Hidra-çünkü bu
Medyada şarkı.Bu bir kızdı. Tanımadığım bir kız. Siyah saçları siyah gözleri vardı. Üstünde siyah pantolon, siyah tişört ve siyah deri ceket vardı. Yani baştan aşağıya siyahtı. Benim yaşlarımdaydı. Çok güzel ancak çok korkunç bir kızdı.
"Farah sen misin?"diye sordu.
"E-evet benim."dedim.
"Memnun oldum canım ben de Pars'ın sözlüsüyüm."dedi elini göstererek. Eline baktığımda kocaman bir tektaş vardı.
Yutkundum. Bu nasıl olabilir?
Bana hiç bundan bahsetmedi. Niye bahsetsin ki zaten kimim ki ben?
"Adım Hera"dedi sinsi bir sırıtışla.
"Hadi gidelim."diye devam etti Hera.
"Nereye?"diye sordum.
Aniden üstüme atladı. Beni yere yatırdı ve kollarımı yere bastırdı.
"Birazcıklığına bende kalıcaksın."dedi.
Üstümden kalkıp benide kaldırdı. Aramızda çok boy farkı yoktu. Benden 5 santim falan uzundu. Kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı.
"Benden ne istiyorsun?"diye sordum. Beni sürüklemeye devam ederken:
"Önüme geçmemeni."dedi.
"Ne demeye çalışıyorsun?"diye sordum.
"Kapa çeneni."dedi yüksek sesle.
Hala ormandaydık ve ben ormanda bu kızla kalmaktan korkmaya başlamıştım.
Bir süre sonra kulübe gibi bir yerin önünde durduk. Hala ormanlık alandaydık. Zorla beni kulübeden içeri soktu.
Beni ittirdiğinde yere düştüm.
"Bana bak orospu bir daha Pars'a yaklaşmayacaksın. Anladın mı beni?"diye bağırdı.
Hızla ayağa kalkkıp ona bir yumruk attım. Beklemediği için serseledi. Bana böyle vuramazdı vurarsa da cezasını çekerdi. Vurduğum yeri tutup sinirle bana baktı. Hızla üstüme atlayıp yere düşürdü ve üstüme çıktı. Üst üste tokat atmaya başladı. Artık ona karşılık vermeye halim kalmamıştı. Hızla üstümden kalkıp masadan bir ip aldı ve tekrar üstüme çıkıp alttan kollarımı bağladı.(nasıl yaptı bende bilmiyorum)
Beni ayağa kaldırıp kulübedeki tek koltuğun üstüne oturttu. Ayaklarımı da bağladı ve karşımda dikildi.
"Biraz burda kalıcaksın. Benim işim var biraz gidicem ben. Sakın bir yaramazlık yapayım deme. Çok fena olur."dedi ve çıktı. Ben hareket etmeye çalıştım ama çok sıkı bağlamıştı orospu. Artık tepinmekten yoruldum ve uyumaya başladım.✡✡✡✡✡
Pars'dan
Başımın ağrısıyla ayağa kalktım. Dün çok içmiştim. Dünü hatırlamaya çalıştığımda en son Farah ile şarap içtiğimizi hatırladım gerisi yok. Hızla ayğa kalktım. Etrafıma baktığımda Farah yoktu. Allah kahretsin gitmiş olamaz. Elimi cebime attığımda anahtarın olmadığını gördüm. Koşarak kapıya gittim. Açmaya çalıştığımda açılmadı. Akıllı kız birde üstüme kilitlemiş kapıyı. Geriye doğru birkaç adım atıp kapıya doğru koştum ve kapıyı kırdım. Koşarak evden çıktım. Ormana daldığımda etrafıma dikkatlice bakıyordum. En sonunda bir kulübe gördüğümde oraya gitmeye başladım.
Farah'tan
Gözlerimi yüzüme vurulan tokatla açtım. Bu Hera idi.
"Şurdan bir kurtulayım senin ağzına sıçıcam."dedim sinirle.
"Kurtulamayacağın için."dedi sırıtarak. O sırada kapı çaldı.
Bu sefer ben sırıttım. Hera endişeyle kapıya gitti ve açtı.
Ben o kapıyı açmasıyla bağırmaya başladım.
"İmdaaat. Yardım edin."
"Hera."dedi bir ses.
Bu Pars'dı.
"Pars."dedi Hera'da.
"İmdaaat."diye bağırıyordum.
Pars kapıyı itip içeri girdi. Anında gözleri bana kaydı.
Yüzümün kanlı olduğunun farkındaydım. Hera'nın tokatlarından.
"Lanet olsun. Ne yaptın ona Hera?"dedi Pars sinirle.
"Haddini bildirdim."dedi Hera omuzlarını dikleştirerek.
"Ben şurdan kurtulayım senin haddini bildiricem. Görcen sen orospu."diye bağırdım sinirle.
"Sen sus Farah. Seninle evde görüşücez."dedi Pars sinirle.
"Ne bekliyordun ha? Benim beni kaçıran bir kişinin evinde paşa paşa oturacağımı mı? Şu sözlünü al ve git. Beni rahat bırakın artık. Hem bak birbirinizi iyi bulmuşsunuz valla ikinizde psikopatsınız. Böyle adam öldüre öldüre gidersiniz. Ama beni ellemeyin."dedim sinirle.
"Hera çöz."dedi Pars beni göstererek. Hera sinirle bana gelip kollarımı çözdü.
Ben ayağa kalkar kalkmaz Hera'ya bir yumruk geçirdim.
"Sen ne hakla beni ellersin lan orospu?"dedim sinirle.
Pars yanıma gelip beni geri çekti.
"Bırak lan beni orospu çocuğu. Al şu sözlünü bırakın artık beni."dedim sinirle. Sinirden ağlıyordum.
"Gidiyoruz Farah."dedi ve beni dışarı itti arkasına dönüp Hera'ya"Seninle daha sonra görüşücez" dedi ve yanıma geldi.
Kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı.
"Benim emirlerime uyman gerektiğini söylemiştim. Eğer sabrımı zorlarsan neler olabileceğini söylemiştim."dedi sinirle fısıldayarak.
"Ve sen benim sabrımı taşırdın. Evde cezasını çekiceksin."diye devam etti.
Gözlerimi ona çevirdim. Geçen gün eğer sabrını zorlarsam bana sahip olacağını söylemişti. Böyle bişey yapmaz değil mi?
İçimi bir korku kapladı.
"Öyle bişey ya-yapmıycaksın değil mi?"dedim korkarak.
Soğuk yüzünü bana döndü.
"Ben bir mafyayım Farah bu benim için bir hiç bile. Böyle bir şeyi gözümü kırpmadan yapabilirim."dedi.
"Lü-lütfen."dedim yalvarırcasına.
Gözlerimden yaşlar akıyordu.
Umursamaz bir şekilde yürümeye devam etti. Bir süre sonra ev görünmüştü. Çok korkuyordum. Kolumdan tutup beni içeri soktu. Sürükleyerek yukarki kata çıkardı. Onun odasının önüne gelince kapıyı hızla açıp beni içeri fırlattı. Ben yatağın üstüne düşmüştüm. Kapıyı kapatıp üstüme gelmeye başladı.
"Lütfen yapma."dedim yalvarır şekilde.
"Sana sabrımı zorlamamanı söylemiştim."dedi ve üstüme çıktı. Gözleri koyulaşmıştı. Korkuyordum tekrar aynı anı yaşamaktan. Gözlerim korkudan kapandı.
"Aç gözlerini."dedi.
Açmadım.
"Sana gözlerini aç dedim."dedi sinirle.
Yavaşça araladım gözlerimi.
Elleri saçlarıma gitti ve okşamaya başladı. Sonra boynumu okşamaya başladı.
Yavaşça dudaklarını yaklaştırıp boynuma sürtmeye başladı. Benim gözümden bir damla yaş aktı ve boynuma gitti. Hissetmiş olacak ki geri çekilip yüzüme baktı.
"Ağlama."dedi emir vererek.
"Lütfen yapma."dedim.
"Yapmayacaktın."dedi ve elleri tişörtümün eteklerine gitti. Yavaşça sıyırdı. Sütyenimden görünen göğüslerimi yavaşça süzdü ve yaklaştı. Ellerini sütyenimin askılarına getirdi ve tam indirecekken hızla kapı açıldı. İçeri yaşlı ve karizmatik bir adam girdi. 42 yaşında falandı.
"Pars."dedi adam.
Pars anında ona döndü. Ben tişörtümle göğsümü örtmeye çalışıyordum. Pars hızla ayağa kalktı.
"Baba senin burda ne işin var."dedi Pars.
Bu adam Pars'ın babası mıymış?
Babası bana baktı ve sinirle:
"Özel anınızı bozdum galiba."dedi.
"Baba dışarı çıkalım mı?"dedi Pars.
"Buraya gelerek yanlış karar verdiğimi anladım. Gidiyorum ben."dedi babası ve hızla çıktı.
Pars'da hızla arkasından çıktı. Bende üstüme tişörtümü geçirip arkalarından çıktım.
"Baba bekle. Nereye?"diye sordu Pars.
Babası durdu ve karşı karşıya geldiler.
"Aybars'a"diye cevap verdi babası.
"Baba sadece bir hafta kalsan."
"Bu manzaradan sonra bir saniye bile kalmam."dedi ve hızla evden çıktı.
Pars sinirle odasına çıktı. Odasından sesler geliyordu.
Bir şeyler kırıyordu galiba. Ben bu adamın Aybars'ın neyi olduğunu öğrenmem gerekiyordu.Bölüm çok geç geldi biliyorum ama sınavım olduğu için(hep bahane sınava hiç çalışmıyorum.)
Hızlı atmaya çalışıcam.
Sizce adam Aybars'ın neyi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAH
Teen FictionYaklaştı ve dudaklarımın hizasına geldi. Ben altında gözlerimi kapatmıştım ve titriyordum korkudan. "Korkuyorsun."dedi hayal kırıklığıyla. "Korkuyorum."dedim. Sinirle üstümden kalktı ve yumruklarını sıkıp duvara yumruğunu geçirdi. "Korkma allahın be...