"Şşt! Hey! Ismi neydi bunun ya?"
"H li bir şeydi sanırım.""H! Uyansana! Yola çıkacağız birazdan aşağıda kahvaltı yapıyor herkes!"
Gözlerimi iki cırtlak sesle açarken ne ara sabah olduğunu hiç anlamamıştım bile. Dün gece saat 3 e kadar Dylan ile etrafı toplayıp tüm sahili gezmiştik ve hotele nasıl geldiğimi bile hatırlayamayacak kadar yorulmuştum.
Hatta şu an bile dün giydiğim kıyafetlerimle olduğumu fark ettim.
Kaşlarımı çatıp odaya uyumak için bile gelmeyip hotele yarım saatlik yol uzakta olan diskoda sabahlayan kızlara baktım. Aslında ilk bakışta gayet saf ve iyi kızlar gibi gözüküyordular. Fakat onlarla aynı ortamda olmaya başlayınca ne mal oldukları ortaya çıkıyordu maalesef.
"Sonunda uyanabildin! Acele et, herkes seni bekliyor!" deyip gittiler.
Bu kadarını bile yapmış olmaları beni çok şaşırtmıştı da, neyse.Hızla üzerimi değiştirip birkaç işimi hallettim ve hiç dağıtmadığım bavulumu kapatıp kapının köşesine bıraktım.
Kapıyı açtığım anda gözlerim kalbimi ele geçiren gözlerle buluştu.
Gülümsediğimde o da gülümsedi."Günaydın anonim."
Kıkırdadı, "Sana da günaydın güzelim."Kapıdan çıktıktan sonra açılan ayakkabı bağcığımı bağladım.
"Hadi gel kahvaltıya inelim. Sana orada çok seveceğin bir şey göstereceğim."Elimi sıcacık eli ile hafifçe tuttu. Sanki biraz daha sıkı tutsa elimin incineceğini düşünüyor gibiydi.
Ona itiraz etmedim ve beraber merdivenlerden indik.
Hocaların olduğu bölüme yaklaştığımızda bana baktı, yavaşça elini elimden çekti.Ben de onun gibi yaparak elimi uzaklaştırdım ve tebessüm ettim.
Kahvaltı yapacak bir yer bulup oturduk ve yemeye başladık.
"Senin bana göstereceğin şey neydi?"Omuzlarını silkti, "Yemekten sonra."
Hızla yemeğimi yemeye başladığımda gülüp "Yavaş ye güzelim, boğulacaksın." dedi.Biz böyle ara ara kısa konuşmalar yaparken yanımıza birini geldiğini fark ettim.
Başımı kaldırdığımda bunun Dylan'ın otobüste beraber oturduğu kız olduğunu gördüm.
Elimdeki çatalı sinirle sıkmaya başladım."Ooo, Dylan? Beni arkadaşınla tanıştırmayacak mısın?"
Gözlerimi devirip kıza baktım.Dylan baka baktı ve güldü. Sonra da kulağıma "Sakin ol biraz." diye fısıldadı.
"Tabii, Crystal'cım,"
Cım dedi ya çıldıracağım!
Dylan'a sinirle döndüğümde elimi omuzuma yerleştirdi ve konuşmaya başladı, "Holland, bu Crystal. Crystal, bu da Holland."Ne kadar açıklayıcı!
Crystal denilen kız güldü "Sevgilin mi?" deyip göz kırptı.
"Seni ilgilendiren bir konu olduğunu düşünmüyorum." dedim onunla ilk defa konuşurken.
Tekrar güldü, "Hey, hey! Sakin ol kızıl! Dylan'ı kıskandın mı sen?"
Gözlerimi devirdim, "Bu da seni ilgilendirmez."
Boğazını temizledi, "Galiba benim hatam. Kendimi tanıtmam gerekiyordu, " elini uzattı, "Ben Crystal. Dylan'ın üvey kuzeni."
Ne?
Işte şimdi girmem gereken derin bir çukur bulmam gerekiyordu. Çünkü başka bir şey bu utancımı yok edemezdi!
-
Upuzuun bölümlerin geleceği bir Stydia hikâyesi var uzun zamandır aklıma.
Ama yazmaya başlamak o kadar zor geliyor ki accayip üşeniyorum nschsxjkajx
Gaz verin gariii!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alone II
FanfictionAlone isimli hikâyenin devamıdır✨ ---------------- #stydia etiketinde #1 #lydiamartin etiketinde #1 #hollandroden etiketinde #2 #stilesstilinski etiketinde #2 #stydia etiketinde #3