Bana yaklaştı adam ve odanın ortasındaki tepsiyi ayağıyla yana doğru fırlatarak içindekilerin yere dökülmesine sebep oldu. Halen ellerimi dizlerime sarmış korkuyla titrememi azaltmaya çalışıyordum ama imkansızdı. Adamın çok sevdiğini bir kaç saat önce anladığım karısını öldürmüştüm. Bana ne kadar öfkeyle yaklaştığını tahmin dahi edemiyordum. Neden dolabın kapağını kadın açmıştı ki!
Adam önümde hareketsizce durmaya başladığında ona daha çok bakamadım ve kafamı da dizime dayayarak gözlerimi kapattım.
NOAH
Geri odama dönüp ranzaya çıktım ve yatağa uzandım. Gözüm duvara kilitlenmişti. Jeff e ne olmuş olabileceğini düşünüyordum. Kardeşimin tehlikede olduğunu bile bile burada daha çok yatamayacağıma karar verdim ve ranzamdan inip giyindim. Ian odanın kapısının yanındaki çalışma masasında bilgisayardan bir savaş oyununu oynuyordu. Ona seslenmeme rağmen duymayınca kafasından kulaklığı çıkardım. Sonunda beni fark etmişti. Oyunu durdurup sandalyesiyle bana doğru döndü ve bana ne olduğunu sordu.
Ona Jeff ile ilgili endişemi söylediğimde Jeff'in sürekli ortalıklardan kaybolduğunu haturlattı bana ama ısrarım üzerine ikna olup o da Jeff i aramak için dışarı çıkmayı kabul etti.Ne tarafa gitmemiz gerektiği, onu nerede aramamız gerektiği hakkında en küçük bir fikrim dahi yoktu. Aynı şey Ian için de geçerliydi ama aramak en azından boş bir şekilde yatmaktan iyiydi.
İkiz kardeşimle aram her ne kadar çok iyi olmasa da ona zarar gelmesini kabul edemezdim.
Annemin eski takıntılı sevgilisi olan adam Slade kaçırmış olabilir mi diye düşündüm. Neden olmasındı. Az mı yapmıştı bunu bize? Bizi az mı kaçırıp işkencelere maruz bırakmıştı? Ama aklımdan bu düşünceyi çıkarmaya çalıştım. Slade'in kaçırmamış olmasını diledim.
Tahmin edebileceğimiz her yeri aramaya başladık. Sevgilisinin evi, annemin en yakın arkadaşı Jane'in evi komşumuz Jackson'la olma ihtimalini bile göz önüne alarak orayı bile aradık ama yoktu. Hava kararmış olmasına rağmen de eve gelmemişti. Hissettiklerimden emin olmuştum artık tehlikedeydi ama nerede olduğu hakkında da hiç bir fikrimiz yoktu. Akşam tekrar Jeff'i aramak için çıkmaya karar verdiğimizde annem bizm adımıza endişelenmişti fakat çıkıp aramamız gerektiğini o da biliyordu.
Ian ile dışarı çıktık bir süre etrafa bakındıktan sonra yorulmuştuk. Mahalleden biraz uzakta ormanın arasındaki göl kıyısında, taşların üzerine oturup biraz dinlenmeye karar verdik. Ayın yakamoz ışıkları gölde dans ediyordu.
Sakindi ve yalnızca uzaktaki arabaların hafif homurtuları duyuluyordu. Bir süre orada sessizce oturduktan sonra gölün karşı tarafında bir ışık fark ettim. Ian'a da orayı gösterince sessiz bir şekilde o tarafa gidip bir göz atmaya karar verdik.
Çam ağaçlarının arasından ne kadar sessizce gitmeye çalışsak da ayağımızın altında ezilen karın hafif sesi duyuluyordu.
O tarafa yaklaştığımız sırada yanan sarı ışık birden sona erdi. Birbirimize baktık. Yine de o tarafa gitmeliydik. Yaklaştığımızda önümüzde bir kulübe durduğunu fark ettik tavanı bir insanın içinde dik duramayacağı kadar alçaktı. Kapısı da açıktı. Ama içeride hiç bir şey yoktu. Sıradan bir köylünün eşya mahzeni olduğunu düşünüp tam geri dönerken birden önümden ilerleyen Ian'ın üstünde durduğu toprak yere doğru çöktü. Korkuyla aşağı baktım. Çok da yüksek değildi. Dört metre kadar düşmüştü yalnızca. Üstünü çırpıp ayağa kalktıktan sonra telefonunun ışığını açıp etrafa bakındı. Bana seslenip, içeride bir tünelin olduğunu söyledi. Sağa ve sola giden uzun bir tünel.
İçeriye bakmaya karar verdik ve ben de aşağı indim. Toprak boğazımı tıkayıp öksürmeme yol açınca cebimde taşıdığım astım ilacını kullanıp boğazımı rahatlatmam gerekti.Ian biraz daha etrafa bakındıktan sonra sağa doğru yürümeye karar verdi. Yine önde, telefon ışığı açık bir şekilde yürüyordu. Tünel çok genişti ve her bir metreye bir tane tahta koruma çakılmıştı. Bir süre yürüdükten sonra önümüze bilgisayar labaratuvarını andıran bir yer çıktı. Yuvarlak şeklinde bir tahta masanın etrafında 7 tane laptop duruyordu. Eski bir model laptop olmalıydı. Hepsinin ekranı kırmızıydı. Mouse veya klavyeyle bir şeylere basmaya çalıştık fakat basacak hiç bir dosya yoktu. Başlat çubuğu dahi yoktu bilgisayarların. Daha çok karıştırmamaya karar verdik. Tünel buranın ilerisinde daha dar bir şekilde devam ediyordu. Biraz tereddüt de etsek o tarafa doğru yürümeye karar verdik. Jeff'in burada olduğunu düşünmüyordum artık ama burada ne haltlar döndüğünü merak etmekten de uzak duramıyordum. Biraz daha ilerledik. Tünel aşağıya doğru kavisli bie şekilde ilerlemeye dsvam etti. En sonunda tünel bizim giremeyeceğimiz kadar daraldığında artık geri dönmemiz gerektiğine karar verdik. Bilgisayarların olduğu yere kadar gittik. Ardından orada biraz dinlenmek için ddurmamız gerekti saatlerdir yürüyorduk. Durduğumuz sırada Ian laptoplardan birini alıp kapağını kapattı ve sırt çantasına koydu. Buna itiraz etmedim. O laptopların içinde ne olduğunu ben de çok merak ediyordum. Eve vardığımızda saat gece iki civarıydı. Jeff halen gelmemişti ve annem endişeden kafayı yiyordu. Babam ise onu sakinleştirmek için elinden geleni yapıyordu.
Bir şey demeden odamıza geçtik ve bizim bilgisayarı kenara doğru çekip laptop'u çalışma masasının üstüne koyduk. Ian laptobun başına oturmuştu. Benden daha çok bilgisayarlarla ilgileniyordu ve bu bilgisayardaki dosyalara ulaşabilmesi benim ulaşmamdan daha olasıydı.
Ben de odanın ortasında duran ve Jeff'in gitar çalmak için kullandığı sandalyeyi Ian'ın yanına çekip oturdun. Ian biraz bilgisayarla uğraştıktan sonra artık kırmızı ekranın önünde bir dosya çıkmıştı. Halen başlat menüsü yoktu ancak bir çöp kutusu ve bir de dosya vardı. Bu da yeterdi. Dosyaya tıkladık. Önümüzde video uzantılı 6 farklı dosya daha duruyordu.Bunları açıp açmamak konusunda doğrusu çok fazla kararsız kalmıştık. Tünelin birinin içinde bulmuştuk sonuçta bu bilgisayarı ve videolarının nasıl içerikli olduğu hakkında da hiç bir fikrimiz yoktu. En üstteki videonun adı "kırmızı yastıklar" dı. Biraz tereddüt etmemize rağmen videoyu başlattık. Video otel odası olduğunu tahmin ettiğim bir yerde başlıyordu. Bir çift kişilik yatak vardı. Videoyu çeken kişi yatağın üstünde oturuyor olmalıydı. Kamera bir kadında olmalıydı çünkü kameranın arkasından kesik kesik genç bir kadının nefes alış veriş sesleri geliyordu. Ardından banyo olduğunu tahmin ettiğim yan taraftaki tahta kapıdan bir ses geldiğinde hızlıca oraya dönüp ayağa kalktı. Ardından koşarak otel odasından çıktı ve hızla uzun otel koridorunda koşmaya başladı. Etraftaki tüm odaların kapısı açıktı. Kadın içlerinden birine hızlıca baktığında Ian ve ben dehşete düştük. Kadın odaya bakmak için yaklaştığında kapıdan yatak göründü. Yatağın üstünde bir kadın ve bir de erkek yatıyordu. Dehşet verici kısım bu değildi kadın biraz daha odanın içine doğru girdiğinde o yatanların kafaları gözüktü. Bir çekiç veya balyozla sanki tamamen ezilmiş gibiydiler. Yastıkların tamamını onların kafa parçaları kaplıyordu. Bizimle birlikte kameranın arkasında olan kadının da nefes alış verişleri hızlanmıştı ve koşarak odadan çıktı. Tüm odalara sırayla girmeye başladı. Tüm odalarda manzara aynıydı. Aynı dehşet verici manzara. 4. Odaya da baktıktan sonra içimden bir ses laptobun kapağını hızlıca kapatmam için bana bağırıyordu ama ona karşı koymaya çalışarak izledim. Tam 4.kapıdan çıkacaktı ki birden kameranın ekranı karardı ve bir kaç itiş kakış sesleri, kadının çığlıkları duyuldu. Kamera tekrardan görüntüleri görmeye başladığında yaklaşık bir dakika geçmişti. Artık kamera kadının elinde değildi. Kameranın arkasındaki kişinin elinde ise bir balta olmalıydı... Aslında kameranın arkasında bir kişi yok gibiydi. Yatağa bağlanmış kadının gözleri bir sağa bir de sola bakıyor, sanki etraftaki bir çok kişiye birden göz gezdirmeye çalışıyordu. Evet kesinlikle kameranın arkasında bir kişi yoktu. Videonun devamında elinde balta tutan kişi hızlıca baltayı kadının kafasına doğru indirdi. Bir kez daha kaldırdı baltayı ama artık bunu izlemeye daha çok dayanmamız imkansızdı.. Ian benden önce davranıp sekmedeb çıktığında bir süre daha hiç kıpırdamadan ekrana baktık.
-Devrim 🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Şans
Mystery / ThrillerBuraya bak cılız okur. Senin o geçirdiğin tüm uykusuz geceler gibi bir ömür geçiren bu aileye bak. Kanın işkenceyle harmanlandığı tüm o yılları oku. Bu hikayeyi okuman için ilk önce tüm bu vahşete hazırlanmalısın. Eğer hazırsan başlayabilirsin. ??⛓️?