Abim anneme ‘Artık bunu Eylül’ün bilmesi gerekiyor.Ona söylemeliyim anlıyor musun anne ! O artık 18 yaşında.Hem benim düşüncelerimi de bilmesi gerekiyor artık ! Dayanamıyorum anne ! Böyle yaşayamıyorum !’
Olayları çözmeye kafamda toparlamaya çalışıyordum ama işin içinden çıkamıyordum.İçeri girsem ne söyleyeceğimi bile bilmiyordum.Bu sefer onları gizli gizli dinlediğimi anlayacaklardı.Eğer onlara gerçekleri sorsaydım.Belki de bana yalan söyleyecekler ya da kaldıramayacağım şeyler söyleyeceklerdi.Bir an önce karar vermeliydim yoksa daha sonra pişman olabilirdim.
Kararımı verdim ve kapıdan içeri girdim.Annemle abime dönerek ‘ Ne söyleyecekmişsiniz bana ?’ dedim.İkisi de ne diyeceklerini düşünüyorlardı.Ve yüz ifadeleri araba farına yakalanmış tavşan gibiydi.Sesimi daha da yükselterek söylediklerimi yineledim. ‘Ne söyleyecemişsiniz bana ?’ dedim.
Annemin benden her şeyi saklamasını beklerdim ancak abim benim hayatta değer verdiğim tek kişiydi.Onun benden bir şey saklaması beni deli etmişti.Abime dönerek ‘Ne saklıyorsunuz benden? Söyle abi ! Söyle !Söyle abi ! Söyle !’
Vücudumun acısı ve kabusumun etkisiyle uyanmıştım.Gözlerimi açtığımda masmavi bir gökyüzü ve ağaçların yaprakları ile karşılaştım.Başımı kaldırmaya çalıştım ama başımda feci bir ağrı vardı.Yavaş yavaş kalktım ve kalkınca hamaktan düştüğümü anladım.Kahkahalarla gülmeye başladım.Gülmeme abim gelmiş o da hamaktan düştüğümü anlamış ve o da gülmeye başladı.Abimi görünce gördüğüm rüya aklıma geldi.Ben bunları düşünürüken abim hem gülüyor hem de kahkahalarının arasından konuşmaya çalışıyordu. ‘ Sen nasıl düştün?’ demeye kalmadan yine bir kahkaha tufanı koptu.
Sonunda kahkahalarımıza mola vererek neredeyse bir saattir yattığım çimenlikten eliyle destek vererek kaldırdı beni.Allahtan hamak çok yüksekte değildi.Yoksa hamaktan düşerek kolunu kırmış biri olarak tarihe geçicektim.
Abimle yavaş yavaş yürüyerek verandaya geçtik.Sandalyeye oturdum,abim ise bir şey söylemeden evin içine girdi.
10 dakika sonra elinde bir tepsi ve iki tane kupa vardı.Birini bana uzattı ve ‘En sevdiğin şeyi yaptım sana’ dedi.Ellerimi çırparak ‘Sıcak çikolata’ dedim.
Sıcak çikolatamızı içerken gördüğüm rüya aklıma geldi ve abime dönerek ‘Abi sana bir şey sorucam ama bana karşı dürüst olacaksın.’dedim.Abim ise ‘Peki bücürük.Söyle bakalım.’dedi.Elimdeki kupayı masaya koydum ve ‘Abi benden sakladığın benimle ilgili olan bir sırrın var mı ?’ Abim biraz düşündü ve ‘Evet,var.’ Dedi.Şaşırmıştım aslında yok demesini bekliyordum.Abim biraz düşündü ve anlatmaya başladı. ‘Seninle çiftlikten sonra anlattıklarını çok düşündüm ve aslında bakarsan biraz da korktum.Biliyorum hala Ekin ile ilgili kabuslar görüyorsun açıkçası çiftlikteki olayı da bunun gibi bir şey sandım.Ama yine de aklımda bazı kuşkular kaldı.O akşam seni eve bıraktıktan sonra çiftliğe geri döndüm.Ve sattığımız adamın numarasını yanımızdaki komşu çiftliklerden buldum.Adamı aradım ve yüz yüze görüşmek istediğimi söyledim.İlk başta çekinsede çiftliğinin adresini verdi.Onunla oturup konuştuğumda Badem’i 4 gün önce yani çiftliğe gideceğimiz günün sabahı bir genç satın almış.Aslında adam satmak istememiş ancak adam Badem için çok yüklü bir para vermiş ve sonunda ikna ettirmiş.Badem’i satmış.Ama adamın adresini,telefon numarasını ve ismini bilmiyor.Sadece bildiği kumral ve yeşil gözlü genç bir çocukmuş.Bak Eylül sana inanmak istiyorum ama adamın bizim ahırımıza o atı koyması çok zor belki de rüya gördün ve sana çok gerçek gibi geldi.Hem bak istersen arkadaşımı yani psikoloğunu arayabilirim.Gitmene bile gerek yok kendisi eve gelir.Olur mu?’
Ne diyeceğimi,ne düşüneceğimi ve ne yapmam gerektiğim hakkımda en ufak bir fikrim bile yoktu.Şu anda yapmak istediğim sadece uyumaktı.Çünkü uyumak bazı şeyler için en kolay çözümdü.Ama artık uyumaktan bile korkar oldum.Yine kabus görürsem artık gerçekten delirdiğimi düşünecektim.
Abimin yüzümü okşamasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.Bana gülümseyerek ‘Bak Eylül ben seni çok seviyorum tamam mı ? Sen benim için çok değerlisin.Eğer bir sıkıntın varsa bunu ikimiz halledebiliriz.Sana yardımcı olabilirim tamam mı bitanem ?’ Kafamı aşağı yukarı salladım.Abime bu konuyla ilgili son bir şey sormam gerekiyordu. ‘Abi çiftliğin civarındaki bütün ahırlara baktın mı?’ Abim ciddiyetle ‘ Hepsine baktım Eylül.Tek tek ama hiçbirinde Badem yoktu ve hiçbirinde öyle genç bir çocukla karşılaşmadım.’ Abime gülümseyerek ‘ Çok teşekkürler abicim’ dedim ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.Bu konuyla ilgili yapacak bir şey kalmamıştı.Daha fazla bu konunun kafamı kurcalamasına izin vermeyerek ‘Abi ben biraz alışverişe gidicem.Bana arabanın anahtarlarını verir misin?’ Abim ise alaycı gülümsemesiyle ‘Sen mi araba kullanacaksın Eylül ? Hem ehliyetin bile yok asla olmaz.Ayrıca en son böyle dediğinde daha garajdan çıkmadan arabayı çarpmıştın.Böyle risklere hiç gerek yok bence.’ Dedi.Resmen benle dalga geçiyordu.Karnına bir tane patlattım.Onun canının acıması yerine benim canım yanmıştı.Eee boşuna spora gitmiyordu.Kasları artık taşlaşmıştı.Abim hala bana gülüyordu.Ben de ona duygu sömürüsü yaparak ‘Tamam, o zaman alışveriş merkezine sen bırak beni.’ Gülüceklerinin arasında kafasını sallayarak ‘Tamam.’ Demek istedi ve içeriden arabanın anahtarlarını almaya gitti.
******************************************************
Öncelikle şunu söylemek istiyorum.Arka arkaya bir sürü bölüm yayınladım ama vote ve yorumlar okuyanlara göre çok az.Bu yüzden bir karar verdim.Gelecek bölümleri 2 sayfadan daha fazla yapacağım ancak vote ve yorumların artması gerekiyor.Böyle olmayınca bütün yazma hevesim kaçıyor.Lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmezseniz beni çok mutlu edersiniz.Yeni bölüm için en az 5 yorum ve 5 vote istiyorum.Ondan sonra yeni bölümü yayınlayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül (Tamamlandı)
Roman d'amourHer hikaye mutlu sonla bitmez ! Amansız bir hastalık,iki insan,yakıp kavuran bir aşk hikayesi...Biraz dram,biraz romantizm...