On altıncı bölümü geçtiğimiz günlerde yayınlamama rağmen on yediyi de hemen yazıp bitirmek istedim. Bu arada bu bölüm my Wattpad kankim ve kitabıma ilk yorumu atan shaisbian ' a ithaf olsun :D .
Bilgelik' te yapmayı en çok sevdiğim şey o büyük ve devasa kütüphanenin tozlu raflarında kaybolup , benim için bu hayattan kurtulmanın tek yolu olan kitapların içine akıp gitmekti. Tahta raflar tozlu olsa da bakımlıydı. Fakat artık kimse , hiç kimse buraya uğramıyordu. Bu devasa büyüklükte bilgi kaynağı kütüphanenin yerini çoğu kişinin kitaplardan daha kullanışlı olduğunu düşündüğü bilgisayarlar almıştı. Kİ bu da , benim çoğu zaman işime gelirdi. Böyle bir yerde yanlız olmak güzeldi.
Şimdi de , bilmediğim bir yerde gözlerim ve zihnim tamamiyle dış evrenle bağlantıyı kesmişken o tozlu raflar bana , sanki şu anki durumumu daha fazla zora sokmak istermişçesine bugüne kadar yaşadığım en sancılı günlerin acımasız anılarını getirdi. Bunlardan bir tanesi Eveleyn ' in , eski Bilgelik başkanı olan Clark Hamilton ' un yerine geçtiğini öğrendiğim gündü. Onun ileride büyük yerlere geleceğini biliyordum. Hatta gün geldiğinde Bilgelik Başkanı olacağını da biliyordum. Fakat daha bunun o daha henüz yirmi bir yaşındayken gerçekleşeceğini bilmiyordum. Tabi , o Bilgelik Başkanı olduktan sonra , aramızdaki bağın bir daha hiç düzeltemeyeceğimiz şekilde kırılacağını da.
Bunlardan ikincisi ise Eveleyn ' in soyadını ' Boul ' yaptığı güne aitti. Bunun nedenini hiç anlayamamıştım , sanırım hiçbir zaman anlayamayacaktım. Ona , bunun nedenini sorduğumda ise bana ' Artık herhangi biri değilim , Bilgelik Başkanı ' yım ve soyadımı değiştirmem gerektiğini düşünüyorum. ' demişti. Ona karşı olan nefretim o günden sonra çokça katlanmış ve beni çevremdeki herkese karşı agresif birine dönüştürmüştü. ' Boul ' soyadını kafama o kadar çok takmıştım ki bu konu hakkında günler süren araştırmalar yapmıştım. Fakat attığım her adımla sanki , ulaşmayı beklediğim sonuçtan uzaklaşıyor gibiydim.
Ve zihnimin en sona sakladığı anım ise diğer ikisine göre canımı daha çok yakan tarzdaydı. Aslında bu bir anı sayılmazdı. Hayal bile olabilirdi. Ki büyük ihtimalle öyleydi.
Hayal yada değil görmüştüm bir kere , o şeyin acısını hissetmiştim. Kurşun omzumu delip geçtikten hemen sonra işte ben bu tür , beni boşluğun içine çeken anılarla uğraşıyordum. Boşluğa daldığım her an sanki ölümüme , boş ve anlamsız , hayata gelme amacımı hala daha bulamdığım yaşamıma veda etmeye yaklaşıyor gibiydim.
--------------*---------------*---------------------*-------------*--------------
Aylar hatta yıllar gibi süren uzun bir sessizlikten sonra gözlerimi açıyorum. İlk başta aydınlıktan gözlerim kamaşıyor ve yüzümü buruşturuyorum. Kulağıma yakınımda olduğunu tahmin ettiğim birinin nefes alışverişleri ve bir makineden geldiğini düşündüğüm düzenli ' dıt ' sesleri geliyor.
Başımı hafifçe çevirince koluma takılan bir boru görüyorum. Uzun bir süre durup etrafımı inceliyorum. Gözlerim bembeyaz , ışıl ışıl duvarlarda , ilaç dolu raflarda , birkaç uyarıyı gösteren tabelalarda dolanıyor. Burnuma o tanıdık koku , alkol ve tentürdüyotun birbirine karışmış kokusu dolunca kasılıyorum ve ellerimin terlediğini hissediyorum.
Bilgelikteyim.
Yanımdaki sehpaya benzeyen şeyin üstündeki makineden gelen düzenli sesler düzenlizleşirken bunların benim kalp atımlarım olduğunu fark ediyorum. Üstüme konulan ince pikeden sıyrılıp kalkmaya çalışıyorum. Bedenim , özellikle de omzum feci şekilde kasılıyor fakat dişimi sıkıyorum. Muhtemelen omzumdaki kurşun yarası için takılan boruyu gözlerimle takip ederken borunun , tepemdeki serum çengeline asılı olduğunu fark ediyorum. Askıyı kendime doğru çekip ayağa kalkarken oldukça tuhaf ve buradan bakıldığında bile rahatsız edici duran pozisyonla tekli koltukta uyuya kalmış olan Dave ' i görüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyumsuz | A Divergent Fanfiction 1
FanfictionOn altı yaşına gelen Clair Strayder beş farklı topluluğa bölünmüş olan Chicago'da Bilgelik topluluğunda yaşamaktadır. Her yıl düzenlenen topluluk seçimi törenleri çok yaklaşmıştır ve Bilgelik'in başkanı olan ve aynı zamanda Clair'in arası pekte iyi...