✡22✡

4.2K 125 27
                                    

Şarkı medyada
Burry soprano-her gece

Dudaklarım dudaklarının üstündeydi hala oynamıyordu hiç. Hareket dahi etmiyordu.
Böyle bir şey beklemiyordu benden çok şaşırmıştı. Bir süre sonra dudaklarımızı oynatmaya başladık. Dudaklarının tadı fazla güzeldi. Elleri yüzümü avuçladı ve hızlanmaya başladı. Üstüme çıktı ve orda öpmeye devam etti. Ellerimi ensesine koydum. Daha hızlanmıştı ki birden geri çekildi.

Ne olduğunu anlamamıştım. Endişeli gözlerle bakıyordu. Birden üstümden kalktı ve kapıya yöneldi. Son kez gözlerime baktı. Gözlerim dolmuştu bunu fark etti ve sertçe yutkundu.
Hızla kapıyı açıp çıktı. Arkasından kapıyı kapattı.

Benim hissettiğim şey neydi?
Arzu, kırgınlık, öfke, pişmanlık...
Her neyse doğru olanı yaptı. Bana o kadar şey yapan biriyle öpüştüm. Saçma.

Ayağa kalktım ve aşağıya indim. Aşağıda herkes vardı Alaz dahil. Onu buraya nasıl almışlardı şaşıyordum.
Aybars merdivenlerde beni görür görmez yanıma koştu.
"Güzelim niye dinlemedin?"dedi.
"Ben iyiyim ya acıktım."dedim.

Koluma girerek mutfak masasına oturttu. Öbürlerinide çağırdı ve onlarda geldi. Açtım ama midem bulanıyordu. Çok yiyemedim o yüzden. Parsla göz göze gelmemeye çalışıyordum.

Yemek yedikten sonra masadan kalktık. Salona geçtik ve oturduk. Herkes birbirine bakıyordu. Ortada bir sessisinirlenmişti. Alaz konuşmaya başladı bir gerginlik yaratacağı belliydi.
"Bu adamın hala burada durması saçma değil mi? Farah'a onca şey yapmışken."dedi Pars'ı göstererek.

Pars sinirlenmişti. Sinirle ayağa kalktı.
"Sen kendi yaptığın şeyleri unuttun galiba orospu çocuğu."
"Ben yaptığımda kız bu hale gelmemişti. Artık ne yaptıysan ona şu haline bak."dedi Alaz sinirle ayağa kalkarak.

Pars hızla ona koşarak yumruk attı. Ben korkuyla çığlık attım. Artık nasıl attıysam herkes bana dönmüştü.
"Benim halimi görmüyorsunuz galiba. Bu haldeyken bile nasıl kavga edebiliyorsunuz?"dedim sinirle gözlerimde doluydu.
"Kız haklı bari burada yapmayın. Siktirin gidin dışarda kavga edin."dedi Sarp sinirle.

Herkes sakinleşince yerine oturdular. Tam ayağa kalkmıştım ki bir silah sesi geldi. Korkmuştum.
Herkes birbirine bakıyordu.
Pars , Aybars ve Sarp ayağa kalktılar. Pars "Siz burada durun biz geliyoruz."dediler ve kapıya doğru yaklaştılar.

Kapıyı açıp dışarı çıktılar. Onlar çıkar çıkmaz arkadaki cam patlama sesiyle kırıldı.

Korkuyla arkaya döndüm. Cama ateş edilmişti. Herkes ayağa kalkmıştı. Pars, Aybars ve Sarp silah sesini duyar duymaz içeri girdiler ve kapıyı kapattılar.
Aybars'ın yanına koşup
"Noluyor?"diye sordum.
"Birileri düşman olmak istiyor."diye cevapladı Aybars cama bakarak.

Pars elini kemerin olduğu yere atıp belinden silah çıkardı. Bu hareketi aniden yapması beni şaşırtmıştı. Onun hemen ardından önümde duran Aybars'da aynı hareketi yaparak belinden silah çıkarmıştı. Bunu hiç beklemiyordum.
Gözlerim olabildiğince açıldı.
Ardından Sarp'da belinden silah çıkardı.

Noluyor AMK?

Pars Çağrıya bakarak
"Siz Alazla birlikte Farah'ı odasına götürün. Bir şey olursa silahlarınızı çıkarmaktan korkmayın. "Dedi.

Yavaşça Alaz'ın kulağına yaklaşarak fısıldadı.
"Kızın başına bir şey gelirse ananı sikerim."
Hah tabikide duymuştum.

Çağrı koluma girdi ve beni yukarıya çıkarmaya başladı. Arkama baktığımda. Pars cama, Sarp ve Aybars kapıya doğru gidiyordu.

Benim odamın kapısına geldiğimizde kapıyı açtım ve içeri girdik. Girmez olaydık amk. Karşımızda siyah giyimli elinde silah olan genç bir adam vardı. Silahı bize doğrulttu. Çağrı ve Alaz aynı anda silahlarını çıkartıp ona doğrulttular.

Adam konuştu.
"Kızı verin hiç beni uğraştırmayın."dedi.
Ben korkarak bir adım geri gittim. Beni niye istiyordu ki?
Alaz"Rüyanda görürsün."diyerek adama ateş etti. Adam kurşundan çok iyi bir refleksle kurtuldu.
"Bir daha ateş ettiğin an kızı vururum."dedi adam, silahı bana doğru tutuyordu.
"Kızı veriyor musunuz? Ateş edeyim mi?"dedi tekrardan adam.

Cümlesini bitirir bitirmez adam kendini yerde buldu. Ve arkasındaki Para göründü.
Silahın arkasıyla adamı bayıltmıştı.
"O biraz zor be."dedi Pars adama alayla bakarken.
Camdan girmişti adam. Nasıl tırmandı bir fikrim yok ama o tırmanma yeteneğinden Pars'da da varmış demek ki.

Sarp ve Aybars'da kapıdan geldiler. Pars; Sarp ve Çağrıya adamı göstererek
"Depoya götürün."dedi.

Sarp ve Çağrı adamı sürükleyerek evden çıkardılar.
Aybars'ın yanına gittim ve sarıldım.
"Çok korktum."dedim.
"Tamam güzelim sakin ol."diyerek bana sarıldı.
"Sende silahın ne işi var?"diye sordum ondan ayrılarak.

Alaz araya girdi.
"Aa konu açılmışken kaldığımız yerden devam mı etsek?"dedi alayla Alaz.
Aybars yumruklarını sıkıyordu.
"Siktir git buradan Alaz."dedi Aybars sinirle.
"Yoo gitmiyorum. Farah'a herşeyi anlatmadan hiçbir yere gitmem."dedi.

Alaz'a döndüm ve ona doğru bir adım attım. O da bana bir adım attı. Bu sırrı öğrenmek istiyordum artık. Alaz elini uzatıp kolumu tuttu. Tutar tutmaz kendini yerde buldu.

Pars üstüne atlamıştı. Yerde Alaz'ı yumruklamaya başladı.
Pars'ı tuttum.
"Pars dur."dedim.
Beni duymuyordu. Alaz'ın ağzı yüzü kan içinde kalmıştı.
"Para duur."diye çığırdım.

Çığırmamla yumrukları havada kaldı. Bana baktı ve yavaşça ayağa kalktı.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"dedim sinirle ona bir adım atarken.
"Sana dokundu."dedi sinirle kanlanmış yumruklarını sıkarken.
"Bu seni hiç ilgilendirmez."dedim sinirle.
"İlgilendirir."dedi.
"Hah sevgilim misin? Abim misin? Babam mısın? Hiç bir şeyim değilsin. Sen bana karışamazsın. "Dedim.

Bir an afalladı.
"Haklısın hiçbir şeyin değilim. Karışmam bir daha."deyip yanımdan geçerek gitti.
Gözümden bir damla yaş aktı.

Dona kaldım orda 1 dakika, 2 dakika, 3 dakika... Kaç dakika o halde kaldım bilmiyorum.
Ta ki Aybars arkadan sarılana kadar.
"Şşt güzelim ağlama."
Ona döndüm ve sarıldım.

Pars'ın anlatımından

Kapıdan çıkar çıkmaz yumruğumu duvara geçirdim.
Ağlıyordum işte. Kendime şaşıyorum. Nasıl ağlayabiliyorum?
Bir süre kapının önünde durdum ve duvara baktım.
Sonra odadan Aybars'ın sesini duydum.
"Şşt güzelim ağlama."demişti.

Ağlıyor muydu yani? Hafif aralık kapıdan baktım. Birbirlerine sarılıyorlardı. Ağlıyordu evet ve onu teselli eden Aybars'dı. Sinirle oradan ayrıldım. Merdivenlerden indim ve kapının önüne geldim. Kapıyı açıp evden çıktım. Arabama binip bara sürdüm. Bara gelince arabamı park edip. Bara girdim.
Bar sandalyesinin yanına gidip oturdum. Bir çift gözü üstümde hissettim. Oraya baktığımda. Sarışın bir kız bana bakıyordu.
Ayaklandı ve bana doğru yürümeye başladı.
Yanıma geldiğinde 'selam' dedi. Bende 'selam' dedim.
Yavaşça sürtünmeye başladım. Derdinin ne olduğunu anlamıştım. Dudaklarıma uzandı. Hayır dememiştim. Ona izin vermiştim.

Farah'ın anlatımından

Cidden evde çok sıkılmıştım. Yanımda oturan Aybars'a dönüp.
"Aybars bir yere gitsekya."dedim.
"Olmaz hastasın."dedi.
"Evet hastayım ve kafamı dağıtmaya ihtiyacım var."dedim.
"Tamam ya. Nereye gitmek istersin?"diye sordu.
"Bara."dedim.
"Hayatta olmaz."
°°°
Barın kapısını önündeydik.
İkna yeteneğim müthiş. Üstümde siyah kısa bir elbise vardı. Biraz makyaj yapmıştım saçlarımıda salık bırakmıştım.
Kapıdan içeri girdik. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Gözlerim bir yerde takıldı. Sarışın bir kızla öpüşen Pars'da.

Bölüm sonu
Lütfen oy verip yorum yapın.🌷

FARAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin