Ömer ile olan şahane öpücüğümüzden sonra öğretmenler odasında oturmuş kara kara bundan sonra ne olacağını düşünüyordum.Bana hiçbir şey olmamış gibi davranırsa tepkim ne olurdu.Tabi ki yıkılırdım.Peki ben ona nasıl davranmalıydım.Şuan tam bir karmaşa içerisindeydim.Ne bir adım ileri ne de bir adım geri gidebiliyordum.
Çalan zil ile çantamı alıp sınıfıma ilerlemeye başladım.Şimdi miniklerim ile ilgilenme zamanıydı bunları sonra düşünecektim.
Sınıfa ilerlerken önüme birden geçen Ali hoca ile adımlarımı durdurdum.Yediği dayaktan sonra bana bir süre kindar bakışlar atsa da son haftalarda yine gözlerini üzerime dikmişti.Bu adamdan kurtuluş yok muydu ?Nezaketli davranmaya çalıştıkça sürekli beni zorluyordu.Bana bir sanat eseriymiş gibi hayranca bakan adama;
"Beni neden durdunuz zil çaldı dersim var"
Söylediklerimden sonra trastan çıkmış gibi kendine gelip;
"Neden o adamlasın Selin.Benim sana veremeyeceğim ne var o adam da.""Ali hocam haddinizi aşıyorsunuz.O adam dediğiniz benim eşim.Ben de evli bir kadınım.Sınırlarınızı biliniz."
"Sınır mı kaldı.Ben istiyorum seni.Ondan önce ben vardım etrafında ama sen beni bir kez bile görmedin"
"Yeter artık yolumdan çekil.Beni rahatsız etme.Eşimi seviyorum sende bunu anla artık.Sana o gözle hiç bakmadım.Ümit vermedim."
Ali hoca bir anda kolumdan tutunca yerimde sendelesem de dengemi kurdum.Yüzünü bana yaklaştırınca tutuşundan kurtulmaya çalıştım.Allah aşkına bir insan kulu yok muydu şu koridorda adam beni taciz ediyordu.Ali hoca kararmış gözlerle bana bakıp;
"Çok pişman olacaksın Selin, beni değil onu seçtiğin için çok pişman olacaksın"
Deyip beni itekleyerek kolumu bıraktı.O hızla yere düşünce başımı kapı kasasına vurup yere düştüm yerde ki gazoz kapağı koluma o hızla batınca acı dolu bir çığlık döküldü dudaklarımdan.Canım çok yanmıştı.Acı dolu inlemem koridorda yankılanınca Sesimi duyan hizmetli hızla yanıma geldi.Beni yavaşça yerden kaldırıp revire götürdü.
Koluma pansuman yapan doktor bir iki dikiş atmak zorunda kalmıştı.Kırık olmadığı için şanslı olduğumu söylemişti.Zira yere sert düşmüştüm.Yerde ki gazoz kapağı da dirseğime gelince kol dirseğimi yarmıştı.Cemre koşarak revire geldiğinde ilk etapta herkese söylediğim gibi ona da düştüğüm yalanını söyledim
Müdürün verdiği izinle şuan Cemre beni eve götürüyordu.Söylediğim yalanı tabi ki yememişti ama sanırım şimdilik ses etmiyordu.
Eve geldiğimizde anahtarla kapıyı açan Cemre ile beraber eve adımladık.
Salondan Saime Annemin sesi gelince onları unuttuğumu anladım.Şimdi de ortalık baya karışacağa benziyordu.Perişan halimi gören Saime annem oturduğu yerden hızla kalkıp yanıma geldi.
"Selin kızım Ne oldu sana? "
Yüzüme zorla bir tebessüm kondurarak;
"Anne merak etme sadece okulda düştüm.O yüzden eve geldim."
"Annem,kızım bu nasıl düşmek böyle halin perişan gözüküyor."Yavaşça beni kolumdan tutup salondaki kanepeye oturttu."Ah kızım benim ne oldu nasıl düştün ?."
"Önemli bir şey değil Anne öyle dengemi sağlayamadım düştüm.Yer de ki gazoz kapağı da dirseğimi kesti."
Saime Annem kireç gibi bir yüzle hala bedenimi gözleri ile tarıyor hasar kontrolü yapıyordu.Nice sonra o beklenen cümleyi kurdu.
"Kesin nazar değdi benim güzel gelinime.Herkesin gözü kaldıydı düğünde.Gözleri çıkasıcalar"
Cemre hafif kıkırdayıp;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK OYUNU (Tamamlandı)
Ficción GeneralSelin,kendisini istemeyen ilk aşkı ile evlenmek için neler yapabilir ?