1 HAFTA SONRA
Sonunda okullar açılmıştı ve bir nebzede olsa birkaç saatte olsa bu evden kurtulacağıma seviniyordum açıkçası.
Eylül ayının sonlarına doğru gelmiştik.Hava bu günlerde biraz serin olsada bugün sıcaktı ama her ihtimale karşı yanıma bir hırka almam gerekiyordu.Bunları düşünürken kapımın tıklatılmasıyla düşüncelerime ara verdim.Abim sevinçle gelmiş elinde bir anahtar vardı. Gülümseyerek ‘ Sana bir sürpriz sözüm olduğunu hatırlıyorum.Al bakalım.’ Şaşırmıştım ne anahtarıydı bu böyle ? Kendi kendime düşünürken abim elime birşeyler tutuşturdu.Bu geçen hafta girdiğim ehliyet sınavıyla ilgili belgeler ve ehliyeti kazandığıma dair evraklardı.Ben bunları sevinirken abim bir bomba daha patlatıp ehliyetimi bana uzatmıştı.Demek ki dün doğru düzgün evde olmayışının sebebi bu yüzdenmiş diye düşündüm.Abimin elinde bir şey daha vardı.Hala almam için anahtarı uzatıyordu.Bana tekrar o muhteşem gülümsemesini yaparken ‘ Sana doğum günü hediyesi alamamıştım.Ve sana en ihtiyacın olabilecek şeyi bu arabayı almayı karar verdim.Sakın merak etme annemle babamın parasıyla almadım.Hesabımda biriktirdiğim bir burs param vardı.Taksit taksit ödeyeceğim.Hee bunu söylememin nedeni de arabayı annemle babam aldı sanıp kabul etmezsin diye söyledim.Al bakalım bu da anahtarın.Araban dışarıda seni bekliyor.’
Sevinçten ağzım kulaklarıma varmıştı.Abimin benim için böyle bir şey yapması beni duygulandırdı.Hem annemle babamın parasını kabul etmeyeceğimi bildiği için kendi parasından taksit taksit ödüyordu.Abim gerçekten hayatta tanıdığım beni karşılıksız seven tek insandı.
Abimi öpücük yağmurlarına boğduktan sonra elindeki anahtarı alıp koşa koşa garaja indim.İnmemle birlikten mutluluktan ağlamam bir oldu.Abime inanamıyordum.Bu zamanda hem de bu rengini bularak nasıl almıştı bu arabayı ?
Karşımda pembe üstü açık bir Vosvos duruyordu.Hala bunun benim olduğuna inanamıyordum.Çocukluktan beri abime söyleyip durduğum, hatta geçen sene sahilde abimle yürürken düğün arabası olarak gördüğüm,Ferrari bile verseler yine de bunu seçmek istediğim bir arabaydı bu.
Abim kollarını açmış ona sarılmamı bekliyordu.Kocaman sarılma seansımızdan sonra arabama aldım.Ve ehliyetimi minik torpidosuna koydum.Aynasını kendime göre ayarladım.Ancak abimin uyarısıyla kendime geldim.Bana gülerek ‘Eylül pijamalarla dışarı çıkmayacaksın heralde ? Hem dersinin başlamasına bir buçuk saat kaldı.Sen anca giyinirsin ve anca saçını yaparsın.’ dedi. O anda aklım başıma geldi.Koşa koşa yukarı çıktım ve dün akşam hazırladığım kırmızı çiçekli elbisemi üstüme geçirdim.Dalgalı saçlarıma hafif köpük sıkıp dalgalarını belirgin hale getirdim.Geçen hafta aldığım ince hırkamı çantama tıkıştırıp,kırmızı babetlerimi de ayağıma geçirdim.Çantama ders programımı ve okul için gerekli olan bazı kağıtları koydum.O sırada çantamın kenarından minik bir kağıt düştü.
Kağıda uzandığımda Rüzgar’ın numarası yazıyordu.Onu da çantama koydum.Makyaj olarak sadece kırmızı parlatıcımı sürüp aşağıya indim.Ağzıma atıştırmalık bir şey attıktan sonra masanın üstündeki anahtarlarımı alıp arabaya indim.Abim çok arabanın yanına dikilmiş beni bekliyordu ve ağzı açık bana bakıyordu.Beni etrafımda döndürerek ‘Çok güzel olmuşsun fıstık !’ dedi.Abime dönerek ‘Sen de çok yakışıklı olmuşsun abicim !’ dedim ama birden yüzü asılmış bir şeye morali bozulmuştu.Endişelenerek ‘Ne oldu abi ?’ dedim.Abim kekeleyerek ‘Yok hiçbir şey’ dedi ve kestirip attı.Sonunda dayanamayarak ‘Bu elbise kısa değil mi ? Çabuk üstüne normal birşeyler giy!’ dedi.Şaşırmıştım abim hiçbir zaman giyimime karışmazdı.Niye bu sefer kızmıştı ? Onu yumuşatmaya ve geçiştirmeye çalışarak ‘Abicim yeni bir elbise bulana kadar okula geç kalırım’ dedim ve bir şey demesine fırsat vermeden arabaya bindim.Abim ise bana kızmış ve biraz da kırılmıştı.Ama yine de kızmayarak ‘Peki bakalım bugünlük böyle olsun.’ Dedi.Ben de söz dinleyen çocuklar gibi kafa sallayarak abimin yanağına bir öpücük kondurdum.
Bugün okula beraber gidecektik böylece benim iyi bir sürücü olup olmadığımı test edicekti.Ne derse desin artık bir ehliyetim ve bir arabam vardı.Ve ben bu arabayı mükemmel bir şekilde kullanacaktım.Arabanın kendisinde eski bir radyosu vardı.Onu açtıktan sonra doğru frekansa getirip sonunda pop şarkılar bulabilmiştim.Müziği son ses açtıktan sonra artık kalkmaya hazırdım.Abim benim içinde bir garaj kumandası yaptırmıştı.Torpidodaki kumandayı alıp garajı açtım ve yolculuğa başladım.
Abimin yüz ifadesine bakarak gayet sakin olduğunu anlayabiliyordum.Uzun ama eğlenceli bir yolculuktan sonra okula varmıştık.Abim gayet güzel kullandığımı dile getirerek beni gururlandırıyordu.
Abimi fakültesinin önüne bırakıp tekrar teşekkürlerimi dile getirdim.Abim mimarlık fakültesinde ve son sınıfta.Bu yüzden ders saati benden iki saat sonra bitiyor.Onu çıkışta beklememem gerektiğini söyleyip yanağıma bir öpücük kondurdu.
O anda fakültenin bahçesindeki bütün kızlar bana bakıyordu.Sanırım abim olduğunu bilmiyorlardı ya da büyük ihtimalle abim yakışıklı ve popüler biri olduğu için beni sevgilisi sanıyorlardı.Olan abime oldu.Bütün kısmetleri kapanacak diye düşünürken kendi kendime gülmeye başladım ve tekrar arabama indim.
Öğrenci belgemi almak ve sınıfımı öğrenmek için tıp fakültesiyle arası olan öğrenci işlerine doğru arabayı sürdüm.Arabayı öğrenci işlerinin önüne bıraktıktan sonra biraz sıra bekledim.Malum okulun ilk günüydü ve bütün fakültelerin birinci sınıfları buradan sınıflarını öğrenip öğrenci belgelerini buradan alıyorlardı.Sonunda sıram gelmiş,görevli adam benimle ilgilenmeye başlamıştı.Öğrenci belgelerimi ve sınıfımı öğrendikten sonra tıp fakültesinin olduğu istikamete doğru yöneldim.Dersin başlamasına sadece 10 dakika kalmıştı ve geç kalırsam ilk günden kötü izlenim yaratmak istemiyordum.
Tıp fakültesinin önüne geldikten sonra tek bir boş yerin kaldığını gördüm.Arabayı hızlıca park ettim.O sırada bu park yerine girmek isteyen bir beyaz Porsche yanımdan tırıs tırıs geçti.Sanırım onun yerini kaptığım için sinirlenmişti.Umrumda mıydı ? Hayır kesinlikle değildi.
Hızlıca sınıfımın olduğu kata çıktım.Koridorun sonundaki sınıftı ve hoca sınıfa girmek üzereydi.Koşarak sınıfıma ilerlerken resmen bir duvara çarpmış gibi bocaladım ve elimdeki bütün evraklar yere fırladı.Şu anda karşımdaki duvar , hem kağıtlarımı toplamaya çalışıyor hem de yapıştığım yerden beni kaldırmak istiyordu.Benim ise tek derdim havalanan eteğimi toparlamaktı.Şanslıydım ki koridorda kimse yoktu yoksa çoktan kahkaha sesleri duyulabilirdi.Düşüncelerimden sıyrılıp kafamı kaldırdığımda sanki o duvar yine bana çarpmıştı.Dudaklarımdan sadece bir kelime çıkmıştı ‘RÜZGAR !’
******************************************************
Okuyan sayım fazla olmasına rağmen yorumlarınız çok az ve bu benim yazma hevesimi kaçırıyor.Sizin yorumlarınıza göre eğer bu kitabı güzel yazıyorsam hemen yeni bölüm yazmaya başlıyorum ya da olumsuz yorumlarınıza göre hatalarıma düzeltiyorum ve eleştiriye iyi de olsa kötü de olsa açığım.Ancak hiçbir yorum yapılmayınca kitabım hakkında hiçbir fikrim olmuyor.Lütfen yorum yapmaya özen gösterirseniz bölümleri daha çabuk yayınlarım =)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül (Tamamlandı)
RomanceHer hikaye mutlu sonla bitmez ! Amansız bir hastalık,iki insan,yakıp kavuran bir aşk hikayesi...Biraz dram,biraz romantizm...