○ 13 ○

17.9K 1K 1K
                                    

"Tamam özür dilerim!" diye bağırdı Draco, Hermione'nin arkasından. "Seni kıskandırmak için o kıza sarılmam saçmaydı!" dedi aynı şekilde. 

Hermione, Draco'yu servisten inerken bir kıza sarılırken görünce, ağlayarak ormana koşmuş ve saklanmıştı. Draco, Hermione'nin onları izlediğini görüp kıskanırsa ne yapar diye merak etmiş ve kıza sarılmıştı. Bunu yapması büyük bir yanlıştı aslında.

Çünkü kızı bir kere kıskançlığından ağlattığı vardı zaten. O an sadece işte o sırada aklına gelmemişti ve bunun için kendini deşesi geliyordu Draco Malfoy'a. 

"Hadi ama Hermione! Seni çok sevdiğimi biliyorsun!" Kız istemeden de olsa gülümsedi. Draco'nun hemen tepesinde olan ağaca tırmanmıştı. "Seni gerçekten çok seviyorum, gerizekalının tekiyim, o kıza asla sarılmamalıydım!" dediğinde kızın suratında ki gülümseme iyice büyüdü. 

"Lanet olsun Hermione." dedi Draco. "Neredeyse çık artık, sana sarılmak istiyorum." dedi aynı şekilde. "Ayrıca çok yoruldum ve şimdi düşüp bayılacağım." 

Hermione yavaşça ağaçtan atladığında, Draco ona döndü ve gülümsedi. Kızın bu tip hareketlerine alışmıştı artık. Hermione'nin ağaca tırmanabildiğini biliyordu ama bu sefer ağaçlara bakmak hiç aklına gelmemişti işte. Hermione hızla koşup kollarını boynuna dolarken, kafasını boynuna gömmüştü. 

Draco'da aynı şekilde beline sarıldığında, gülümsüyordu.

"Wilkie." diye fısıldadım Gryffindor ortak salonunda, Wilkie hızla ortak salonda belirdiğinde gülümsedim.  "Ben bazı nedenlerden dolayı o tabağı yiyemedim de, rica etsem bana başka tabak getirebilir misin, o tabak merdivenlerde olmalı." dediğimde Wilkie kafasını salladı.

"Efendi Granger'ın ricası benim için emirdir, hemen!" dedi ve kaybolup tekrar belirmesi bir oldu. Bu sefer elinde bir tabak tutuyordu. Minnetle gülümsedim ve tabağı aldım. 

"Yarın beni kapıda bekleme. Artık beklemene gerek yok Wilkie. Ama seni ziyarete geleceğim." dediğimde ev cini gülümsedi ve sadece kafasını salladı. "Gidebilirsin." dediğimde teşekkür etti ve hızla yok oldu. Bende Draco'nun dediklerini düşünerek yemeğimi yedim. Yemeye çalıştım.

*

Sabah kahvaltıya indiğimde, Ginny'de şaşırmıştı, diğerleri de. Hiçbirinin beklemediği bir şeydi bu tabii ki. Ama evet, artık saklanarak yaşayamazdım. Gryffindor salonunda bile bu kadar bakış varken, ortak salonu düşünmek bile istemiyordum. Hep beraber Gryffindor ortak salonundan çıktık. Harry, Ginny'e sarılmış giderken, Ron'da Lavender'in elini tutuyordu. Bense iki sevgilinin arasında Seamus ile birlikte yürüyordum. Dean hasta olduğu için Seamus bizimle takılmak zorunda kalmıştı. 

"Ee," dedi Seamus. "Malfoy ile doğru mu?" 

Herkes bu soru yüzünden susmuştu. Sessizlik çökmüştü. Herkes gerçek hikayeyi bildikleri için sormuyorlardı ama merak ettiklerini çok iyi biliyordum.

"Hayır." dediğimde hepsi bana dönmüştü. Seamus bana bakmazken sonra diye ağzımı oynattım ve Seamus içeri girince, ne olacaksa olsun dedim ve onun peşinden hızlı adımlarla ortak salona girdim.

Girdiğim anda tüm Slyhterin masasının bakışlarını üzerime çektiğimi biliyordum. Onun da bakışları dahil. Herkesin gözü üstümdeyken, kendimi masaya attım ve yemeğimi yemeye başladım. Bir yanımda Ginny, diğer yanımda ise Seamus vardı. 

Bizim karşımızda ise Ron ve Harry. Herkes kahvaltısını bitirmiş şakalaşıp gülerken, Seamus bir espri yapmış ve kolunu omzuma atmıştı. Bu harekete sadece gülümsesemde, son derece rahatsız olmuştum ama sesimi çıkarmamıştım. Pekala... Yarın Hogsmeade gezisi vardı ve herkes tabii ki sevgilisi ile gidecekti. Bense tekrar tek kalmıştım. Belki gitmezdim bile.

from the past // dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin