XXXIII | thirty three

2.8K 204 38
                                    

"Unooo, uno, uno, uno!"

Jungkook'un bağrışlarıyla ellerimdeki kartları yavaşça ortaya attım. İkide bir o bitiyordu ve son el yine o kazanmıştı. Ya fazla şanslıydı ya da iyi oynuyordu.

"Hay şansıma sıçayım ya," diye mırıldandı Taehyung kartları Jungkook'un yüzüne atarak.

Namjoon kıkırdadı. "Üzülme Tae, zaten oyunu oynayamıyorsun."

"Oyun benimle oynayamıyor."

Yoongi yerden kalkıp koltuğa otururken gözlerini devirdi. "Hıyara bak, suçu yine oyuna atıyor."

Yaklaşık yarım saattir hepimiz yere çömelip bağdaş kurmuş uno oynuyorduk. Daha önce oynamamıştım ama bir şeyleri kavramada iyi olduğum için anında çözmüştüm. Bir tek iyi hissetmeye başlarken geçmişi unutmayı, geleceğe yönelmeyi çözememiştim.

"Hepinizi playstation'a davet ediyorum canım hyunglarım," Taehyung dudaklarını yukarı kıvırarak oturduğu yerden kalkıp playstation'a doğru koşmaya başladı. Tuhaf olan ise ayaklarını kalçasına vurarak sevimli bir şekilde koşmasıydı. Kim inanırdı ki onun yirmilerinde olduğuna?

"Taehyung-sii, taş kağıt makasla ne oynayacağımızı seçelim!" Jungkook'ta ayaklanmışken Namjoon ve Hoseok'un da köşelerine çekildiğini gördüm. Artık bir tek ben ve Jimin oturuyorduk yerde, karşımda kaşlarını havalandırmış bana bakarken.

Onu göz ardı etmeden yavaşça kalkıp daha önce hiç bakmadığım bahçeye doğru yürümeye başladım. Sürgülü kapıyı çekip ardımdan kapatırken çimen kokusunu içime çekiyordum.

Bir şeyler eksik, bir şeyler farklıydı.

Ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi açıp etrafa bakınmaya başladım. Köşede barbekü malzemeleri, oturmalık puflar ve top bulunuyordu. İçimden yalnızca çime uzanmak geçtiği için hiç garipsemeden ve çekinmeden kendimi çime bıraktım. Gökyüzünden bulutlar çekiliyordu, güneş yavaşça gidiyor ve hava kararmaya başlıyordu.

Düşünmemeye çalışmak için cebimden telefonumu çıkardım.

bae hei:
ortalarda gözükmüyorsun, Park
(18.20)

bae hei:
pardon Jimin

bae hei:
tüm gün boyunca evde olduğuna inanamıyorum

pjm:
tatildeyim, uzun bir süre boyunca

pjm:
artık bana yazıyorsun sanırım

pjm:
güzel

bae hei:
beni özlediğini hissettim dpslğwlsl
ayrıca
ben kimseyi yarı yolda bırakmam

bae hei:
sen?

pjm:
ne ben?

bae hei:
yarı yolda bıraktığın birileri oldu mu?

pjm:
olmuştur, olmamıştır bunu kimse bilemez

bae hei:
voah, gizemli takılıyoruz

bae hei:
nesin sen swag falan mı

pjm:
salaksplwsplwpslpwlslwl

bae hei:
randomun olayım

pjm:
sapıklığada başladın sen

park jimin | close your eyesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin