2023 yılından, yazardan bir not: Efendim bu hikayeyi yazarken 12-13 yaşlarındaydım, yani 10 yıl önce :). Bunu göz önüne alarak okumanızı isterim. Yazım yanlışları, kurguda küçük tutarsızlıklar pek tabii var. Hikayeyi düzenlemeye almayı istemiyorum, 12-13 yaşlarındaki Ezgi'nin yazdığı hikayeye dönüp arada bakmak, o kurgu tutarsızlıklarını ve yazım yanlışlarını görmek de çok eğlendiriyor beni çünkü; aynı zamanda katettiğim yolun somut kanıtları bu hikayeler benim için. Sadece okurken bunu da göz önünde bulundurmanızı, hikayeye buna göre başlamanızı rica ederim sizlerden. Öpüyorum her birinizi kocaman.
-
Yeni bir Dramione fanfictionu ile merhabaa! :D
Umarım bu da IHL gibi ilgi görür.
Bu hikayeyi elimden geldiğince yavaş ilerleteceğim ve uzatacağım.
Umarım ilk bölümü beğenirsiniz, yorumlarınız benim için önemli!
İyi okumalar!
ϟ
"Gitmek istemiyorum," diye mırıldandı Hermione Draco'ya daha da sıkı sarılarak. "Senden ayrılmak istemiyorum."
"Burada mı kalacaksın Hermione?" dedi Draco kızın saçlarını okşayarak. Kabarık kıvırcık saçlarına bayılıyordu Draco onun. O kadar güzellerdi ki. Her ne kadar sarı saçlarına zıtta olsa, güzellerdi işte.
"Bana sık sık mektup yaz tamam mı?" dedi kız yaşlı gözlerini silip ondan ayrıldıktan sonra.
"Yazacağım." diye mırıldandı Draco kızın göz yaşlarını silerken.
"Hermione, hadi kızım araba bizi bekliyor!"
Hermione son kez Draco'ya baktı. Ardından yanağına bir öpücük kondurdu ve koşarak arabanın yanına geldi ve arabanın arka koltuğuna oturdu. Kapı arkasından kapandıktan sonra, Draco sarı saçlarını karıştırarak sevdiği kızın gidişini izledi.
Bilirsiniz, sıradan aşk hikayesi. Kız ve erkek birbirlerini çocukluk aşkları olarak severler, asla ayrılmayacağız derler ve bum, kızın ailesi birden taşınmaya karar verir! Buradaki şanslı trajik aşıklar bizdik işte. Hermione Jean Granger ve Draco Lucius Malfoy. Ve ah, bir trajedi daha bilin bakalım ne oldu? Birbirimize yazmayı bıraktık, evet.
Derin bir nefes aldıktan sonra kıvırcık saçlarıma şekil verebilmek için asamı salladım. Annemlerin ani kararı ile eskiden yaşadağımız yere, Londra'ya geri dönmüştük. Gerçekten, ani bir şekilde Fransa'ya taşınmalarına karar verdikleri gibi, buraya da dönmemiz gerçekten çok ani olmuştu işte. Saçlarımı at kuyruğu yaptıktan sonra, annemlere hala küskünlüğümü sürdüyordum. Beni iki kere alıştığım yerden koparmışlardı. İlkinde daha sadece yedi yaşındaydım ve Merlin adına, büyücü olduğumdan bile haberim yoktu! Şimdi ise Beauxbatons'tan, orada kurduğum arkadaşlıklardan, hatta sevgilimden ayrılmak zorunda kalmıştım. Günlerce ağlamama rağmen, annemleri ikna edememiştim ve illa beni buraya geri getirmişlerdi.
Ne dersem diyeyim ise Beauxbatons'a geri döndürmeye ikna edememiştim. Burada ben Hogwarts adında yatılı bir okula yazdırdıklarını söylüyorlardı. Gerçekten, sinir bozucuydu. Beauxbatons'ta yatılıydı, ama onlara neden orada kalamadığımı sorduğumda ise "Orası Londra'ya çok uzak." gibi saçma bir cevap almıştım. Zaten asla eve geldiğim olmuyordu, sadece özel tatillerde evlerimize geliyorduk, ama hadi lütfen, Hogwarts denen o yerde okurkende çok farklı olacağını düşünmüyordum. Bana Hogwarts'tan gönderilen mektup üzerine eşyalarımı almış, tren istasyonuna gitmek için bekliyordum. Gerçekten, yeni kız olmaktan hep nefret ederdim. Şimdi tüm gözler bana çevrilecek ve herkes benim hakkımda konuşmaya başlacaklardı, bu iğrençti. Sandığımı içine bir kaç tane daha kitap ve kıyafet sıkıştırdıktan sonra asam ile sandığımı kapadım. Kapıdan ve odamdan çekiştirerek çıkardıktan sonra merdivenlerden indirdim ve aynada kendime baktım. Cüppem, sandığın içerisindeydi ve trende üzerimi değiştirmeyi düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
from the past // dramione
FanfictionDraco Malfoy, yıllar önce kaybetmiş olduğu en yakın 'arkadaşını' tekrar karşısında gördüğünde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını tahmin edebiliyordu.