Bölüm 45-Yalan Söyleme Bana !

3.6K 165 8
                                    

Mendillerinizi hazırlayınız =) Ve önemle söylüyorum lütfen şarkıyı açınız =))

******************************************************************************************************************************************************************************************************************************

Gözlerimi açtığımda bir hastanedeydim.Kollarıma serumlar takılmış,bedenim sanki benim değildi.Bana endişeyle bakan bir çift mavi gözle karşılaştım.Bu Poyrazdı…

‘Ne oldu bana ?’ dedim sessizce.

‘Bir gün burada kalman gerekiyor Eylül.Tetkiklerin için.’ Sesi biraz garip geliyordu.

‘Benim çıkmam gerekiyor burdan’ dedim sinirle.

‘Eylül bu akşam çıkamazsın hem dışarıda biri seni bekliyor.’   Dedi ve ayrıldı yanımdan.

Daha sonra Rüzgar girdi içeri.Yemyeşil gözlerinin ıslandığını kapının ordan fark edebiliyordum.

‘Rüzgar yalvarırım burdan çıkart beni ! Ailem,onlar benim ailem değilmiş Rüzgar ! Onları bulmam gerekiyor.’ Dedim endişeyle ve heyecanla.

Ellerini kullanarak ; ‘Eylül belkide onları çoktan bulmuşsundur.’ Dedi gülümseyerek.

‘Rüzgar buldun mu onları ?’ dedim ellerimi çırparak.Ne kadar beni terk etseler de onları deli gibi merak ediyordum.

Kolumdaki serumu çıkartmak istedim.Ama lanet serumu çıkartamıyordum.

Rüzgar ellerimi tutup beni engellemeye çalıştı.

‘Onlar buraya gelecek’ dedi ellerini kullanarak.

‘Burdan çıkmak istiyorum.’ Dedim sinirle.

 

Rüzgar’ın Ağzından

‘Çok az zamanımız kaldı,acilen hastaneye yatması gerekiyor.Yoksa onu kurtarmamız imkansız.’ Dedi doktor.Bu durumu nasıl anlatacaktım ki Eylül’e.İçi içine sığmayan bu kadar hareketli bir kızı nasıl o yatağa bağlayacaktım ? O acı veren kemoterapiye nasıl dayanabilecekti ? İlk defa bu kadar çaresiz kalmıştım.Yere çöktüm birden.Başıma gelen Poyraz adeta bana destek verircesine yanımda durmaya çalışıyordu.Ama onun da benden bir farkı yoktu.İkizini daha yeni bulmuş ve onun hasta olduğunu öğrenmişti.Nasıl güçlü olabilirdi ki…

 

Eylül’ün Ağzından

‘Rüzgar yalvarırım çıkart beni burdan ! Ailemi görmek istiyorum.’

Cümlemi tamamlamadan içeriye Ela Hanım ve Poyraz girdi.Elinde minik bir pembe ayakkabı ve minik bir pembe tulum vardı.

Gözü yaşlıydı ikisininde.Yanıma oturdu Ela Hanım ve konuşmaya başladı;

‘Bunlar senindi Eylül.Baban bana öldüğünü söyledi.Çok gitmek istedim o mezara.Hep bir mazaret sundu bana.Seni çok aradım KIZIM !’

O an bütün hayatım,gözlerimin önünden kaydı sanki.Gerçek annem karşımda duruyordu ve ben hiçbir tepki veremiyordum.Sanki hayat durmuştu,dünya dönmüyordu ve bütün hislerimi kaybetmiştim sanki…

Bir yandan da Poyraz gelmiş diğer elimi tutuyordu.

‘İkizim’ dedi ağlamaklı gülümsemesiyle ve sarıldı kollarıma dikkat ederek.

Benim ise ağzımdan tek bir cümle çıkmıştı.

‘Babam öldü mü ?’

‘Öldü’ dedi annem titreyen sesiyle.

‘Ben seni hiçbir zaman terk etmedim kızım.Seni çok aradım ama her seferinde engelledi baban.Bulamadım seni Eylül.’

 

Bir yanım inanmak istiyordu gerçek aileme.Bir yanım ise beni terk ettikleri için onlara bağırıp,çağırmak…

Hıçkırırak ağlamaya başladım ve anneme sarıldım.Kokusu çok farklıydı.Sanki benim kokumla bütünleşiyordu kokusu.

Hani o anlatılan anne kokusunun ne demek olduğunu,ne hissettirdiğini ilk defa anlamıştım belkide…

İçime çektim annemin kokusunu,saçlarını okşadım ağlayarak…

Bir yandan da kardeşim,canımın yarısı ellerimi öpüyordu.Ona sarıldım daha sonra işte o zaman hıçkırıklarımı saklayamadım…Hem o hem ben ağlıyorduk hıçkırarak…

Ağlamalarımız bittikten sonra titreyen sesimle…

‘Hadi çıkalım buradan !’

Herkes birbirinin yüzüne bakıyordu,sanki herkes birinin konuşmasını bekliyordu.Poyraz aldı sözü…

‘Önemli bir şey değil Eylül.Öyle müşaade altında kalman gerekiyor.’

Gözlerini kaçırıyordu benden.Onun yalan söylediğini anlayabiliyordum.Ne kadar kısa bir süre tanısam da insanların yalan söylediğini gözlerini kaçırdığında direk anlıyordum.

‘Poyraz bana yalan söylüyorsun !’ dedim ağlamaklı sesimle.

O da göz yaşlarını tutamamış ayrılmıştı yanımdan.Arkasından da annem gitmişti

‘Rüzgar neyim var söyle bana !’ dedim bağırarak.

‘Lütfen yalan söyleme bana !’ dedim ağlamaklı sesimle ardından.

 

************************************************************************************************************

Bomba gibi bir bölümün daha sonuna geldik umarım beğenmişsinizdir.Bu arada bu bölümü bu kitabın hep sürmesini isteyen Marybellee'ye ithaf ediyorum.Ama malesef her güzel kitabın da bir sonu var =) Ve kitabın sonu yavaş yavaş gelmeye başlıyor.Umarım bu hikaye gerçekte güzel bir kitap olur ve belki de bir film bile olur =) Eğer öyle bir şey olursa bütün okuyucularımdan tek tek bahsedeceğim.Sizi çokk seviyorum =) Yeni bölüm için sabırla ve heyecanla bekleyiniz.

Eylül (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin