XXXV | thirty five

2.5K 202 15
                                    

İKİ GÜN ÖNCE AÇILDI

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İKİ GÜN ÖNCE AÇILDI.

pjm:
kim olduğunu biliyorum.

bae hei:
bu söz konusu bile olamaz

bae hei:
komik olma, beni görmedin bile

bae hei:
üzgünüm Park.

pjm:
bana niye Park diyorsun?

bae hei:
canım istiyor

pjm:
ben istemiyorum

bae hei:
beni kırdın

pjm:
kırılan kişi ben olmaktansa kırmayı tercih ederim, küçük

bae hei:
ben buna alışırım, takma sen

pjm:
takmıyorum zaten

pjm:
dalgana bak

Telefonumu yatağın üzerine atıp yerdeki beyaz ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Saat gecenin bilmem kaçı, dışarıda yağmur çiselemeye başlamıştı. Bu fırsatı hiçbir zaman kaçırmazdım, yine kaçırmayacaktım.

Üzerimde sadece atlet olduğundan yerde duran mavi sweati geçirdim kafamdan. Islanmak ya da üşümek sorun değildi aslında ama hasta olmak istemiyordum.

İçimden bir his gitme diyordu, diğer bir his ise gitmem için yalvarıyordu sanki. Hiçbir zaman içimdeki hissin esiri altında kalmamıştım fakat ikilimde kalmak beni öldürüyordu. Telefonumu hızla alıp odadan dışarı attım kendimi, sessizlik en üst seviyede yedi erkeğin altında hüküm sürerken parmak uçlarımda yükselip ilerlemeye başladım. Saat epey geç olduğundan ve hiçbirinin uyanık olduğunu düşünmeme kaydıyla çatıya çıkabileceğimi, beni orada bulabileceklerinide düşünmüyordum doğrusu.

Çatıyı severdim, gökyüzüne yakın olmamı sağlıyordu.

Yaklaşık birkaç gün önce bu evin bir çatı katı olduğunu, o odadan ise çatıya çıkıldığını fark etmiştim. Ayakkabılarım tok sesler çıkartırken dudağımı ısırıp koridorun sonuna geldiğime sevinip sola döndüm. Oradaki küçük merdivenleri tırmanıp odaya girdiğimde karanlıklığı bozan tavandaki cam pencereden sızan ay'ın ışığıydı. Çok eşsiz ve sizi yalnız hissettirmeyen tek varlık gibiydi.

Gülümseyerek kenarda duran sandalyeyi çekip üzerine çıktım. Boyun ne çok uzun, ne de çok kısaydı fakat yinede yetişemediğimden parmak uçlarımda yükselip pencerenin kulpunu çevirdim. Cam pencere sürtünerek yana açıldığında soğuk mermere tutundum. Ellerimin kenarları acısada yüzümü buruşturup kendimi yukarı çektim, arkamdan pencereyi kapatmak istemiyorsam yağmur damlalarının içeriye girmesine izin vermeli ve daha sonrasında ıslanan zemini temizlemeliydim.

park jimin | close your eyesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin