Bölüm 12

2.3K 109 8
                                    

Yepyeni bir bölümle karşınızdayım. Bölümü olabildiğince uzun tutmaya çalıştım ama telefondan yazdığım için toplam kaç sayfa tuttuğunu göremiyorum. Umarım beklentilerinizi karşılayan güzel bir bölüm olmuştur. Hepinizi seviyorum. Keyifli okumalar :D .Votelayıp yorum yapmayı unutmayın :D .

  Tahta masadan bir tane bıçak kapıyorum ve hedef tahtalarının olduğu yere , beyaz boyayla çizilmiş sınır çizgisinin hemen arkasına geçiyorum. Bıçağın sivri kısmını elimi kesmeyecek şekilde dikkatlice tutuyorum. Sol gözümü kısıyorum ve renkli çizgilerle ayrılmış daire yığınlarının tam ortasındaki yuvarlağı hedefliyoum. Bileğimi hafifçe büküyorum ve derin bir nefes alıp nefesi ciğerlerimde hapsettikten sonra bıçağı hedeflediğim yere fırlatıyorum. Bıçak istediğim yere saplanınca gururlu bir ifade takınıp tuttuğum nefesi dudaklarımdan havaya doğru üflüyorum ve tekrar bıçakların durduğu masaya yöneliyorum.

" Bu işte dövüşte olduğundan daha iyisin. " diyor Sam . Attığı bıçak , tahtayı kıl payı sıyırınca yüzünü buruşturuyor. " Bense , bıçak fırlatmak yerine eşek sudan gelinceye kadar dayak yemeyi tercih ederim. "

Hafif bir kahkaha atıyorum. " Ah hadi ama bu kadar Dürüst olma. "

Sam' de gülüyor. " Ciddiyim , baksana Kasıntı bile yapabiliyor. "

Biraz sola doğru dönünce tüm dikkatini hedef tahtasına vermiş olan Rose' u görüyorum. Saçlarını her zaman olduğu gibi sımsıkı bir topuz yapmış. Fakat bu sefer farklı olarak yüzüne birkaç tel saçın düşmesine izin vermiş. Açıkçası bu haliyle dün olduğundan daha iyi ve canlı  görünüyor. Öyleki kolundaki mor izler olmasaydı onu incitiğimi bile unutabilirdim. O sahne aklıma gelince yüzüm düşüyor. Sam görmesin diye başımı eğiyorum.

" Çabuk toparlandı . "  Sam beni fark etmeden devam ediyor. " O darbeleri başka biri alsaydı uzun bir süre baygın kalırdı herhalde. "

Ne demek istediğime karar veremediğim için susuyorum. Bu konu hakkında konuşmak , sadece kendimi biraz daha suçlu hissetmeme neden oluyor o kadar .

" Aranız iyi , değil mi ? " Kafamı çevirip ona baktığım an gözlerini kaçırıp sanki tüm ilgisi bıçak atmak olan biri tavrını takınıyor.

" Elbette." diyorum. Sesimin normal olmasına gayret ediyorum. Oysa içimden kendi kendime Sam' i bıçaklamamam gerektiğini tekrar edip kendimi yatışmaya çalışıyorum.

" Hımm." demekle yetiniyor. " Affetmesi senin için büyük şans olmuş. "

Sinir kat sayım gittikçe yükseliyor. Kulaklarımın yandığını hissediyorum. Bu öfkelendiğimin bir göstergesi.

" Amacın ne ? " diye soruyorum. Sesimdeki hoşnutsuzluğu gizlemeye çalışmıyorum ve Sam ' e dik dik bakıyorum. Çocuk kaşlarını çatıyor.

" Amacım mı ? Sen neden söz ediyorsun böyle ? Sadece sohbet ettiğimizi sanıyordum. " Dudaklarına alaycı bir gülümseme yerleştirerek bana bakıyor.

" Ben öyle olduğunu düşünmüyorum. " diyorum sesimin cırtlamasıma son anda engel olarak. " Neyi söylemek istiyorsan açık konuş imalardan pek haz ettiğim söylenemez. "

Kaşlarım kendiliğinden havaya kalkıyor.

Fakat Sam bunu umursamıyor ve omuz silkmekle yetiniyor. " İma falan yok. " diyor buz gibi bir sesle.

" İma falan var. " İster istemez onun sesini taklit ediyorum.  " Revirde yaptığını burada da yapıyorsun. "

Tahta hedefe bir bıçak daha fırlatırken takındığı sakinlik sinirimi bozuyor. Oysa ben şu an Sam ile olası bir kavgaya girmemek için kendimi zor tutuyorum.  

Uyumsuz | A Divergent Fanfiction 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin