Dün gelen mesajlar aklımın film şeritlerinden akarken dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Rose'la anlaştığımız ajansın verdiği bir işe gelmiştik. Ünlü bir müzik grubu bugün burada konser gerçekleştirecekleri için özenle çalışmamız istenmiş, ışık ve ses ayarları gibi birçok şeyi kontrol etmemiz için elimize kağıt tutuşturmuşlardı.
Rose'un zorla izlettirdiği haber ve daha sonrasında yaptıkları ise... Gerçekten inanılmazdı. Ona kızamamam bir yana bunu anlamlandırmak istemiyordum, düşünmek dahi istemiyordum. Yeni bir hayatım vardı, yeni insanlar ve geçmişi asla hatırlamamak vardı.
"Hey, sen ne yapıyorsun orada?" Rose'un çalışanlardan birinin sesini taklit ettiğini duyduğumda baş parmağımla damağımı ittirdim. O kahkaha atarken sesimi yükseltmemeye çalışarak sinirle yanına gittim.
"Salak mısın!" Etrafa bakınmayı kesip saçını çektim. "Zaten çok dikkatli olmamız yetmiyormuş gibi birde şaka yapıyorsun, kafayı sıyıracağım Rose. Bu işi almasa mıydık?"
Bir anda ciddileşirken, "Saçmalama," dedi. "Buraya birazdan çoook ünlü bir grup düşecek, bizde onlara yükseleceğiz ve sonra fotoğraf çekilip payımıza düşeni alacak, seninle biriktirdiğimiz paranın tamamlanıp tamamlanmadığını hesaplayacağız."
"Öyle mi diyorsun?" diye sordum yanak içi etimi dişlerken. Sahne o kadar büyük ve izleyici kapasitesi o kadar fazlaydı ki en az yedi-sekiz saattir buradaydık, bugün hiç bitecekmiş gibi gelmiyordu.
Rose güven verici gülümsemesiyle omzumu sıkarken, "Öyle diyorum tabii ki." diye mırıldandı. İşaret parmağıyla sahnenin arkasını gösterirken, "Hem bizde buradan izliyor oluruz konseri?" diye sordu. Çünkü biliyordu işimiz bittiği an burada daha fazla kalmak istemeyeceğimi ama yinede eğlenmek adına soruyordu işte.
Kafamı sallayarak onu onaylarken yerdeki kabloları kontrol etmek için gidiyordu ki kolundan tutup durdurdum. "Hangi grup çıkacakmış bir bilgin var mı?"
İçimdeki kötü hissin bir nedenide buydu tabii ki. K-Pop'a dair bir sürü grup olmasına rağmen onların olmasından korkuyordum ama bizi böyle büyük bir işin içerisine alacaklarınıda düşünmüyordum. Onlarla çalışabilmek profesyonellik istemeliydi.
Rose başını iki yana sallarken sinsice gülümseyip yanağımdan bir makas aldı. "Hayır ama... bir bakmışsın seninkiler çıkıyor. Üfff, düşünsene harika olurdu! Namjoon'un yanaklarını sıkmak isterdim."
"Şşş, sessiz ol." diye uyardım onu etrafa bakınırken. "Bizi saesang sanabilirler, böyle şeyleri çok fazla dile getirmemelisin."
Günün diğer kalanını çalışanlara yardım ederek ve sahnenin temizliğini yaparak geçirdik. En son saate baktığımda akşam yediye geldiğini görmüştüm ve biz sabahtan beri hiçbir şey yememiştik. Rose zaten çok fazla bir şey yemiyor, sağlıklı beslenmeye çalışıyordu ama ben bu birkaç haftadır ciddi anlamda yemeye başlamıştım. Kilo almadığıma şükretmem gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
park jimin | close your eyes
Fanfictioneuphoria: bana euphoria: yardım euphoria: et euphoria: sana bir sesli mesaj yolladı. euphoria: sana bir video yolladı. AÇMAK İÇİN DOKUN. - pjm: hey pjm: seni kim çekiyor? pjm: ya da sen kimsin? pjm: iyi misin? euphoria: hey euphoria: neden bahsed...