5.1

182 14 2
                                    

Tüm hayatım boyunca yaşadığım en huzurlu gecenin sabahında yavaşça gözlerimi aralarken karşımda beni gülümseyerek izleyen sevgilimi gördüğümde gülümsememe engel olmamıştım.
"Günaydın." dedi boğuk sesiyle.

Uykudan yeni uyandığını belli eder gibi güzel gözleri şişmişti. Bu ona tatlılık katarken şampuan kokan saçları dağılmıştı. Güzel bir uyku çekmiş gibiydi.

"Günaydın." dedim boğazımı temizledikten sonra.

"Uykunun bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum."
İkimiz de gülmeye başladık ve oturur hizaya geldik.
Ben kollarımı iki yanıma açarak gerinirken Dylan sadece başını iki yana yatırıp eski haline getirdi.

"Saat kaç?" diye sorduğumda eline telefonunu aldı.
Gözlerini kocaman kocaman açıp "Geç kaldık!" dediğinde yerimden nasıl kalkmaya çalışıp yeri boyladığım hakkında bir fikir üretemiyordum. Zorla yerimden kalkıp dolabıma yöneldim, bir kot pantolon ile sweatshirt aldım.
Dylan kalkıp üzerini düzelttikten sonra giyinmem için arkasını döndü.
Hızla üzerimi değiştirip pişmaniyeye dönen saçlarımı taradım.

Telefonumu zar zor bulduğumda odanın kapısı tıklatıldı.
"Holland, uyandın mı?" Annem...

"Iııı... E-Evet! Giyiniyorum!"
Hızla Dylan'a döndüm. Ne yapacağımı bilmezken o "Galiba artık gitmeliyim. Hayatımda yaşadığım en güzel gecenin başrolü olduğun için teşekkür ederim, güzelim. Okulda görüşürüz." dedi ve camı açıp gitmeden önce yanağıma tatlı bir buse bıraktı.

Dylan'ın gittiğinden emin olduğumda etrafta onun herhangi bir eşyasının kalıp kalmadığına bakıp sonra kapının kilidini açtım.

Bana gülümseyerek bakan annemi görünce ben de gülümsedim.
Kahvaltıyı hazırladığını ve bir misafirimiz olduğunu söyleyip odamdan ayrılınca kaşlarımı çattım.

Kapıyı geç açmama kızmamıştı ya da bir şey söylememişti.
Onun aksine mutlu olması beni şüphelendirirken misafirimizin kim olduğunu az biraz anlamış gibiydim.

Yatağımı toparlayıp mutfağa geçtiğimde beni gören pek ünlü misafirimiz (!) ayağa kalkmıştı.
"Günaydın, kızım."

Annemin babamı kahvaltıya çağırması bana hiç iyi gelmezken aksine annem çok mutlu görünüyordu. Yıllardır göremediğim ışıltı gözlerindeki eski yerini almıştı sanki. Onun mutluluğunu bozmak istemesem de bir şeyler yerine oturuyordu, taşların aralarında boşluklar vardı ve bu beni sinir ediyordu.

Cevap vermeyerek yerime oturdum. Eğer cevap verirsem ikisini de üzeceğimi, kıracağımı biliyordum.
Bu yüzden, en azından birkaç gün de olsa eski hayatlarına döndüklerini hissetmelerini istedim.

Tabağıma salatalık, domates ve peynir alırken masada oldukça rahatsız edici bir sessizlik oluşmuştu.
Bu sessizliği fark eden annem boğazını temizledi.
"Holland."
Başımı anneme çevirdim.

"Biz... Biz bir karar verdik."
Kaşlarımı çattım, "Ne kararı?"

"Baban buraya taşınıyor. Yani... Artık beraber yaşayacağız!"

_

Hoaydaaa dmcksmckdk

Alone IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin