Ömer'i arkamda bırakmanın üstünden İki gün geçmişti ki telefonuma gelen mesajla yattığım yataktan hızla fırladım.
Bugün saat 3de mahallede ki çay bahçesine gel konuşacağız
Ömer...
Vay be! demek Saime teyze yapmıştı yapacağını ki Ömer beni çağırıyordu.Hemen saate baktım ki saat iki'yi gösteriyordu.Hemen dolabımın karşısına geçtim ve ne giyeceğime karar vermeye çalıştım.
Yaklaşık yarım saat sonra hazırdım.Aynaya baktığımda kendimi beğenmiştim.Bordo triko omuzları açık bir elbise ve siyah mat sitiletto giymiştim üzerime de siyah deri montumu giydim.Kapının oraya geldiğimde annem beni tepeden tırnağa süzmeye başladı."Nereye kız böyle iki dirhem bir çekirdek ?"
"Ömer ile buluşacağım"
Annem sevinçle yanıma gelip yüzüme gelen saçlarımı düzeltmeye başladı.
"Ne ay inanmıyorum görüşmeye başladınız mı ?""Eğer sen beni engellemeyi bırakırsan gideceğim Anne! geç kalıyorum"
"Tamam tamam. Bak çocuğa yabanilik yapma güzel güzel gülümse saçlarını falan savur arada tamam mı ?"
Annemden erkek tavlamak için taktik aldığıma inanmak istemiyordum.Çünkü inanılacak gibi değildi.Annem hala saçlarımı düzeltirken geri çekildim.
"Anne yeter bak biraz daha konuşursan gitmeyeceğim"
"Ay tamam be ne dedik sanki hadi git "
Evden zar zor çıktıktan sonra çay bahçesine doğru yürümeye başlamıştım.Geldiğimde saat üçe beş dakika vardı gecikmemiştim.Çünkü bu konuya takıntım vardı beklemeyi ve bekletilmeyi sevmezdim.
Bir yandan ilerliyor bir yandan da gözlerimle kafeyi tarıyor Ömer'i arıyordum ki gözüm en arkalardaki masalardan birinde beyefendiyi gördü.
Nasıl da kasıla kasıla oturuyordu. Sanki küçük dağları kendisi yaratmıştı.O tarafa doğru yavaşça yürümeye başladım.Hadi bakalım Selin hanım başlıyoruz bu yolda can vermek var da dönmek yok.
Masanın yanına gittiğimde Ömer önünde çay dışarıya bakıyordu.Geldiğimi anlaması için hafifçe öksürdüm.Beni görünce önce bir süzdü sonra kafası ile karşısında ki sandalyeyi gösterdi.Tabi ben bu öküzden ne bekliyorum ki ? ne bileyim bir hoş geldin bir güzel görünüyorsun falan mı asla çünkü karşımda su katılmamış bir öküz var.
Bir süre bana baktı ve en sonunda
"Ne dikiliyorsun oturmam için davetiye mi lazım ?"
Sinirli hareketlerle sandalyeyi çekip çanta mı sert bir şekilde masaya bıraktım.Cidden su katılmamış bir öküzdü."Amacın ne senin ?"
Direk lafa girmesi buraya zorla geldiğinin en büyük kanıtıydı.Hoşuma gitti.Ömer'i sinir etmek keyfimi yerine getirdi.Ama belli etmedim tabi ki Onu hiç anlamamış gibi konuştum ."Hangi konuda ?"
Yavaşça sinirlenmeye başladığını gözlerinde yanan ateşten anlıyordum.Beni boğazlayacağını bilmesem kahkaha atardım."Ne olacak işte bu evlilik mevzusu neden kabul ettin aklında ne var senin ? Hem sen beni hiç sevmezsin ki "
Ona gülümsedim. Karşımda kıvranışına gülümsedim.
"Ya biraz abartmıyor musun Ömer o küçüktendi ve büyüdük artık öyle düşünmüyorum"
Her sözümde gözünden ki karartı daha fazla ortaya çıkıyor,alnında ki damarlar kendisini sıkmaktan şişiyordu."Ne büyümesi ya daha bir hafta önce sana çarptığım da arkamdan seni öküz diye bağırıyordun"
Ona en güzel gülümsemelerimden yolladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK OYUNU (Tamamlandı)
General FictionSelin,kendisini istemeyen ilk aşkı ile evlenmek için neler yapabilir ?