Ek Bölüm -Wes ' in Anlatımından

1.5K 71 23
                                    

 Size bir süpriz yapıp Wes ' in ağzından bir bölüm yayınlamak istedim. Küçük bir açıklama yapacak olursam bu bölüm yeni bir bölüm değil. Sadece on dokuzuncu bölüm hakkında yayınladığım Wes ' in anlatımından küçük bir bölüm. Ayrıca hikayede kullandığım şimdi zaman kipi yerine geçmiş zaman kipi var bu bölümde. Çünkü Clair uykuya dalmadan birazcık öncesini anlatıyor.  Bu doğrultuda okursanız sevinirim. Çok sevdiğim bir okuyucum ve arkadaşım patiayakcr , anladığım kadarıyla Wes hayranı :3 . O yüzden bu bölüm ona olsun diyor , değerli yorumları için tekrar tekrar teşekkür ediyorum. İyi varsın ^^. 

 Wes ' in Anlatımından 

 Dudaklarımı titrek dudaklarından yavaşça çekerken tüm vücudum alev alev yanmaya başladı. Güçlü görünmüyordu. Aksine rüzgarda savrulan yaprak gibi savumasızdı. Onu buraya geldiğinden beri  bu tür bir durumun içerisinde görmediğim için en az , yatakhanedeki çömezler kadar şaşkındım. Çığlıkları yerleşkenin loş koridorlarını yıkıp geçerken onu meraklı insanların yanından çıkartmayı başarmıştım. 

 Bana bakmıyordu. Gözleri tuhaf bir şekilde kapalıydı. Onu öpmüştüm çünkü kriz geçiriyordu. Bir çeşit panik atak sayılırdı fakat bu daha şiddetlisiydi. Nefes alışverişini düzene koymazsam şoka girebilirdi ve bu Clair açısından hiçte iyi olmazdı. Zaten omzu hala iyileşme safhasındaydı ve daha fazla korkutulmasına gerek yoktu. 

 Yine bu öpücük istemediğim günlerin acımasız anılarını bana getirdi. Clair ona hiç benzemiyordu. Koyu renk saçları vardı , saçları kadar koyu gözleri her hareketinde kararlılıkla parlıyordu. O tam bir savaşçıydı. Kesinlikle korkak olmazdı. Oysa içine dalıp gittiğim ve tüm benliğimle unutmak istediğim anılardaki kadın korkaktı. Kesinlikle korkağın tekiydi. Gerçi onun hakkında söyleyebileceğim çok daha kötü sözler de yok değildi. Onun Clair ' le bir şekilde benzediğini düşünmekle bile büyük bir hata etmiştim. Clair , o kadın olamazdı. Çünkü Clair , ondan çok daha güçlüydü. 

  Hiçbir şey söylemedim. Zaten söyleyebileceğim pek bir şey yoktu. Kabus görmüştü , ama sadece bir kabus olmadığı aşikardı. Ona fazlasıyla etkilemişti ki etkisi hala daha devam ediyordu. Tıpkı ilk korku similasyonuma girdikten sonraki halim gibiydi. Korku dolu bilinmezlikten kaçmak için debeleniyordu. 

 Narin bedenini tekrar kollarıma aldım ve biraz uyumasını umarak yatağa bıraktım. Koyu kahve gözleri hemen açıldı. Katiliyle aynı odadaki biri gibi davranıyordu. Bu yüzden ona yanlız olmadığını hissetirebilmek için ışıkları kapatır kapatmaz yanına uzanıp belini kavradım. Onu kendime doğru çekerken elimden kayıp gitmesine korktuğum bir şeymiş gibi davranıyordum. 

 Zihnim tekrar onun hayaletiyle doluncaya kadar ona baktım , ki bu pek uzun sürmemişti. Aradan altı yıl geçmişti ve ben hala daha alışmaya çalıştığım bu yerde onu unutmaya çalışıyordum. Fakat bu imkansızdı. Çünkü onu untmak istemiyordum. Çünkü onu unutmak demek sevildiğimi unutmak demekti. Ailemin ölümünden sonra beni hayatta tutan tek şeyi yok etmek demekti. Ve ben , bunu yapabileceğimi sanmıyordum. 

 Yatağımda yatan , korkudan büzüşmüş kıza iyice sokulup çaktırmadan kokusunu içime çekip onunla karşılaştırırken bunları düşünüyordum. Dudaklarım açılıp kulağına doğru şöyle fısıldadım:

 " Sana bir şey olmasına asla izin vermem. "

  Duyduğundan emin değildim. Vücudu yay gibi gerilmişti fakat solukları düzenli ve gözleri kapalıydı. Yine de sabah , Clair ' e iyi bir açıklama yapmalıydım. ama bunları sabah düşünebilirdim. Şimdi uyumak ve kollarımda yatan kıza birazcık da olsa güven vermek istiyordum. 

 Onu rüyamdan görmediğim tek bir gecem olsun istiyordum. 

  

Uyumsuz | A Divergent Fanfiction 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin