5.1

1.9K 172 13
                                    

Bölüme başladığınız tarihi ve saati buraya yorum olarak bırakabilirsiniz!

Bölüm Şarkısı: Radiohead - Creep

***

#Esin5

Derin nefesler alarak çöktüğüm taşın üstünden kalktım ve birkaç adım ötemdeki çantama doğru yalpalayarak ilerlemeye başladım. Kızlar beni iyi benzetmişlerdi neyse ki onun bunun çocukluğunu yapıp da üstümdeki kıyafetleri parçalamaya kalkışmamışlardı.

Gerçi yüzümü çok hırpalamışlardı ve ben, bunun altında kalacak bir kız değildim. Hepsinin yüzünü ve ismini aklımın bir köşesine not ettim. İntikamımı almadan duramazdım.

Sırt çantamın ön gözündeki cep telefonumu çıkartarak, Kaan'ın numarasını buldum ve aramak yerine mesaj attım. Şu an benim için konuşmak çok riskliydi çünkü fazlasıyla sinirli olduğum zamanlar sesim titrerdi ve sesim titrediğinde kendimi çok zayıf hissederek ağlama krizlerine girebilirdim.

Esin: Kaan.

Esin: Yardımına ihtiyacım var, sizin okulun arkasındayım.

Esin: Yanında birkaç ilk yardım malzemesi ve kapüşonlu getirir misin?

Kollarımı kendime sararak, yerde bağdaş kurduğumda Ribony uygulamasına girdim ve Ufuk'la olan son konuşmamıza baktım. Benim hakkımdaki dedikoduyu bana söyledikten sonra havadan sudan muhabbetlerle geceyi noktalamıştık ve bu sabah onu görmek yerine bir güzel dayak yemiştim.

Telefonumun tuş kilidini kapatmak üzereyken gelen mesajla uygulamadan çıkarak sms bölümüne girdim ve Kaan'dan gelen mesajı okudum.

Kaan: Şimdi dersten çıkıyorum.

Kaan: Ne oldu?

Esin: Geldiğinde halimi görürsün.

Tuş kilidimi kapatıp telefonu çantama koyduğumda, başımı kaldırmamla birlikte Ufuk'u görmem bir olmuştu. Gözlerim şaşkınlıkla irileşirken, aynı tepkiyi o da verdi. İlk önce kaşları çatıldı sonrasındaysa gözleri kocaman açıldı ve "Sana ne oldu?" diye sordu.

Omuz silkerek başımı başka yöne çevirdiğimde birkaç adımda yanıma gelerek karşımda dikilmeye başladı. Yerde oturduğum için Ufuk'a alttan bakıyordum, aramızdaki bu bakışma Ufuk'un dizlerinin üstüne çökmesiyle bir son buldu. Başımı bir kez daha başka bir yöne çevirdiğimde, "Güzel dayak yemişsin," dedi ve arka cebinden çıkardığı selpak paketini bana uzattı.

Karşılık vermek istesem de veremiyordum, sesim titrediği anda ağlama krizine girmekten korkuyordum böyle durumlarda beni susturmak Kaan için bile ölümken, Ufuk'a nasıl bir işkence olurdu tahmin dahi edemiyordum.

"Neden konuşmuyorsun? Normalde çok güzel cevaplar veriyordun. Kahkahalarla ağlarken bile..." dediğinde, gözlerimi Ufuk'un gözlerine diktim ve "Dayak yedim be adam! Karşımda durup ne mırıldanıyorsun sen?" dedim. Sesim ağlamadan önce son direnişlerini verdiğini öyle belli etmişti ki Ufuk'un yüzünde acımaya benzer bir ifade belirdi.

Suratımı buruşturdum ve "Bana öyle bakma. Acırmış gibi..." dedim, derin nefesler alıyor ve kesik kesik veriyordum. Biraz daha konuşursam ağlayacağımdan emindim.

Şu lanet Kaan nerede kalmıştı?

Ayrıca Ufuk neden derste değil de buradaydı? Beni biliyor muydu yoksa?

Korkuyla Ufuk'un yüzüne baktım ve "Sen burada ne arıyorsun? Derste olman gerekmiyor mu?" diye sordum. Ufuk omuz silkerken, "İlk dersim Geometriydi. Ben de kaçtım," dedi ve yanıma oturdu. Kalçamın üstünde kayarak ondan uzaklaştım ve çantamı da kendime çektim.

Ufuk yanımda oturmaya devam ederken yaklaşan adım seslerini duymamla başımı dizlerimden kaldırıp karşımızdan gelen Kaan'a baktım. Gözlerim anında dolmaya başlamıştı ki, Kaan anlık bir şaşkınlıkla olduğu yerde kalakaldı ve "Açelya?" dedi sorarcasına.

Başımı iki yana salladım ve çantamı da alarak ayağa fırlayıp savsak adımlarla Kaan'a doğru ilerlemeye başladım. Kızlardan birisi bacağıma çok fena tekme atmıştı, şimdi bile sızlamasını hissediyor, adam akıllı yürüyemiyordum.

Sessizce "Senin yüzünden anamı ağlattılar şerefsiz..." diye fısıldadığımda, boğazıma acı dolu bir yumru oluştu. Kaan beni kollarının arasına alırken Ufuk'a baktı ve "Sen kimsin?" diye sordu, aslında kim olduğunu çok iyi biliyordu ama onu tanımıyormuş gibi davranması gerektiğini de iyi biliyordu.

"Ufuk ben... Aynı sınıfta değil miydik ya?" diye sordu Ufuk. Kaan'ın kaşları çatıldı ama başını iki yana sallayarak, "Hatırlamıyorum, birkaç defa sınıf değiştirdim," dedi ve tekrardan bana baktı. Gözlerindeki ifade, "O burada ne arıyor?" diye bağırıyordu.

Benimse yanaklarımdan gözyaşlarım çoktan süzülmeye başlamıştı. Dudaklarım titremeye başladığında, "Hayır..." dedi Kaan, sesi titremişti.

"Başlama yavrum..." dediğinde başımı Kaan'ın omuzuna gömerek ağlamaya başladım ve çok geçmeden ağlayışıma hıçkırıklarım da eşlik etmeye başlamıştı.

Tam da Ufuk'un önünde başıma gelecek şeydi!

~~

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi ve yorumlarınızı buraya bırakabilirsiniz!

Bana ulaşmak için:

Instagram: semihaakaya

Instagram: semihakayahikayeleri

Twitter: semihaakaya

Tekrar görüşmek üzere! Sizleri seviyorum, beklediğiniz için hepinize teşekkürler...

Texting | 03:00Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin