○ 27 ○

11.9K 737 350
                                    

Ağustos

Elimde ki mektuba cevap alacağımı düşünerek, mektubu Harry'den izin alarak ödünç aldığım baykuşun ayağına bağladım ve Draco'nun evine gönderdim tekrar. Yazdığım tam olarak on üç mektuptan hiçbirine cevap gelmemişti ve bu bende gerçekten intihar etme isteği yaratıyordu. Derin bir enfes alıp ellerimi saçlarımdan geçirdikten sonra, her gün olduğu gibi bir başka baykuşun bana gelecek postası getirmesi üzerine, cebine bir kunt sıkıştırdım ve gazeteyi, ayağından çözdükten sonra, baykuşlar için atıştıracak bir şeyler olan tasdan bir şeyler yiyip uçup gitmişti. Sonunda gazeteyi elime aldıktan sonra, işe yarar bir şey olup olmaması için ön sayfaya bakmam yetiyordu zaten. Gazeteyi açtıktan sonra,bu sefer beklediğimin çok daha aksine bir sonuçla karşılaşmıştım. 

Mesela, Harry'nin bir resmini görebilirdim. Reta Skeeter, kendi kafasından yeni bir röportaj yapıp yayınlamış olabilirdi. Veya, sayfanın başında Voldemort'un bir resmi ile geri dönüş yazabilirdi. En son beklediklerim arasında, el ele bir Draco Malfoy ve Elizabeth Walker görmekti. Bir müddet daha resme baktıktan sonra, derin bir nefes aldım ve gözlerimin sulanmasına izin vermeden gözlerimi haberin üzerine gezdirdim.

Safkan ailelerden Elizabeth ve Draco, beraber alışveriş yaparken görüntülendiler. Malfoy ailesinin, Walker ailesi ile iletişimi, Malfoy ailesinin karanlık geçmişlerini gerçekten geçmişte bıraktıklarına dair bir gösterge olabilir mi? 

Walker ailesinin ani kararı ile ise, kızları Elizabeth'in, evde özel eğitim görmesi yerine, Hogwarts'a devam etmesidir. Elizabeth Walker, Hogwarts'ta ilk üç yıl okuduktan sonra, ailesinin isteği üzerine özel ders almaya başlamıştı. Şimdi ise, Hogwarts'a geri dönmesinde, Malfoyların parmağı var gibi! Özellikle Draco Malfoy'un! 

Gazeteyi yırtarcasına bir kenara fırlattıktan sonra, hızla sandığımı çıkardım ve içine gerekli olan tüm eşyaları doldurdum. Şu anda arkadaşlarımın hepsine ihtiyacım vardı. Kovuğa gitmek en iyi fikirdi. Ağustos ayında olduğumuz için büyük ihtimalle Harry'de çoktan ordaydı. Derin bir nefes aldıktan sonra, hala ağlamadığıma şaşırmıyordum. Üzüntüden çok öfke hissediyordum. Kalbim, beynim her tarafım bana onu çok kısa zamanda boğu öldürmem için yalvarıyorlardı resmen. Beni aldatmıştı. Ona yazdığım hibçir mektupa cevap vermemesinin nedeni de buydu demekki. Derin bir nefes aldım tekrar ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Odamdan çıktıktan sonra, salonda oturmuş televizyon izleyen annem ve babamın yanına gelmiştim. 

"Hermione.." dedi annem. Bir şeyler olduğunu anlamıştı. "İyi misin kızım?" 

"Ah, şey. Evet." dedikten sonra boğazımı temizledim. "Ron mektup yollamışta, beni kovuğa çağırıyor." 

"Ah, tamam bebeğim. Git arkadaşlarınla buluş!" dedi babam ve gelip beni anlımdan öptü. Kollarımı beline doladıktan sonra, benim hiç canımı yakmayacağından emin olduğum kokumu içime çektim. Ona sarılmam ağlama içgüdülerimi harekete geçirmişti. Ağlamak istemediğim için, bir kaç saniye sonra, ondan ayrıldım ve bu sefer bir şey olduğundan emin olmuş annemin yanına gittim. Yanaklarıma öpücükler kondurduktan sonra o da sımsıkı sarıldı.

"Sonra anlatacaksın, kaçışın yok." dediğinde sadece kafamı sallayarak. Kaçışım olmadığını biliyordum. Başımı sallayarak onayladıktan sonra, Ron'lara haber bile vermeden evden çıktım. Herhangi bir sorun yaratmayacaklarından kesinlikle emindim zaten. 

-

Kovuğun toprak yolunda yürüyüp, aynı zamanda sandığımı çektiştirirken, yolda Elizabeth'in, küçükken ki Elizabeth olduğunu anlamıştım. Anlamam biraz uzun sürse de, bu yaşadığım tramvanın daha da artmasına sebep olmuştu. İkimizde küçüklük aşkıydık ve bi ben bi o mu yapmayı planlıyordu? Zaten ne düşünmüştüm ki? Daha iyi bir safkanla tanıştıktan sonra, benimle olabileceğini mi? Bu düşünceleri kafamı sallayarak yok ettikten sonra, Kovuğun tahta kapısını çaldım. Bir kaç saniye sonra, Ron tahta kapıyı açtığında, beni gördüğünde gerçekten şaşırmış gibiydi. Geleceğime dair hiçbir şey söylememiştim. Hogwarts Expresi'nde bile kesinlikle geleceğim dememişken, birden kapıda belirmem tabii ki onu şaşırtmıştı.

from the past // dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin