XV | on beş

3.5K 269 27
                                    

"Bayılacak gibi," diye fısıldadığını duydum Jimin'in.

"Bizi tanıyor mu?"

Karşımda duran Jimin ve Jin dudaklarını kıpırdatmamaya çalışarak bizzat benim karşımda, benim hakkımda konuşurlarken kalın dudakları bu istediklerini onlara vermiyordu. İkisininde dudakları oldukça kalındı ve bir kızı kıskandıracak türde güzeldi.

Ama bu şu an düşünecek en son şeydi.

Burada ne işleri vardı?

"Boş ver, hyung." Jimin bana döndü. "Nasılsın?"

"Yiyecek bir şeyler var mı?"

Kafaları mı güzeldi yoksa ben rüyada mıydım?

"Siz-" boğazımı temizledim. "Kimsiniz?"

"Bizi tanımıyor!"

"Dün akşam neredeydin?"

Kaşlarımı çatarak Jimin'e baktım. Dün akşam mı neredeydim?

"Anlamıyorum?"

Sıkıntıyla nefesini vererek kapının pervazına yaslandı.

"Hafızanı silmişler senin..."

Jin elini şıklatıp neşeli bir tavırla, "O yüzden tanımıyor bizi..." diye bir iddia attı ortaya. Gözlerim bir onu bir Jimin'i tararken Jimin, "Hyung, şimdi olmaz." dedi ve bana döndü. "Dün akşam neredeydin?"

"Evde."

Çok sakindim, niye?

"Değildin."

"Hayır, evdeydim."

"Hayır, dışarıdaydın." Gözlerini kıstı.

"Anlamıyorum."

Bu sefer söze atılan Jin oldu. Az önceki sıcak, neşeli tavırlarının aksine yüzündeki ciddiyet kanımı kaynattı. Elini cebine atıp siyah bir kağıdı bana uzatırken, "Eğer etrafında olağandışı bir şey görürsen bu numarayı ara." dedi.

Kaşlarım çatılırken Jimin, "Saçma olabilecek her şey için ara." dedi. Bakışları derinleşirken kendine gelir gibi silkelendi ve yüzüme bakmadan çekip gitti.

"Hadi, hyung!"

"Görüşürüz, patates suratlı."

Pat... patates? Surat?

pjm: birine gözlerinin önünde araba çarptığını görseydin,

pjm: ne hissederdin?

Bana mesaj atmıştı. Bana.

BANA.

bae hei: psikoloji olarak çökerdim herhalde

bae hei: neden sordun ki?

pjm: hiç merak ettim

pjm: insan olarak beyinlerimiz farklı çalışıyor, düşünceler daha farklı akıyor

pjm: deney gibi düşün

bae hei: kaldıramazdım

pjm: başka?

bae hei: kendimi suçlu hissederdim belki

pjm: neden?

bae hei: elimden bir şey gelmeliydi diye

pjm: çok saçma

bae hei: sensin saçma

Görüldü (11.23)

bae hei: peki sen

bae hei: yalnız olsaydın ne yapardın?

pjm: yalnızlıkla derdin ne senin?

pjm: hayatın tadını çıkar

bae hei: bana yapmam gerekenleri söyle

bae hei: hayatı yaşayabilmek için

pjm: gez, toz, eğlen

Görüldü. (12.00)

Gez, toz, eğlen.

Kolay mıydı bu kadar?

Kolaymış demek ki.

Ayaklarımı sürüye sürüye yine o parka geldim. Bu sefer üstümde yırtık bir tayt, uzun kollu siyah bir üst ve onun üzerine geçirdiğim gri büyük beden tişört vardı. Olduğumdan farklı görünüyordum bu sefer. Yolda gördüğüm her insana gülümsemiştim mesela.

Banka geldiğim an hiç düşünmeden oturup kafamı geriye attım. Saat yediye çeyrek geçiyordu, bahar mevsimine az kaldığından  gök hala erken kararıyordu.

Çok güzeldi.

Gökyüzünde bir tane yıldız bulma umuduyla yaşadığım şu birkaç günlük hayatımda çok fazla şey istiyormuş gibi o yıldıza eşlik eden bir dost istiyordum. Onu yalnız bırakmayan.

Gözlerim bir tane daha yıldız aradı. Aradı, aradı ama bulamadı. Hayat da böyle miydi sahi? Aradıklarımız ve asla ulaşamayacaklarımızla mı doluydu dünya yoksa hemen pes ettiğimizden mi zordu her şey? Ne yapmalıydık vazgeçmemek için?

Umut etmeliydik. Ne kadar etmeliydik? Bu süreç çok uzundu ve ben bekleyemiyordum.

O halde karşıma bir seçenek çıkıyordu:

Vazgeçmek.

Derin derin aldığım nefesleri yavaşça bırakırken soğuk, kasvetli havada duman olan nefesim sanki sigara içermiş gibi bir görüntü yaratıyordu. Bunu seviyordum.

Ben böyle olmak istemiyorsam, yalnızlığı sevmiyorsam kendime neden bunu yaşattırıyordum? Attığım her adımda neden ayaklarım yerden kayacakmış gibi hissediyordum ki.

Yine öyle oluyordu.

Oturduğum banktan uzaklaştım, sahil yoluna doğru ilerlemeye başladım. Tenim soğuk havaya alışırken aldığım nefesler yaşadığımı hissettiriyordu, ne olursa olsun buraya ait olduğumu öğretiyordu.

Seoul'a.

Ve burası inanın hiç göründüğü gibi bir yer değildi.

Ve burası inanın hiç göründüğü gibi bir yer değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
park jimin | close your eyesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin