Hermione Granger ve Draco Malfoy, oturdukları yerdeki ortak bir arkadaşlarının doğum günü partisinde yan yana oturuyorlardı. Hermione oldukça sıkılmış görünürken, Draco çalan yavaş şarkıda Hermione'ye onunla dans edip etmeyeceğini sormayı düşünüyordu.
Ama korkuyordu çocuk.
Küçük kızın onunla dans etmeyi kabul etmemesinden korkuyordu. En sonunda derin bir nefes aldı ve Hermione'yi kolundan dürttü.
Küçük kız ona döndüğünde, Draco gülümsüyordu.
"Benimle dans et." dedi yavaşça. Hermione'ye bu fikir oldukça cazip gelmişti.
Kafasını salladı ve hızla Draco'nun ona uzattığı elini tuttu ve ayağa kalktı.
Birlikte arkadaşlarının dans ettiği piste ilerlediler. Kimisi kız kıza dans ediyordu kimisi ise aynı şekilde Hermione ve Draco gibi bir çift olmuşlardı.
Çocuk, küçük kızın beline koydu ellerini, küçük kız ise çocuğun omuzlarına.
Bir kaç saat Bertnard gelecekti ve ben elbisemi çoktan olan Hogmeade gezimizde almıştım. Ginny çok beğenmiş, Ron ise baloda ki erkeklerin dibini düşüreceğimi söylemişti. Kısa bir elbiseydi, tek farkı arkasından uzanan, pelerin gibi olan tüldü ve gerçekten kabul ediyordum, üzerimde oldukça hoş durmuştu. Siyahtı ve askılıydı. Sanki etek-tişört kombininden oluşuyor gibi görünüyordu. Elbisemi gören sadece Ginny ve Ron'du. Harry o sırada bize kaymak birası almak için gittiğinden görmemişti elbisemi. O ısrarla elbiseme bakmak istedikçe, aynı ısrarla onu reddediyordum. Madem kaçırmıştı, beklemek zorundaydı.
O günden sonra Malfoy'un bana olan bakışlarını sık sık yakalamış, ama görmezden gelmiştim. O andan sonra bir daha benimle konuşmaya da çalışmamıştı zaten. Sanırım Ron baloya Lavender Brown adında bir kızla katılıyordu. Üzerimde ki elbiseye tekrar göz attım. Belime çok güzel oturmuştu, saçlarımı düzleştirmiş ve salmıştım. Gözlerimde sadece eyeliner ve kalem vardı. Üzerime son kez parfümümü sıktıktan sonra, yavaşça içeriye giren Ginny ile gözlerim ona döndü.
"Gelen bir misafirin var. Balo salonunun önünde bekliyor ve, herkes seni çok merak ediyor." dediğinde durdum.
"Geldi mi?"
"Ve yanında en yakın arkadaşlarını getirmiş. Beuxbatons'tan." dedikten sonra sırıttı. Ayağımda ki topuklulara rağmen, balo salonunun önündeki merdivenlere kadar koşarak geldim. Şu ana kadar kimseye görünmemiştim. Büyük ihtimalle ben yine geç kalmıştım. Merdivenin başına gelmeden önce derin bir nefes aldım ve sanki hiç koşmamışım havası vermek için uzunca bir süre bekledim. Sakin, havalı kız girişi yapacaktım. Evet. Üstümde ki elbisenin hakkını vermem gerekiyordu. Yavaşça merdivenlere geldiğimde, Beauxbatons'tan geldiği belli olan bir kaç kızın arkası bana dönüktü. Büyük ihitmlla Belle ve Bernelle'ydi gelenler. Kesinlikle Beuxbatons hayatım boyunca en sevdiğim ilk iki insan! İkisi kardeşlerdi ve kesinlikle kanlarında bulunan biraz Veelalık ile insanları büyüleyebiliyorlardı. Çok güzellerdi.
Merdivenden inmeye başladığımda, Bertnard'ın bakışlarının bana döndüğünün farkındaydım. Merdivendne inerken kafamı kaldırdım ve Bertnard değil, onunla göz göze geldim ilk. Yine de suratımda ki gülümsemeyi bozmamaya çalışarak hemen önümce duran Bertnard'a baktım. Bana büyülenmiş gibi bakıyordu. Hızla yanına geldikten sonra, Belle ve Bernelle'de sonunda bize dönmüşlerdi. Bertnard, yavaşça beni kucağına alıp döndürdüğünde, gülmeden edemiyordum. Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu.
"Seni o kadar çok özledim kii!" dedi ve dudaklarını tekrar dudaklarım ile buluşturdu. Ayrıldığımızda, bir kaç kişinin bize baktığını fark etmem uzun sürmemişti. Bunlardan biri de bize gözlerini dikmiş, gözünü kırpmadan bakan Draco Malfoy'du. Ama onu diğerleri gibi görmezden gelmek kolay olmuyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
from the past // dramione
Hayran KurguDraco Malfoy, yıllar önce kaybetmiş olduğu en yakın 'arkadaşını' tekrar karşısında gördüğünde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını tahmin edebiliyordu.