Bölüm 21

1.6K 69 12
                                    

Geldi , diyorum sanki mükemmel bir şarkıyı tekrar ediyormuş gibi. Babam benim için geldi. 

                                                                                ***

   " Clair. " diye fısıldıyor babam kulağıma doğru şaşkın bir sesle. " Ne kadar da değişmişsin böyle ? " 

 Gülüyorum. Yüzümü babamın omzundan çekmeden önce göz yaşlarımın akmaması için gözlerimi birkaç kez kırpıştırıyorum. 

 Kafamı kaldırdığından yüzümü avuçlarının arasına alıp tam gözlerimin içine bakıyor. 

  " Seni özlemişim. " derken bana sarılıyor. Sarılmasına karşılık verirken dudaklarımdan onu özlediğimi söyleyen birkaç kelime çıkıyor. Babamı kendime doğru bastırıyorum ve kokusunu içime çekiyorum. Burnuma yıllardır aşina olduğum parfümünün ve teninin birbirine karışmış kokusu doluyor. Yazı yazmaktan nasırlaşmış elleri t-shirtümün aralığından belimi kavrayıp sıkı sıkıya tutuyor. Bir süre sessiz kalıp anın tadını çıkarıyoruz.

 Nihayet ayrıldığımızda elimi tutup gülümsüyor. " Topluluğuna alıştın mı ? " 

  Mideme , Eveleyn ' in beni kandırdığını düşündüğüm zamanki gibi bir sancı giriyor. Bu soru neredeyse zararsız görünüyor fakat kelimelere dökülüp algılandığında zehir saçan bir ok gibi zihnimin her bir köşesini ele geçiriyor. Benim topluluğum , diye düşünüyorum. Babamınki değil benim. 

 Kandan önce topluluk , diyor anılardan fırlayıp gelen Eveleyn ' in sesi. 

 Kandan önce topluluk , diye tekrarlıyorum.

  " E , evet alıştım. " diye yanıtlıyorum zoraki bir gülümsemeyle birlikte. Babamın gözleri şüpheyle kısılıyor. Beni , onu kandıramayacağım kadar iyi tanıyor. 

 " Emin misin ? " diye soruyor tereddütlü bir sesle. 

 Duraksıyorum. Alıştım demek ne kadar zor olabilir ki ? Topu topu yedi harflik bir kelimeyi oluşturmak neden zor olsun ? Yine de yapamıyorum. 

  Gerçekten topluluğuma alıştım mı ? Evet burada kendimi Bilgelik ' te olduğumdan çok daha iyi hissediyorum.  Onlarla olunca sanki her şeyi yapabilirmişim gibi bir hissin beni ele geçirmesine izin veriyor ve tüm bu kavgaları , şiddeti ve korkusuz olmak için herkesin her şeyini vermeye hazır olduğu bu yeri yadırgamıyorum. Fakat asıl soru bu değil. Asıl soru bunu yapabiliyor muyum ? Korkusuz olmak istiyorum fakat korkusuz olabilmek için tüm benliğimi vermeye hazır mıyım ? Şiddeti hayatımın bir parçası olarak kabul etmeye hazırım fakat bunu istiyor muyum ? Kavga etmekten kaçınmıyorum fakat kaçınmalımıyım ? 

  Sessizliğim karşısında dudağını ısırıyor ve çevresine bakınıyor. Hayır , hayır , bunu yapmamalıyım. Babamı kendi sorunlarımın içine çekmekle elime beni rahatlacak ve beni bu çıkmaz sokaktan kurtarabilecek bir şey geçmeyecek. Aksine , onun  benim için endişelenmesi demek işleri her bakımdan sarpa saracak. Özellikle Eveleyn ' in uyarılarına rağmen beni görmeye geldiyse. 

  " Alıştım. " diyorum zar zor. " Yani alışmaya çalışıyorum. "

 İç çekip gözlerini bana dikiyor. " Cesurluğa alışmak kolay değildir. Ama imkansızda değildir. " diyor. 

  " Annem nerde ? " diyorum. Yokluğunu yeni yeni fark edip çevreme bakınıyorum fakat onu göremiyorum. Babam bakışlarını mermer zemine çevirince gelmediğini anlıyorum. 

 " Sorun değil baba. " diye fısıldıyıp hıhlıyorum . " Aslında dürüst olmam gerekirse seninde gelmeyecğini düşünmüştüm. Yani o nottan sonra. " 

Uyumsuz | A Divergent Fanfiction 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin