Tüm gün sınıfta hapis hayatı yaşamam sonucu son dersin bitiş zili çalmıştı.
Herkes hızla sınıfı boşaltırken yine her gün olduğu gibi yavaşça eşyalarımı topladım.
Çantamı yere bıraktıktan sonra başımı masanın üzerindeki kollarımın arasına aldım.
Birbirimize bağırdığımız, hakaretler ettiğimiz aklıma gelince tekrardan kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.
Ne kadar öyle durduğumu bilmiyorum fakat ağlamam yavaşlanıp yerini derin derin nefeslere bırakınca hızla başımı kaldırdım.O anda sınıf kapısında birinin beni izlediğini fark ettim.
Başımı kaldırdığımla hızla arkasını dönüp kollarıyla yüzünü silse de o Dylan'dı.Onu sadece yüzünden değil,
Nefes alış-verişinden...
Duruşundan...
Saçlarından...
Geniş sırtından...
Kimseye benzemeyen her şeyinden tanıyabilirdim onu...Ve yine onu tanımıştım,
Yine onu üzmüştüm,
Yine hayatımda en değer verdiğim adamı ağlatmıştım...
**
"Kuzum zil çaldı gidip bakabilir misin?"
"Tamaaam!"
Yine kim gelmişti acaba?Izlediğim açık olmayan televizyona gözlerimi devirip yerimden kalktım.
Koyu mavi terliklerimi yerde sürüye sürüye, yavaş ve bıkkın bir şekilde kapıya varıp kapıyı açtım.Gördüğüm kişi ile kafamdaki keko 'Ne alaka lan?' diye bağırırken fiziksel tepkim sadece kaşlarımı çatmak olmuştu.
"Selam.""Crystal?"
-
Ehe ehe ehe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alone II
FanfictionAlone isimli hikâyenin devamıdır✨ ---------------- #stydia etiketinde #1 #lydiamartin etiketinde #1 #hollandroden etiketinde #2 #stilesstilinski etiketinde #2 #stydia etiketinde #3