Bölüm 15-Çok aptalım !

5.5K 217 11
                                    

3 AY SONRA

Uyandığımda bir ürperti düştü vücuduma.Sabahlığımı giyip elimi yüzümü yıkamak için banyoya ilerledim.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra perdelerimi açtım ve bembeyaz bahçe ve içi kar dolu bir havuzla karşı karşıya geldim.Dün gece kar yağmış hatta o kadar çok yağmıştı ki İstanbul’da bu kadar karı daha önce görmemiştim.

Aşağıya kahvaltı için indiğimde abimin kahvaltı hazırladığını gördüm.Gülerek yanıma geldi ve bana sarılıp yanağımdan öptü. ‘Günaydın prensesim’ dedi.Ben de yanaklarından öperek ‘ Günaydın abicim’ dedim gülerek.

Hazırladığı kahvaltıya hayran kaldım ve yemekleri mideme indirmeye başladım.Abimle kahvaltı ederken telefonuma bir mesaj geldi.Açtığımda Rüzgar’dan olduğunu gördüm.Hem şaşırmış hem de biraz gerilmiştim.Mesajda ‘ Seninle konuşmak istiyorum Eylül.’ Yazıyordu.

Tam 3 aydır Rüzgar’la görüşmüyordum.O günden beri onunla ne kadar konuşmak istesemde benimle konuşmayı istemiyordu.Türlü türlü bahaneler uydurup beni görmezden geliyordu.Benimle göz göze gelmemeye çalışıyordu.Bunları anlamayacak kadar aptal değildim.Benden uzaklaşıyordu git gide…

Onun mesajına olumlu cevap vererek bir kafe ismini yazdım ve 1 saat sonra orada olacağıma söyledim.

Abimin sorusuyla telefonumdan ayrıldım.Abim gülerek ‘ Bu akşam partiye geliyorsun dimi Eylül ?’ dedi.Şaşırarak ‘ Ne partisi ?’ dedim. ‘Ne partisi olacak Eylül ? Yılbaşı partisi.Sana söylemiştim unuttun mu ? Birlikte gidecektik hani:’ dedi.Kafam o kadar yoğundu ki bir kulağımdan girip bir kulağımdan çıkmıştı.Abimi onaylayarak geleceğimi söyledim.Zaten bugün pazardı ve yarın da yılbaşı nedeniyle okullar tatildi.Ayrıca vizelerim bitmişti ve biraz kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı.Kahvaltımı ettikten sonra odama çıktım.Ve üzerime kıyafet aramaya başladım.

Uzun uğraşlar sonucunda kış konseptine uygun kalın ve şık bir şeyler bulabilmiştim dolabımda.Ama akşama giyecek hiçbir şeyim yoktu.Rüzgar ile buluştuktan sonra alışverişe gitmeliydim.

Üzerimi giyindim ve aşağıya indim.Abimle aşağıda karşılaştığımda akşam için alışverişe gideceğimi söyledim.

Hızlı adımlarla garaja indim ve arabama atladım.O kadar yavaş gitmeme rağmen araba o kadar kayıyordu ki…

Sonunda kafenin önüne vardım ve içeri girdim.Rüzgar çoktan gelmiş beni bekliyordu.Cam kenarındaki masanın yanına gittim.Deniz manzarası o kadar güzeldi ki özellikle de kar yağarken.

Rüzgarla tokalaştıktan sonra içecek birşeyler söyledik.İşaret diliyle ‘Benimle ne konuşacaksın?’ dedim.Şaşırmıştı işaret diliyle konuşmama.O da işaret diliyle ‘ Bunu nerden öğrendin?’ dedi.Ben de ‘Senden sonra kurstta öğrenmiştim.Kağıtla yazışmak zor oluyor.’ Dedim.Yüzünde gülücükler açmış ve tekrar yüzü düşmüştü.Düşündü ve o duymak istemediğim cümleyi söyleyiverdi. ‘ Eylül,ben okuldan ayrılıyorum.Seninle vedalaşmak için gelmiştim.’

O an dünya başıma yıkılmıştı.Okuldan benim yüzümden ayrıldığını adım gibi biliyordum.Benim yüzümden gitmesine izin veremezdim. ‘Benim yüzümden o okuldan ayrıldığını biliyorum Rüzgar.’ Diyiverdim.Adi bir sırıtışla ‘Senin yüzünden olduğunu nerden çıkardın ? İngiltereye hem eğitimim hem de kız arkadaşım için gidiyorum.’ Dedi.

Göz yaşlarımı tutmak için kendimi sıkıyordum ve bu çok zor birşeydi.Ne konuştuğumu bile bilmeden sözcükleri sıralayıverdim. ‘ Kız arkadaşın olmadığını biliyorum Rüzgar.Kız arkadaşın bir kere bile okula gelmedi.Bu nasıl bir kız arkadaşmış?’ dedim.O anda Rüzgar’ın birine gülümsediğini gördüm.Arkamı döndüğümde kumral bir bomba yanımıza yaklaştı ve Rüzgar’ı kendine çekip dudaklarından öptü,Rüzgar da ona karşılık vererek kendine çekti.O an vücudumdaki bütün kan hücreleri beynime ve kalbime hücum etmişti.Kızın elini sıktım ve kekeleyerek ‘ Kusura bakma  ayrılmam gerekiyorda.Alışverişe gideceğim.’ Dedim.Kız da muhteşem dişlerini göstererek ‘ Görüşürüz şekerim.’ Dedi.Rüzgar’a dönerek el işaretleriyle ‘ Mutluluklar dilerim.Hayatında da başarılar.’ Dedim.İçemediğim kahvenin parasını bırakarak masadan ayrıldım.

Deniz kenarına geldiğimde hızlı hızlı koşmaya başladım.Arkama bakmadan herkese çarparak koşuyordum.Sonunda nefesim kesildiğinde bir banka oturdum.Göz yaşlarım artık kendini tutamamış,gözlerimden firar etmişti.Hıçkırıklarım denizin dalga seslerine karışıyordu.Kafamı düşen her kar tanesi beynimdeki ve kalbimdeki kan hücrelerini soğutmaya yetmiyordu.

Uzun süren ağlama seansımdan sonra ellerimle göz yaşlarımı silip arabama doğru yol aldım.Kafenin önündeki arabama geldiğimde camın önündeki Rüzgar ve sevgilisinin el ele oturup konuştuğunu gördüm.Bir an için göz yaşlarımı sakladım.Arabama bindiğimde kontağı çalıştırdım,vosvosun gidebileceği son hızda sürmeye başladım.Alışveriş merkezinin önünde arabayı park ettim.Hayatımda artık Rüzgar diye biri yoktu.O benim için farklıydı ama onun diğerlerinden bir farkı yokmuş bunu anladım.Abim haklıydı ona güvenmemem gerektiğini söylemişti.Ama her zamanki gibi kafamın dikine gitmiştim.Onu asla affetmeyecektim.Onu sevdiğimi ona değer verdiğimi anlamış bu yüzden benimle oyuncak gibi oynamıştı.Ama artık kendi hayatıma bakıcaktım.

Arabada indim ve önüme gelen ilk mağazaya girdim.

 

************************************************************************************************************************

Rüzgar'a içinizden küfürler ve hakeretler savurduğunuzu tahmin edebiliyorum.Çünkü bunları yazarken Rüzgar hakkında ben de aynı şeyleri düşündüm.Ancak ileriki bölümlerde Rüzgar'ın neden böyle davrandığını öğrenebiliriz.Eylül'ün hayal kırıklığı ve intikam ateşiyle partide neler yaşanacağını diğer bölümde göreceğiz.Diğer bölümün hepsi partide geçicek.Rüzgar ve Eylül hakkındaki eleştirilerinizi ve önerilerinizi lütfen eksik etmeyin =) Unutmayın yorumlarınız benim için çok önemli...Ayrıca multimediadaki Rüzgar'In sevgilisi ve Eylül'ün giydiği kıyafetler =)

Eylül (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin