✡20✡

4.5K 144 7
                                    

Norm ender-Yarem
Şarkı medyada
Vote atmayı unutmayın
İyi okumalar

"Ben zaten bu kirli ellerimle senin masumluğunu bozmak istemiyorum. Ama zorundayım. Kendi menfaatim için senin o güzel kalbinin masumluğunu bozmak zorundayım. O güzel yüzüne dokunmak zorundayım. Kendim gibi senide karanlık yapmak zorundayım. Peki sen karanlık olmaya hazır mısın Farah?"
"Beni bırak. Lütfen bırak gideyim. Ben bunlara alışık değilim. Ben bir kere cesetten korkan insanım senin yanında nasıl yaşayabilirim. Ölürüm ben normal bir hayatım vardı benim. Niye karşıma çıktın? Kimin intikamını alıyorsun benden. Ben ne yaptım sana. Kimin intikamını alıyorsan git ondan al intikamını. Beni bulaştırma."dedim yalvarır şekilde.
"Beni anlamanı beklemiyordum zaten."dedi ve arkasını dönüp kapıya yürüdü.
Kapıyı açacağı sırada seslendim.
"Seni anlamamı istiyorsan ilk önce beni anlamalısın Karahan."dedim.
"İnsanların düşüncesini önemsemem."dedi bana dönmeden.
"Bende."dedim ona karşılık olarak.
Kısaca kafasını çevirip yüzüme baktı ve kapıyı açıp gitti.
Kapı kapandığı an hıçkırıklarla ağlamaya başladım.

Pars'ın anlatımından

Çıkıp kapıyı kapattığım an hıçkırarak ağlama sesleri başladı. Kapıya sırtımı dayayıp gözlerimi kapadım. İçimdeki his neydi böyle. Onun ağlama sesini duydukça kalbime bıçak saplanıyormuş gibi hissediyordum. Sımsıkı sarılmak istiyordum.

Gözümü açtığımda Sarp yanımdaydı.
"Kendini topla ağlamak üzeresin."dedi.
"Ağlamak ve ben çok zıt şeyler."dedim alayla. Ama gözlerimin dolduğunu hissediyordum.
"Ağlama sesini duydukça kalbine bıçak saplıyorlarmış gibi hissediyorsun. Gülümsemesini görünce içinde kelebekler uçuyor gibi oluyor. Ona sımsıkı sarılıp içine sokmak istiyorsun. Böyle hissediyorsun değil mi?"diye sordu.

Evet aynen böyle hissediyordum.
"Saçmalamalarınla beni oyalama."dedim ve yanından hızla geçip yürümeye başladım. Hastaneden çıkana kadar hemşirelerin vücudumu yiyip bitiren bakışlarına maruz kalmıştım.

Hastaneden çıkıp kafeteryaya gittim ve bir masaya oturdum
Telefonumu çıkarıp babamı aradım.
"Alo"dedi babam.
"Alo baba nerdesin? Konuşabilir miyiz?"dedim.
"Şirketteyim gel."dedi.
"Tamam geliyorum."dedim ve telefonu kapattım.
Kafeteryadan çıktım ve arabama bindim.
Arabayı şirkete sürdüm.
Geldiğimde hızla arabadan inip şirkete girdim. Bütün gözler bana döndü.

Yürümeye başladım. Asansöre binip babamın odasının olduğu kata çıktım. Odanın  kapısının önüne gelip tıklattım.
Gel sesi gelince kapıyı yavaşça araladım. İçerde Aybars'da vardı.
İ

çeri girip kapıyı kapattım Aybars'ın karşısına oturdum.
"Nerdeydin arkadan sesler geliyordu?"diye sordu.
"Hastanedeydim."dedim.
Aybars kafasını aniden babamdan bana çevirdi.
"Farah'a bir şey mi oldu?"diye sordu telaşla.
"Sanane."dedim sinirle.
Babam söze girdi.
"Farah şu evde seviştiğin kız mı?"diye sordu.

Aybars hızla ayağa kalktı.
"Sevişmek?"dedi sinirle.
Aybars'ı aldırış etmeyerek babama döndüm.
"Baba öyle değil. "Dedim.
Aybars kolumdan tutup ayağa kaldırdı.
"Naptın lan ona?"diye bağırdı.
"Sanane lan sanane onun hakkındaki tek bir şey bile seni ilgilendirmez."diye bağırdım sinirle.
"Ne demek ilgilendirmez lan? Senden çok beni ilgilendirir."dedi sinirle.
Babam"Durun"diye bağırdı.
"Bir sürtük yüzünden kavga mı ediyorsunuz şimdi?"dedi sinirle.
İkimizde sinirle ona döndük.
"Baba laflarına dikkat et."dedim sinirle.
"Şuna bak bir kız için bana laf söylüyor."dedi babam sinirle.
"Baba lütfen bak seninle kavga etmek istemiyorum."dedim.
Aniden yüzüme yediğim yumrukla sarsıldım. Bu Aybars'tı.
"Naptın söyle çabuk? Dokundun mu ona?"diye bağırdı.
O anda Aybars'ın telefonu çaldı.
"Alo."
"Güzelim iyi misin? Nerdesin?"dedi.
"...."
"Niye ağlıyorsun? Bişey mi yaptı bu it sana?"demesiyle Farah olduğunu anladım.
Ama onun telefonu yoktu.
Sarp bittin oğlum sen.
"Geliyorum bebeğim geliyorum."dedi ve telefonu kapattı.
"Nereye gidiyon lan? Onun yanına adımını bile atamazsın."dedim sinirle.
"Senin ananı sikerim orospu çocuğu. O kız niye hastanede lan?"dedi sinirle.
"Seni ilgilendirmez amına koduğumunun piçi."dedim sinirle.
Sinirle kapıya fırladı ve koşarak dışarı çıktı.
Hemen peşinden koştum. Babam seslenmişti ama umursamadım. Biz koşarken şirketteki herkes bize bakıyordu. Şirketten çıkıp arabasına bindi ve arabayı çalıştırdı. Bende hemen arabama binip peşinden sürmeye başladım. Hastanenin önünde durup indi bende peşinden indim. Farah'ın kapısının önüne geldiğinde kapıyı açıp içeri daldı. Bende peşinden daldım. Farah Aybars'a sarılmış ağlıyordu.
"Seni çok özledim. Lütfen bırakma beni."dedi hıçkırıklarının arasından.

Gözlerimin dolduğunu hissettim. Noluyor bana?
Hayatında sadece bir kere ağlamış bir insan neden, bir kız ağlayıp başka bir erkeğe sarılıyor diye neden gözleri doluyor. Bunun sadece bir cevabı var. Ama öyle bir şey olamaz olsa bile yasak elma olur bizimkisi. İçimdeki ses 'Senin hayatın yasak elma zaten' desede aldırış etmedim.

Odaya göz gezdirdiğimde Sarp'ında odada olduğunu fark ettim. Bana bakıyordu.
Hep gözlerim dolunca şuna yakalanmak zorunda mıyım ya?

Farah ve Aybars'a tekrar baktığımda iç içe gibilerdi çok sıkı sarılmışlardı. Ben yapamadığımı şu piç yapıyordu.

Hızla arkamı dönüp kapıyı açtım. Dışarı çıktım ve hastane odasının kapısını bayağa hızlı bir şekilde çarpıp kapadım.

Öyle hızlı çarpmışım ki koridordaki herkes bana döndü. Hızla bahçeye çıktım. Hava almaya ihtiyacım vardı.

Farah'ın anlatımından

Pars hızla kapıyı çarpıp çıktıktan sonra Aybars'la ayrıldık.
"Aybars lütfen götür beni. Korkuyorum."dedim.
Yanımızda Sarp'da vardı ama ondan çekinmiyordum iyi çocuktu.
"Dokundu mu sana?"diye sordu yatakta yanıma oturup.

Aybars Sarp'a baktı çıkmasını işaret ederek. Sarp ellerini havaya kaldırıp çıktı.
"Dokunmadı. Yani ben kaçmaya çalıştım buldu beni eve götürdü."dedim ve yutkundum.

Aybars abim gibi olmasına rağmen ondan bile utanmıştım. Aybars detaycı biriydi herşeyi anlatmamı istiyordu.
"Şşh güzelim benden mi utanıyorsun anlat herşeyi."dedi.
Ben devam ettim.
"Eve geldik işte. Sonra beni yatak odasına çıkarıp yatağa attı. Üstümü çıkarmaya başladı. Tişörtümü çıkardı. İç çamaşırımıda çıkarıcakken bir adam daldı odaya Pars'ın babasıymış. Adam bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkartamadım. Sonra adam burda duramam falan dedi. Pars, nereye gidiyorsun? Dedi adam Aybars'a dedi. O adamı tanıyor musun?"dedim.

Aniden kapı açıldı. Oraya döndüğümde Alaz ordaydı.
Ve arkasında sırayla Pars, Sarp ve Çağrı vardı.
"Tanımaz mı Farahcığım tanımaz mı? Çok yakından tanıyor hemde."dedi Alaz alayla.

Bölüm sonu
Arkadaşlar uzun bir aradan sonra karşınızdayım. Kitaba destek olmayı unutmayın.
Beğenip yorumda düşüncelerinizi belirtirseniz çok mutlu olurum. Ve arkadaşlarınıza önerebilirsiniz.
Siz ne kadar destek oldukça bemim yazma hevesim o kadar artıyor.
Öpüyorum sizi.

Bir dahaki bölümde bayağa sapıttım😅

FARAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin