Luke'un üst kattan gelen ağlama sesi beni uyandırmıştı. Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum ama halen çok yorgun olduğumu hissediyordum. Yine de çocuğun yukarı katta ağlamasına göz yumup geri uyuyamazdım. Uzun zamandır ilk kez kendimde olduğumu hissederek uyuduğum kanepeden kalkmıştım. Beynimi meşgul eden o ses artık yoktu. Savaşmak zorunda kaldığım o ürpertici ses...
Luke'un yukarı katan gelen ağlama sesi çığlıklar halinde artınca daha fazla oyalanmadan yukarıya yöneldim. Merdiven basamaklarını çıktım ve hemen sağdaki kapıya girdim. Luke beşiğinde ağlıyordu. Yeni uyanmış ve acıkmış olmalıydı. Onu kucağıma aldım ve alt kata indirdim. Annemin mutfağa, biberonun içine süt hazırladığına emindim.
Mutfağa girdiğimde tahmin ettiğim gibi sarı biberon masanın üstünde duruyordu. Luke'un azğına biberonu verdiğimde sonunda o gürültülü ağlamasını durdurmuş ve sakinleşmişti. Biberondaki ılık sütü yavaş yavaş içiyordu. Sütü bitirdiğinde onu tam uyuması için yukarı kata çıkartıcaktım ki kapı çaldı. Üstelik normal bir zile basış da değildi. Birisi kapıyı adeta sabırsızca yumrukluyordu. Bu ısrarlı çalış üstüne kucağımda Luke ile kapıya gitmek zorunda kaldım.
Kapıyı açmakta biraz zorlandım aslında. Annem çıkarken kilitlemişti ve ben de vestiyerdeki kutunun içinden anahtarı bulmak zorunda kalmıştım. Sonunda kapıyı açtığımda karşıma nefes nefese kalmış, benden en fazla üç yaş büyük bir genç çıktı. Yüzünü bir yerden hatırlıyordum sanki... Doğru, Jeff'in bulunduğu o evden kurtardıkları diğer çocuk. Haberlerde görmüştüm.
Onu bu şekilde nefes nefeseyken kapıda bırakıp buradan ayrılmasını söyleyemezdim. Söyleyeceği önemli bir şeyler var gibi görünüyordu. O yüzden onu içeri davet ettim. O oturma odasındaki tekli koltuğa otururken ben de izin isteyip Luke'u yerine yatırmak için yukarı çıktım.
Geri döndümğümde nefesini biraz düzenlemişti. Ama halen sakin görünmüyordu. Karşısındaki koltuğa oturdum ve ne olduğunu sordum.
Bana ilk önce Jeff'in onu kurtardığından falan bahsetti ardından duraksadı. ''Belki de kim olduğumu bilse beni kurtarmaya yeltenmezdi bile''
İşin ucunun nereye gittiğini anlamıyordum fakat onun bu stresli tavrından hoşlanmamıştım. her ihtimale karşı elimi şöminenin yanında duran demir sopanın üstünde tutuyordum. ''Neyden bahsediyorsun?''
Sorduğum soru sanki çok zor bir soruymuş gibi düşünüyordu. Ardından cevap vermeye karar vermiş olmalı ki biraz öne eğildi.''Ben Jason Slade'in oğluyum''
Bu cevap ömrümde almak istediğim son cevaptı. Slade'in oğlu olduğunu söyleyen biri şu an evdeydi ve onu eve ben katmıştım! Yaptığım tam bir aptallıktı. Sağ elimdeki demir sopayı daha sıkı kavradım. En küçük hareketinde başına vurmaya hazırdım.
Ama o ne bıçak ne de silah çıkarmak için yeltendi. Yalnızca koltukta oturmaya devam ediyordu işte.''Beni daha önce görmediniz değil mi? Abim Park'ı gördünüz ama beni görmediniz. Çünkü ben onlar gibi değilim. Benden korkmana gerek yok.''
Haha! İki söze inanacak değildim. Slade'in bir oyunu olabilirdi bu. Ona inanamazdım ama onun dediklerini dinlemeye devam edebilirdim. En azından onu evden kovmadan önce söylediklerini biraz daha dinlerdim.
''Bak'' Diye devam etti konuşmaya, dikkatimi üstünde toplamaya çalışarak. ''Onlar size yaptıklarının aynısını hatta belki daha fazlasını bana da yaptılar.Buna ne kadar inanırsın bilmiyorum ama beni altı yaşımdan beri bir odada kilitli tutuyorlardı. Abim ve babam. Aslında geçen yıl kaçmayı başardım ama bu seferde Jeff'in de tuzağa düştüğü o evde kapana sıkıştım. Neyse kısacası Jeff bana yardım etti ve bu seferde ben size yardım etmek istiyorum.
Babamdan kurtulmanın bir yolunu biliyorum. Doğrusu geçen yıl evden kaçtığımda amacım biraz para toplayıp bu yolu kullanmaktı. Tabii o zaman bunu başaramadım.''
Yine duraksadı. Doğrusu ona inanıp inanmamak konusunda şüpheye düşmeye başlamıştım. Belki de doğru söylüyordu. Onu dinlediğimi belli edercesine kaşlarımı kaldırdığımda devam etti.
''İtalya'ya giriş yasağı var babamın. İtalya'dan kaçak silah aldığı öğrenilince oraya girmesini yasaklamışlar. Bu yasağı koydukları gün çok sinirliydi ve sinirini benden çıkarmıştı. Bu sayede de ondan kurtulmanın yolunu öğrenmiştim. Eğer İtalya'ya giderseniz sizi asla yakalayamaz. Bana inan. '' Cebinden bir uçak bileti çıkardı. ''Beni haberlerde gördü ve şimdide her yerde beni aradığına eminim. Ben bugün ilk uçakla gidiyorum ve sizde acele etseniz iyi olur'' Son cümlesini söylerken ayağa kalkıp gitmeye hazırlamıştı. Doğrusu ona gerçekten inanmaya başladığımı hissediyordum. Belki benim saflığıma denk gelmişti ama söyledikleri mantıklı geliyordu.
Onu kapıya geçirmek için ben de ayağa kalktım. Benim önümden kapıyı açmak için yeltendi fakat kapı açılmıyor gibi gözüküyordu. Ona yana geçmesini söyleyip ben denemeye karar verdim ama kapı gerçekten açılmıyordu. Kilitlenmişti. Halbuki ben kapının kilidini açıp anahtarı da vestiyere geri koymuştum. Şimdi ise hem kapı kilitliydi hem de anahtar vestiyerde değildi.
Üst kattan Luke'un çığlık atarcasına ağlama sesi geldiğinde ikimizde panikle o tarafa baktık. Kapıyı ikimizde kilitlememiştik ve Luke'da yeni uyumuştu.
İçeride kapıyı kilitleyen ve Luke'u uyandıran biri olmalıydı. Korkuyordum ve adım atmaya bile çekiniyordum fakat Luke'a bir şey olacağından daha fazla korkuyordum.
Elime bir mutfak bıçağı alıp merdivenlerden adım adım çıktım. O da arkamdan geliyordu. Doğrusu ona karşı da tetikte olmam gerektiğini düşünüyordum. Yine de yukarıya tek başıma çıkmaktan daha iyiydi. Merdivenin son basamağını da çıktığımda derin bir nefes aldım ve Luke'un odasına girdim.
O anda Luke'u ağlatan şeyi gördüm. Onu ağlatan şey bu sefer ne uykusuzluk ne de açlıktı. Onu ağlatan şey hepimizin korkulu rüyasıydı ve şimdi beşiğinin yanında elinde bir silahla duruyordu. Oğlununun buraya gelmesinde bir plan olduğunu bilmeliydim. Bu kadar çabuk kanmamalıydım!
Elindeki silahı Luke'a tutuyordu fakat beklemediğim bir şekilde yalnızca bana hitap etmek yerine ikimize de hitap etmişti. "Aptalca bir şey yapmaya çalışırsanız bu çocuğun başında bir delik bulursunuz. Şimdi zorluk çıkarmayın ve ikinizde benim önümden Garaja doğru yürüyün."
Daha yeni bir beladan kurtulmuşken şimdi onun on katı bir belayla baş başaydım. Beni garaja doğru takip eden bir belayla.
Garaja indiğimizde silahını cebine koydu fakat en küçük bir kaçma girişimimde hemen çıkartıp beni delik deşik edeceğine de emindim. Elinde deri ceketinin cebinden çıkardığı kelepçeyi bana göstererek gülümsedi ve odanın zemininde. başlayıp tavana kadar giden o kalorifer borularından birine yaklaşmamı işaret etti. Ne derse yapmak zorundaydım. En azından şimdilik onu sinirlendirecek cesaretim yoktu.
Kalorifer borusunun oraya gittiğimde kollarımı arkadan kelepçeledi. Kalorifer borusunu da kollarımın arkasına almıştı. Bu sayede hem hareket etmemi hem de kollarımı kullanmamı engelliyordu. Harika... Artık sinirlenip kaçmaya çalışacak cesareti toplasam da fayda etmezdi.
Asıl beni şaşırtan şey bana yağtığının aynısını daha yeni tanıştığım oğluna da yapmasıydı. Benimle aynı şekilde bir metre kadar önüme kelepçelemişti onu da. Belki de söylediği her şey doğruydu...
Babası onun ceketinin cebine elini soktu ve cebindeki uçak biletine bakarak güldü. Uzun ve iğrenç bir gülüştü."Benden uzaklaşmana izin vermem oğlum" bileti tam ortadan ikiye yırtarken adını henüz bilmediğim oğlunun nefretle babasına baktığını görüyordum.
Slade, Ağlayan Luke'u da garajın ortasına öylece bıraktıktan sonra kapıya yöneldi. "Şimdi ben biraz yukarıda televizyon izleyip eski sevgilimin gelmesini bekleyeceğim. O sırada hiç bir yere ayrılmayın." kapıyı çarparak çıktı garajdan.
Artık garajın içini Luke'un yakarışları kaplamıştı. Yere oturup bağdaş kurdum ve titreyen sesimi bastırmaya çalışarak Luke'a seslendim. Bir kaç seslenmemin ardından bana bakmıştı ve sonunda bana doğru emeklemeye başlamıştı. Kucağıma çıktığında ise artık ağlamayı kesmişti. Ben ona sarılamıyordum ama bu sefer o küçük kollarıyla bana sarılmaya çalışıyordu. Bir süre geçtikten sonra uyuyakalmıştı ve tüm garaj sessizliğe bürünmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Şans
Mystery / ThrillerBuraya bak cılız okur. Senin o geçirdiğin tüm uykusuz geceler gibi bir ömür geçiren bu aileye bak. Kanın işkenceyle harmanlandığı tüm o yılları oku. Bu hikayeyi okuman için ilk önce tüm bu vahşete hazırlanmalısın. Eğer hazırsan başlayabilirsin. ??⛓️?