XXXVI | thirty six

2.6K 216 27
                                    

  (18:43)

bae hei:ne yapıyorsun?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bae hei:
ne yapıyorsun?

pjm:
etim ve kemiğim iç içe geçene kadar pratik yapıyorum

pjm:
ve sende boş boş oturuyorsun?

bae hei:
vi sindi biş biş itiriyirsin

bae hei:
yanıldınız, kitap okuyorum

Bunu neden yapmıştım bilmiyordum ama odadaki boydan aynanın karşısında bağdaş kurmuş oturuyordum. Yapacak hiçbir şeyim olmadığı gibi en çok zihnim çalışıyordu ve bu fiziksel yorgunluktan daha çok hırpalayıcıydı.

pjm:
güzel

pjm:
benim biraz daha çalışmam gerekiyor

pjm:
kendine dikkat et, böcek

bae hei:
bir dakika, ne?

bae hei:
bö- böcek mi?

Cevap vermeyeceğini bildiğim için uygulamadan çıkıp telefonumu cebime sokuşturdum. Sabahtan beri odada bir başıma takılıyordum. Çocuklar ise arada bir kontrole gelip nasıl olduğumu soruyor, onların yanında oturabileceğimi söylüyorlardı çünkü o zaman canım sıkılmayacak, kendimi kötü hissetmeyecektim. İyi niyetlilerdi ama ben fazla tuhaftım, o yüzden bir adım atmak yerine geri çekilmiştim.

Çocukların yaklaşık bir saat öncesine kadar evden çıktıklarını, daha doğrusu o mekana gittiklerini biliyordum. Ev sessizdi, acaba hepsi birlikte mi gitmişlerdi yoksa benden başka birisi var mıydı? Yoongi'nin olmasını tercih ederdim, onunla kimyalarımız uyuşuyordu.

Odadan çıkıp koridorda dolaşmaya başladığımda alt kata inip mutfaktan bir bardak su alıp bir dikişte içtim. Çok az su içiyordum bunun için kendimi daha fazla hamlamış, daha fazla yorgun hissetmem gayet doğaldı. Bardağı tezgaha bırakıp adımlarımı evin dış kapısının yan tarafında kalan koridora çevirdim. Odanın kapısını dikkatli bakmayınca fark edilemeyecek derecede açık olduğunu görünce yaklaşıp yavaşça aralayarak içeriye baktım. Birkaç derin nefeslerin sahibi olan Jimin'i ve Namjoon'u görüyordum.

Jimin bana yazdığı gibi ter içerisinde pratik yapıyor bir yandan da Namjoon'a bir şeyler anlatıyordu. Gözlerimi üzerinde gezdirdim, yırtık siyah bir pantolonla üstüne yapışan -terden daha çok yapışmıştı- gri bir tişört giyiyordu. Namjoon ise birazdan dışarıya çıkacak kadar özenle ve şık giyinmiş görünüyordu. Cidden ona beyaz, kumaşı tişört gibi olan bir gömlek çok yakışmıştı.

Dudağımda hissettiğim bir damla suyu yalayıp arkama döndüm. Her açık bulduğum ya da kendi açtığım kapıyı dinlemeye başlamıştım artık, bu arsızlı—

park jimin | close your eyesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin