugün boşum ben de seninle geliyim mi?"diye sordu.
"Hayır."
"Lütfen canım sıkılıyor evde."
"Sana.hayır.dedim.Farah. Otur oturduğun yerde."dedim sinirle.Gözleri dolmuştu.
"Peki"dedi ve mutfağa geri döndü.
Onu umursamayıp evden çıktım. Arabama binip şirketimize gittim.Babamın odasının yanına geldiğimde kapıyı çalmadan girdim. Babam sandalyede uyukluyordu. Gece burda kaldığı belliydi. Birden kapıyı açınca uyandı.
"Noluyor?"dedi.Resimi yanıma almıştım ona gösterip bağırdım;
"Bu ne lan bu ne? Hani eceliyle ölmüştü annem bu ne o zaman?"
"Oğlum sakinleş öyle konuşalım."dedi.
"Oğlum ha oğlum? Şimdi mi aklına geldi oğlum demek?"Farah'ın Anlatımından
Mutfağa gittiğimde gözümden bir damla yaş aktı. O anda Aybars girdi mutfağa. Hemen göz yaşlarımı sildim. Beni böyle görürse Pars'a kızacağını biliyordum.
"Noldu güzelim?"dedi.Görmüştü ağladığımı.
"Bişey yok soğan doğradım ondan."dedim.
İnanmamıştı ama;
"Tamam öyle olsun bakalım."dedi.Ve devam etti:
"Yemek yapmana gerek yok bizim şirkete gidicez dönerken yemek yeriz."dedi.
"Ne yapıcaz ki şirkette?"dedim.
"Bir işim var 2 dakika bile sürmez."dedi.
"Tamam."diyip hazırlanmaya başladım.Kısa siyah bir etek ve üstüme beyaz gömlek giydim. Saçlarımı açık bıraktım zaten dalgalıydı.
Aybars yine eteğime kızmıştı.
Ama onu umursamadım. Aybars'ın arabasına bindik ve onların şirketine gittik.Aybars kolunu omzuma attı.
Yürümeye başladık. İçeri girdiğimizde yine bütün gözleri bize dönmüştü.
Bir kız Aybars'ın yanına geldi ve konuştu:
"Pars bey yukarıda, bağırışlar geliyor Aybars bey."dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAH
Novela JuvenilYaklaştı ve dudaklarımın hizasına geldi. Ben altında gözlerimi kapatmıştım ve titriyordum korkudan. "Korkuyorsun."dedi hayal kırıklığıyla. "Korkuyorum."dedim. Sinirle üstümden kalktı ve yumruklarını sıkıp duvara yumruğunu geçirdi. "Korkma allahın be...