Bölüm 8-Kumral Beyefendi

6.9K 272 13
                                    

Hemen üzerime bir şeyler giydim.Ve zemin katımızdaki garaja indim.Abimi arabanın içinde sıkıntıdan patlıyorken buldum.Bana dönerek ‘ Ağaç oldum burada’ dedi.Abimi baştan aşağı süzdüm ve gülerek ‘Yok bence ağaca benzemiyorsun.Başka bir şey ama bulamadım.Hani böyle kocaman tüylü bir şey.’  Kahkahalarımı tutamıyordum.Abim ise çoktan arabayı çalıştırmış biraz da olsa bu espriye bozulmuş görünüyordu.Az önce biraz mı dedim?

Sonunda alışveriş merkezine varmıştık.18 yaşındayım ve 18 yıldır bu İstanbul’un trafiğine bir çözüm bulamadılar gerçekten.

Abim kapalı otoparka arabayı bıraktıktan sonra arabadan indi ve kapımı açtı daha sonra ise tekrar arabaya bindi.Bana trip mi atıyordu ? Gittim ve kapısını açtım.Abim suratıma bile bakmıyordu.Kendimi acındırarak ‘Özür dilerim abicim ben sana şaka yapmak istemiştim.Buna kırılacağını düşünmedim.’  Dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum.Yüzü gülmüştü,arabadan indi ve arabanın kapısını uzaktan kumanda ile kitledi.Ellerimi çırparak ‘ Haydi alışverişe !’.Elinden çekiştirerek yürüyen merdivene doğru ilerledik.İlk mağazaya girdiğimizde genellikle gündelik ve spor kıyafetler vardı ve okul için bu kıyafetler gerekliydi.Uzun ve kısa kollu bir sürü tişört ve rahat pantolonlar aldım.Kasada ödemeyi yaptıktan sonra bütün poşetleri abime uzattım.Bıkmış bir şekilde ve hiçbir şey söylemeden poşetleri taşıyordu.İşte bu yüzden abimi çok seviyordum.Ne olursa olsun,benim kalbimi hiçbir zaman kırmıyordu ve ben de onunkini kırmamaya çalışıyordum.

Mağazadan çıktıktan sonra kendimi bir kuyumcuda buldum.Abim ise mağazaya girmeden bir koltuğa oturmuş,telefonunda oyun oynuyordu.Halinden bıkmış görünüyor ama kalbimi kırmamak için hiçbir şey söyleyemiyordu.

Kuyumcuya girdiğimde 18 yaşlarında bir kız yanımda belirivermiş ve bana yardımcı olmak istemişti.Aslında tam bir haftadır kuyumcuya gelmek istiyordum.İnternetten gördüğüm sonsuzluk işaretli kolye çok hoşuma gitmişti.Her yerde arasamda istediğim gibi bulamamıştım.Kızın gösterdiği kolyelere göz gezdirdim ve içlerinden bir tanesi çok internette gördüğümle tıpa tıp aynıydı.Daha güzelini belki bulurum umuduyla ancak bundan da vazgeçmeyerek kolyeyi kıza ayırttırdım ve mağazadan ayrıldım.

Mağazadan çıktıktan sonra abimi hala koltuklarda otururken buldum.Yüz ifadesine bakarsam hala sıkılmış görünüyor ve oyun oynuyordu.Kuyumcunun yanındaki bijüteri dükkanına girdim.Görevli kız başka bir müşteriyle ilgileniyordu.Kolye reyonuna geçtim ve sonsuzluk işaretli kolye aramaya başladım.Ancak buradakiler çok basit gözüküyordu.O sırada kolyelerin altındaki yuvarlak kutularda erkek bileklikleri duruyordu.Bir tanesine elime alıp incelemeye başladım.Üç tane ipin birleşmesiyle oluşan deri bir bileklikti.İki tarafı düz ortadaki kısmı saç örgüsü şeklindeydi.Ve üstünde isim yazdırmak için boncuklar vardı.Görevlinin de yardımıyla abimle ikimizin baş harflerini kolyeye boncuk olarak taktırdım.Güzel durduğunu düşünerek bunu satın almaya karar verdim.Abim kaç saattir beni bekliyor ve hiç sesini çıkarmıyordu.Bir ödülü hak etmişti.Kasaya geldiğimde parasını ödedim ve hediye paketi yaptırmak istediğimi söyledim.Görevli hediye paketini yaptırdıktan sonra poşetini bana uzattı ve mağazadan ayrıldım.

Birkaç tane daha bijüteri mağazasına baktıktan sonra aradığım kolyenin kuyumcuda olduğuna karar verdim ve tekrar kuyumcuya döndüm.Kuyumcuya girdim ve görevli kızın yanına doğru gittim.Kıza az önce ayırttırdığım kolyeyi hatırlattım.O da içerideki kıza doğru yönelip kolyeyi almaya gitti.Ancak yanıma mahcup bir ifadeyle gelerek ‘Hanfendi az  önce kolyeyi bir beyefendi satın almış ve ondan sadece bir tane kalmıştı.’ Sinirlerim tavan yapmışti.O kolye için neredeyse bir saattir geziyordum.Görevliye sinirli sinirli ‘Nasıl satın alır ben size onu ayırttırmıştım’ dedim.Görevli ise hazır cevaptı. 'Hanfendi kusura bakmayın bu kolyeyi ben satmadım ve satan arkadaşımda yemeğe çıktı.Birazdan kendisi gelicek onunla konuşabilirsiniz’ dedi.

10-15 dakika bekledikten sonra yemeğe çıkan görevli gelmişti sonunda.Bana mahcup bir tavırla yaklaşan kız ‘Buyrun efendim’ dedi.Ve ona derdimi anlatmaya başladım. ‘ Bakın hanfendi az önce bir kolye ayırttırdım.Ve siz kolyeyi ben gittikten sonra bir beyefendiye satmışsınız.’ Görevli kız sinirlendiğimi anlamış sakin bir sesle bana cevap vermeye başlamıştı. ‘Hanfendi siz gittikten sonra kolyeyi bir beyefendi satın almak istedi. Satın alan beyefendi sizin ayırttığınız kolyenin hangisi olduğunu sordu ben de sevgiliniz falan sandım ve kolyeyi gösterdim.O da hiç düşünmeden satın aldı ve size söylememem gerektiğini söyledi.Bu yüzden ben de hiç tereddüt etmeden kolyeyi sattım.Siz de arkadaşıma baya bir sinirlenince ben de arkadaşıma söylemek zorunda kaldım o da size beyefendinin kolyeyi satın aldığını iletmiş.'

Kimdi bu kolyeyi satın alan ? Satın alan muhtemelen beni tanıyordu ve bu kolyeyi kasti olarak  satın almıştı.Görevli olan kız düşüncelerimi bölerek ‘Satın alan kişi kumral bir erkekti’ dedi.O zaman anladım ki bunu alan muhtemelen abimdi.Başka kim alabilirdiki zaten ?

Görevli kız tekrar özür diledi ve ben de fazla uzatmayarak mağazadan ayrıldım.Abimin yanına geldiğimde artık iyice bıkmış ve yorulmuş gözüküyordu.Bıkmış bir şekilde ‘Sonunda geldin Eylül !’ dedi.Abime gülücüklerimi saçarak ‘Hadi gel sana bir sürprizim var.Ama önce bir şu kafede oturup soluklanalım.’ Abim yerinden kalktı ve poşetlerimi sırtladı.Yüzüne ekşiterek kafeye geldik.Sonunda poşetleri yere bıraktı,kollarıyla gerindi ve ağzıyla bir şey mırıldanmaya başladı.Dediğini duymuştum ‘Niye bu kadar alırsınki Eylül ? Görende defileye çıkacak sanır’ dedi.Abimin dediğini duymamızlıktan gelerek ‘Bir şey mi dedin abicim?’ dedim.Abim kafasını sallayarak ve o da bilmemezlikten gelerek ‘Yok,bir şey demedim bitanem’ dedi.Birazdan garson gelmiş ve ne içmek istediğimizi sormuştu.İkimizde buz gibi bir limonatayı hak etmiştik.

Abimle okulla ilgili sohbet ederken limonatalarımız gelmişti.Abim ise sabırsız bir şekilde ‘Sürprizim nerde?’ dedi. ‘Aaa ben unuttum onu.Hemen veriyorum’ dedim.Çantamı attığım paketi,çantamı karıştırarak sonunda bulmuştum.Abim bilekliği açmış ve yüzü gülmüştü.Abime elimle göstererek ‘ Ateşin A’sı ve Eylül’ün E’si’ dedim.Abimin koluna bilekliği taktım gerçekten çok şık durmuştu.

Abim teşekkürlerine dile getirdi.Ben de kolyemi ne zaman vereceğini merak ediyordum ki artık dayanamadım abime sormaya karar verdim. ‘ Eee benim sürprizim nerede?’ dedim.Abim ise şaşırarak ‘Sürpriz mi yapmam gerekiyordu ?’ dedi.Abimle dalga geçerek ‘Hadi ordan bilmemezlikten gelme beğendiğim kolyeyi benden gizli aldığını biliyorum.’   dedim.Abim ise biraz üzülerek ‘ Ben sana kolye almadım ki Eylül.Ama bak söz sana bir sürpriz yapıcam.Ama nerden çıktı bu kolye meselesi.’ dedi.

Ona inanmıştım,bu kolyeyi o almamıştı.Çünkü o alsaydı sonunda güler ve yaptığı sürpriz bozulurdu.Ama o kolyeyi kim almıştı bana? Hiç ama hiçbir fikrim yoktu.Abimin yüzüne baktığında hala şaşkındı.Ben de durumu toparlamaya çalışarak ‘ Ben seni denemiştim sadece abicim.Bakalım bana abim sürpriz yapıcak mı diye ?’ Abim de rahatlamış gözüküyordu. ‘Ben de şaşırdım Eylül ? Diyorum kendi kendime acaba bana bir kolye falan mı gösterdi diye ama hatırlayamadım.Tek istediğin kolye olsun alırız bitanem.Ve en yakın zamanda da bir sürpriz sözüm olsun sana.’ Dedi gülerek.Ama ben tam tersi olarak hiç gülmüyordum.Bu kumral beyefendi kimdi böyle ? Ve beni neden takip etmişti ?

******************************************************

Aslında bu bölümü yarın yayınlamayağı düşünüyordum ama sabırsız biri olduğum için ve canım arkadaşım Fragolee çok merak ettiği ve benim gibi sabırsız olduğu için onu daha fazla bekletmek istemedim :) 7 bölümdür istediğim gibi yine sizden istediğim tabiki de en önemli şey o güzel yorumlarınız :) Onlar benim moral kaynağım.Ayrıca hikayelerimi daha güzel yazmam için birer yardımcılar.Bu yüzden yorumlarınızı eksik etmemenizi diliyorum :) Yeni bölüm için daha çok yorum ve daha çok vote lütfen :) Bu arada multimediadaki kolye Eylül'ün beğendi kolye altındaki ise koyabilirsem o resmi Eylül'ün Ateş'e aldığı bileklik :)

Eylül (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin